Duru Tiyatro’nun ‘Sondan Sonra’ oyununda Emre Kınay ve Ahu Türkpençe rol alıyor
Yine mi menopoz esprisi?
Memleket dizilerinin komedi anlayışı içler acısı. Nerede gerçekten sorunlu, yaralı bir konu var, oradan şaka çıkar sanıyorlar. Tecavüz olabilir, kadına şiddet olabilir, hep buralarda komiklik ihtimali aranıyor.
Buyurun, son olarak Şafak Sezer-Oya Başar’lı ‘Alemin Kıralı’na. Dizideki espriler, zaten muz kabuğuna basan adama güldürme niyeti üzerine kurulu. Herhangi bir zeka pırıltısı olmadığı gibi, herhangi bir hassasiyete de yer verilmiyor. Son bölümde, çok dahiyane bir Kanter Emel portresine yer verilmiş. İsmini hayvan hakları konusundaki eylemleriyle bilinen Panter Emel’den alıyor. Bakıyoruz, kaldırımlarda oturmuş kedilere ıstakozlu mama yedirip ellerine para tutuşturmaya çalışan deli bir kadın. Pet shop’larda hayvanlar kötü durumda diye ağlıyor, hap kadar kafese 60 tavşan tıkıldı diye eylem yapmaya kalkıyor ve en önemli özelliği, durmadan terliyor, mendille orasını burasını siliyor. Çünkü niye? Hayvan sevgisi menopozlu kadınların işidir. İnsandan başka bir canlının daha yaşama hakkını kendine dert ediniyorsan, besbelli kafayı sıyırmışsındır bir, hiçbir erkek seninle ilgilenmiyordur, sıkıntın başına vurmuştur iki. Çünkü menopozlu kadınların işi bu. İma da bu tabii, hayatta başka gaileleri kalmamış, onlar da ne yapsınlar börtü böceğe vurmuşlar kendilerini.
‘Alemin Kıralı’ dizisinin senaristi Kemal Kenan Ergene’ye demek istiyorum ki, bu ülkede hayvanlar hakikaten çok kötü muameleye maruz kalıyor, pet shop’larda ölüyor, barınaklarda zehirleniyorlar, tecavüze, işkenceye uğruyorlar, işin gülünüp eğlenecek tarafı yok maalesef. Ve o ruh hastası gibi tasvir ettiğiniz menopozlu kadınlar da olmasa kimse dönüp bakmayacak hallerine. Bunu alay konusu yaparak meseleyi hafifletiyorsunuz, yapmayın rica ederim. Her konudan şaka çıkarmak zorunda değilsiniz. Ayrıca bu menopoz esprisinin komik tarafı nerede Allah aşkına?