Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Elizabeth Gilbert’ın çok satan kitabı ‘Eat, Pray, Love’ filminin gösterime girmesine çeyrek kala Türkiye’de patlama yaptı. Ne yazık ki kötü bir çeviriyle


Bu sürekli olarak kendini oralarda buralarda arama hikayelerinden artık çok sıkıldığımı belirterek girmek istiyorum söze. Herkeste bir arayıştır gidiyor. Çoğunlukla Doğu’yu gösteriyor ‘iç yolculuk’ların ibresi. 35 sene bir kariyerin, bir hayatın, belki bir evliliğin peşinden koşmuşsun, meğer hepsi boşmuş, hadi bakalım düşelim bir ‘guru’nun peşine. Hazin de aynı zamanda... Kendi duyamadığımız iç sesimizi, kendi göremediğimiz ‘öz’ümüzü bulmak için yaban illerden, ellerden medet ummak.
Ama son yılların modası bu, herhalde eskiden kimse kaybolmuyordu ya da belki o zamanlar bu işler bu kadar ‘satmıyordu’, kimbilir...
Bunca gevezeliği, ‘Ferrarisini Satan Bilge’nin kadın versiyonu diyebileceğimiz ‘Eat, Pray, Love’ın memleketimizdeki yükselişi şerefine yaptım. Yaz başında plajlarda Pucca’nın hakimiyeti olacağını öngörmüştüm, yanılmışım. Şezlong başına bir ‘Ye, Dua Et, Sev’ düşüyor şu anda. Ekim başında gösterime girecek filminden Julia Roberts ve Javier Bardem’li kareler içeren yenilenmiş kapağıyla.
Amerika’da aylarca liste başında kalan kitap özetle, 30’lu yaşlarının başındaki bir kadının, evliliğini bitirip yeni bir hayata atılmak üzere yollara düşmesini anlatıyor. İtalya’da dil öğrenme ve yeni lezzetler keşfetme faslıyla başlayan seyahat, Hindistan ve Endonezya ile başka bir boyut kazanıyor, evet tahmin edeceğiniz gibi bir ‘iç yolculuğa’ dönüşüyor. Ardından da çok satan bir kitaba...

Haberin Devamı

Ne yazık ki sonuç hüsran
30’lu yaşlarında bir kadın var, mutsuz bir evliliği bitirip yeni maceralara atılma var, üstüne üstlük bir de ruhani yolculuk var, daha ne olsun ki? Normalde özenle uzak duracağım bu üçlemeye beni çeken, yanımda kitabın İngilizcesini okuyan bir arkadaşımın kıkırdamaları oldu. Belli ki zeki ve matrak bir kalem vardı ortada bütün bunlara ilaveten. Nitekim, ara ara belli bölümleri yüksek sesle okudu, ara ara ben elinden kapıp bir göz attım, sonuçta sahiden acılarını da mizahla anlatmayı beceren, hoş bir kadın yazar keşfetmiş oldum.
Ve seyahat dönüşü havaalanındaki kitapçıların raflarında baş köşeyi tutan ‘Ye, Dua Et, Sev’i edinmeye karar verdim. Ne yazık ki sonuç hüsran. Çünkü Pegasus Yayınları tarafından basılan kitabın Esra Makara ve İstem Erdener imzalı çevirisinden o tadı almak mümkün değil. Hatalı kurulmuş cümleleri, takip edilmesi zor, fena halde çeviri kokan Türkçe’siyle ne yazık ki yarısını bulamadığım kitaplar arasında yerini aldı ‘Ye, Dua Et, Sev’.
Velhasıl, ben Elizabeth’in maceralarını öğrenmek için filmi bekliyorum artık. Ülkemizde bu çeviri işine bu kadar özensiz yaklaşılmasından da çok rahatsızım. Her koşulda çok satacağına güvenerek, “Basalım da nasıl basarsak basalım” mantığıyla kitap yayımlanır mı?

Ye, dua et, sev, okuma



Kumbaracı’da konserler dizisi
2009’un kasım ayında açılışı yapılan Kumbaracı 50, birinci yaşını tamamlarken bir konser dizisiyle açıyor yeni sezonu. Adına ‘Yokuşüstü Müzik’ denmiş, zira Kumbaracı Yokuşu’nun üzerinde, adından anlaşılacağı üzere 50 numarada bulunmakta. Ve bu konser dizisinin, kuruluşunda da gönüllü destekçilerle yola çıkan mekanın devamlılığını sağlamak gibi de bir amacı var.
Fakat destek konseri deyip geçmiyoruz, zengin bir programı var Yokuşüstü Müzik etkinliklerinin. Olay çarşamba akşamı alemlerin en ünlü 45’likçisi Naim Dilmener’in çalacağı partiyle başlıyor. ‘Dünden Bugüne Pop’ gecesiyle.
Sonraki günlerde de sırasıyla Sema, Selen Uçer, Suzan Kardeş, Kardeş Türküler, Yeni Türkü, Vedat Sakman, Sumru Ağıryürüyen-Cenk Erdoğan, Göksel ve Trio Rebetiko’nun konserleri olacak Kumbaracı 50’de. Daha fazla bilgi için www.kumbaraci50.com adresini ziyaret edebilirsiniz.