‘Tetikçi’ film oluyor!

Bütün sene merak edip görme fırsatını çok geç, ancak son gününde yakaladığım bir oyun oldu bu sene: Bulut Tiyatro’nun ‘Tetikçi’si

Son derece iyi kurgulanmış, cesur ve fazlasıyla ‘gerçekçi’ bir iş. Aslında “Cesur” derken bile içim sızlıyor. Çünkü Ebru Nihan Celkan’ın yazıp yönettiği oyun, birebir örtüşmese de, Hrant Dink cinayetine benzer bir suikastın şartlarının nasıl oluştuğunu anlatıyor. Ve aslında Abdi İpekçi’lerin, Uğur Mumcu’ların, Sabahattin Ali’lerin katledildiği bu topraklarda böyle bir oyunun ‘cesur’ kabul edilmeyeceği gündür, özlemini duymamız gereken.
Oyunda ‘bir bebekten nasıl katil yetiştirildiğini’ adım adım izliyoruz. Bir Anadolu kentinde, bir takım ‘abi’lerin şehre okumaya gelmiş yoksul çocuklara nasıl ‘sahip çıktığını’, bir evde barındırıp iki üst baş, biraz cep harçlığıyla gözlerini boyayıp nasıl ‘kanlarına girdiğini’ görüyoruz.
Derken başlıyor beyin yıkama faslı. “Onlar bizim düşmanımız oğlum” masalları. Ve bu memleketi bu ‘düşmanlardan’ temizlemenin nasıl bir kahramanlık olduğu destanları. Hayatında değil kahraman olmak, kimsenin gözünün içine bakıp konuşacak kadar bile özgüveni olmayan bir çocuğu cebine silah koyup otobüse bindirip yolluyorlar sonunda... Hiç tanımadığı, hiçbir yazısını okumadığı bir gazeteciyi öldürmeye...

İyi şeyler de oluyor
‘Tetikçi’nin daha fazla izlenemeden kaybolup gidecek olmasına o kadar üzülmüştüm ki, filminin çekileceğini duymak gerçek bir müjde oldu benim için. Bulut Tiyatro’nun tamamen kendi imkanlarıyla yapacağı filmi belgesel yönetmeni Ada Ayşe İmamoğlu çekecek. Film, ‘Dogville’e benzer biçimde, tek mekanda, bir tiyatro salonunda çekilecek. Ebru Nihan Celkan, “Bu iş her zaman her yerde yapılabilir”i göstermek istediklerini söylüyor. Aynı oyuncu kadrosuyla yapılacak ki, başta azmettirici ağır abiyi oynayan Özgürcan Çevik (Onu ‘Türkan’ dizisinden tanıyorsunuz, bir de sahnede görmelisiniz) olmak üzere tamamı (Özge Ertem, Güney Zeki Göker, Barış Gönenen, Aslı Can Kortan, Ararat Mor, Gülce Oral, Fatih Özkan, Eyüp Emre Uçaray) çok başarılı.
Bu arada Bulut Tiyatro cephesinden birkaç iyi haber daha: Bir kere ‘Tetikçi’, Anadolu turnesine çıkıyor. İkincisi, bünyelerinde bir yayınevi kuruyorlar. İlk kitaplarında Ebru Nihan Celkan’ın yanı sıra, son dönemin parlayan genç yazarlarından Özer Arslan, Mirza Metin ve Ayşe Bayramoğlu’nun oyunları, onlarla yapılmış röportajlar ve oyun eleştirileri yer alacak. Ardından yerli oyunlar, kaynak kitaplar, araştırmalar gelecek. Tek cümleyle özetlersek, ülkede iyi
şeyler de oluyor.

Karnından sıpayı, sırtından neyi?

Kenan Işık’ın sunduğu ‘Kim Beş Yüz Milyar İster?’ yarışmasında sorulan soru nasıl her alanda dibe vurduğumuzun açık bir örneği. Soru şu: “Geleneksel Türk annesi, kendisini kızdıran çocuğuna hangisini atar ve her defasında isabet ettirir?” Şıklar: A- Yastık B- Kumanda C- Terlik D- Oklava
Bir zamanlar tiyatro insanı olarak tanımış olduğum Kenan Işık’ın bundan bir nebze olsun rahatsız olup olmadığını merak etmek nafile tabii. Bir ‘bilgi yarışması’nda böyle abuk subuk bir soru sorulmasını, bu ‘geleneksel Türk annesi’ zırvalığını komik, şirin, esprili bulanlar içinse Twitter’dan Melo Parlak imzalı yeni bir soru önerisi sunuyorum: “Geleneksel Türk erkeği kadının sırtından sopayı, karnından neyi eksik etmez?” Sıpa/Tıpa/Yumruk/Kuyruk...