Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bir Hollywood filmi için şahane bir konu olabilirdi. Bir kadın; genç, iyi eğitimli, şehirli bir kadın, işi gücü bıraksın kalksın bir dağ köyüne gelsin. Yedi dönüm toprak alsın, orada kendine yeni bir hayat kursun. Ekerek, biçerek, atlarla, kazlarla, ördeklerle haşır neşir olarak.
Buraya kadar çok da sıradışı olmayan, tipik bir kentten kıra kaçış öyküsüne benziyor. Ama zaten bizim ‘Erin Brokovich’in öyküsü de burada başlıyor.
Adı Tülay Andıç. Almanya doğumlu, Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji mezunu. 90’ların başında, kızı Ayşegül dünyaya geldiğinde aklına düşmüş çocuğuna organik sebze meyve, sahici yumurta yedirebileceği bir ortamın hayali. Ege mi olsa Akdeniz mi derken Armutlu’yu keşfetmiş. 

Bir düş kurmuş...
İstanbul’a iki saat uzaklıkta, Yalova’da, havası güzel, toprağı verimli bir bölge. Önce bir ev yaptırmışlar Armutlu’nun Mecidiye köyünde kendileri için. Zeytincilikle başlayıp türlü tarım ürünlerine geçmişler yavaş yavaş. Derken büyümüş iş, pansiyona dönmüş: Thuya Ekopansiyon.
İşte bu noktada, Tülay Andıç, çitini çevirip organik tarımını yapıp çiftliğinde müşterilerini kabul ederek yaşayıp gideceğine kendi hayatıyla beraber bölgenin kaderini de değiştirmeye karar vermiş. “Kalkınma” lafını dolamış diline, bir de “ülkenin yüksek çıkarları...”
Ama alışılandan farklı anlamlar yüklemiş bunlara. Köylüyü de düşüne inandırırsa, ekolojik tarım, ekoloji turizmi gibi farklı geçim kapılarının doğacağını ve hep beraber bölgenin değerini artırabileceklerini düşünmüş. Ve derhal sıvamış kolları. 

Ekolojik Yalova
Zaten tanır tanımaz anlıyorsunuz, sözden ziyade aksiyon insanı Tülay Andıç. Bir yandan köylüleri ikna ederek, bir yandan devlet kapılarında mesai vererek inanılmaz işler başarmış bölgede. 2004 yılında Yalova Valiliği’nin önderliğinde bir “Ekolojik Yalova” projesine başlanmasını sağlamış neticede. Yarımadanın yarısı ekolojik havza ilan edilmiş, Armutlu Bulgaristan’dan bir ekolojik ilçeyle kardeş ilçe olmuş, AB çevre komisyonlarının dikkatleri bölgeye çekilmiş. Armutlu’da bir hareket, bir bereket.
Aferin almış mı Tülay Andıç çevresinden? Elbette hayır, bolca da baltalama girişimiyle karşılaşmış aksine. Sulama suyu misal, üç sene boyunca bulunamamış yeraltı sularıyla dolu bölgede. Nihayet Andıç’ın valinin kapılarında geçirdiği saatler neticesinde bölgeyi bilen bir sondajcıyla bulunuvermiş su. Üç yıl kayıpla.
Sonra ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) Genel Müdürlüğü var, Armutlu ekolojik havzasındaki maden ocaklarına ısrarla izin veren. Tam bölgede ekolojik tarım ve turizm oturmaya başlar, köylü ürünlerini pazara götürmeye çalışırken granit ocakları yolları perişan ediyor bu kez. Hadi sil baştan...
Velhasıl bizim Erin Brokovich’imizin mücadelesi sürüyor Armutlu’da. İstiyor ki çok özel bir bitki örtüsüne sahip olan bölge doğa parkı ilan edilsin, dünyada eşine az rastlanan doğasıyla Armutlu bir ekolojik tarım ve turizm cenneti olarak gelişsin. Bölge insanı refaha, ziyaretçileri huzura kavuşsun... Böyle tuhaf tuhaf fikirleri var işte.
“Ülkenin yüksek çıkarları”na uygun mu, siz karar verin...  


Yumurta kümesten, sebze bahçeden
Tülay Andıç’ın korunması için mücadele verdiği bölgeyi yakından tanımak isterseniz, İstanbul’dan bir deniz otobüsüne bakıyor iş. Birden bire bir küçük cennete atıyorsunuz adımınızı.
İki şahane kuçu karşılıyor sizi, Tülay Andıç kendi yaptığı gelincik şurubuyla ‘hoşgeldiniz’ diyor, kazlar, ördekler sarıyor etrafınızı.
Tamamı altı odalı bir butik otel Tülay Andıç’ın Thuya’sı (www.thuya-ekopansiyon.com). Hiçbir oda diğerine benzemiyor, kimi dağ, kimi deniz manzaralı, her birinin kendine özgü küçük ayrıntıları var.
Yumurta kümesten, sebze bahçeden. Size de yeme içme dinlenme ve türlü faaliyet olanakları sunuyor Thuya. Yemek kursuna katılabilir, ev şarabı üretimine katılabilir, cam - ahşap boyayabilir, binicilik öğrenebilirsiniz.
Ve belki siz de bir doğa savaşçısı olarak ayrılabilirsiniz Mecidiye köyünden...