Biz aslında bu konuyu unutmuştuk ne güzel. Demir Demirkan’ın Sertab Erener’le 18 yıllık birlikteliğini ‘bitirme kararı aldığını’ bir basın açıklamasıyla cümle aleme duyurmasındaki tatsızlık konuşulmuş, bitmişti.
Aradan bir yıl geçmiş, Sertab Erener yaralarını sarmış, üstelik de evlenmişti. Hesap kapanmıştı, yani.
Ama kapanmamış olacak ki, bu hafta sonu hep birlikte Demir Demirkan’ın çektiği acıları okuduk Ayşe Arman’la röportajından. Meğer ne çileli bir hayatı olmuş Sertab Erener’le. Yaşayan bir ölüye dönüşmüş, panik ataklar geçirmiş, Sertab’ın sevgilisi mi, elemanı mı olduğunu anlayamaz olmuş, o kadar vericiymiş ki, sonunda verecek kanı kalmamış, ölüyormuş!
Şimdi şükür yeniden doğmuş gibiymiş, çoook eski tanıyanlar “Oh be, bildiğimiz Demir gibi olmuşsun!” diyorlarmış.
Ayrılmasa ölecekmiş!
Acaba şu saatten sonra bu bilgilerin kime ne faydası var derseniz, zamanında haksızlığa uğradığını düşünüyormuş müzisyen. Onu Sertab’ı başkası için terk etmekle, ‘satmakla’ suçlamışlar. Halbuki hal böyle değilmiş işte, o bu kadar aşağılık bir adam mıymış ki, yeni kızı bulup ötekini bıraksın? Ayrılmasa ölecekmiş ve bir gün daha fazla yalan söylemek istememiş.
Bu arada tek taraflı görünen ‘ayrılmaya karar verdim’ ifadesine de açıklık getiriyor. “Ben dikkat etmedim ki” diyor, “Ben basın bülteni yollayamam ki. Bir ekip var orada, birileri bu basın bültenini onaylayıp yolluyor.”
Nasıl yani? Bu ekip kafasına göre istediği şeyi yazıp yollayabiliyor mu? Ne bileyim, onun ağzından “Yeni bir ilişkiye kanat açtım” filan yazıp yollasa onu da mı fark etmeyecekti misal? Ayrılırken ve bunu bütün Türkiye’ye duyururken karşı tarafı incitmeyecek şekilde ifade etmek gibi bir sorumluluğun yok mudur?
Ama olsa zaten şu an bunları konuşmuyor olurduk. Çünkü yeni ifadeler eskisini zaten mumla aratacak cinsten.
‘Günahı boynuna yazılabilir’
Yanlış anlaşılmasın, insanların nefes alamadıkları ilişkilerin içinde çakılıp kalmasına sonuna kadar karşıyım. Evet, 18 yıl çok uzun bir süre. Bir sürü şeyin tükenmesi için fevkalade yeterli. Hatta bir taraf bu derece bunaldıysa haddinden fazla uzun.
O nefes alamama hali de çok tanıdık. Ve bu hale gelinmişse, ayrılmak tabii ki iki taraf için de en iyisi.
Ayrıca ben insanların her zaman başkasına aşık olma haklarının olduğuna inanıyorum. Bir ilişki içindeyken de... Bunun için aşağılık bir insan olmanız gerekmiyor. Engellenebilir bir şey değil ki... Başınıza geldiğinde üzülürsünüz tabii ama kızamazsınız kimseye neden benden başkasını sevdin diye. Dolayısıyla birisini ‘başka biri için’ terk etmek onu ‘satmak’ anlamına gelmiyor.
Ama işte 18 yıl beraber olduğun bir kadından ayrıldıktan bir sene sonra, o kadın seni hiçbir ortamda suçlamamışken, durup dururken (Pardon durup dururken değil, tam da bu konuyla ilgili olduğunu söylediğin ‘Yazarsan yaz günahı boynuma’ diye bir single çıkarmışken) bir röportaj verip nasıl boğulduğunu anlatmak, şimdiki mutluluğunu tanımlarken “Öteki ilişkim beşik kertmesi gibiydi” gibi ifadeler kullanmak, bunun ‘günahı boynuna yazılabilir’.
