Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yaz geldi, magazincilerin selülit avı başladı. Ne zannediyorlar? Selülitin çok nadir bulunan, göreni şok eden bir şey olduğunu mu?

Bıktık artık bu selülitli beyinlerden. Her yaz aynı hikaye, ‘hangi sahilde kimi gafil avlayabiliriz, havlusunu indirdiği anı tespit edebiliriz, ele güne teşhir edebiliriz’ kaygısı... Sonra gelsin “Vay, filancaya bak, selülit yapmış” diye başlayan çirkin muhabbetler... Ne zannediyorlar, insanların kimin selüliti var, kimin yok gibi konuları çok merak ettiğini mi? Ya da selülitin çok nadir bulunan, göreni şok eden bir şey olduğunu mu?
Sözüm, ‘sözüm ona’ magazin programlarına: Varoluşunu daha fit, Allah muhafaza selülitsiz olma üzerine kuran, her yaz plaj kreasyonlarıyla ses getirmeyi amaçlayan ikoncanlarımız var, çok şükür. Bu tür ‘plajdan bildiren’ programlarınızı onlarla yapsanız, diğer insanların huzur içinde denize girmelerine izin verseniz, izleyiciyi sizin adınıza utanmak zorunda bırakmasanız olmuyor mu?
Kullanılan dil, hakikaten cüretkâr, saldırgan, üstüne üstlük mide bulandırıcı... 23 yaşında ve selülitsiz olmaktan başka özelliği olmayan, misal bir sunucunun sahip olması gereken konuşma yetisinden yoksun bir takım kızlar gözlerini aça aça ‘o dehşet verici’ haber başlıklarını sıralıyorlar önce: “Şarap gibi kadının şok görüntüleri!” Sanırsınız bıçakla birini doğrarken filan yakaladılar. Hayır, “Bacakları selülit tarlasına dönen bilmem kim görenleri çok şaşırttı.”

Haberin Devamı

Yeter ki beyinler selülit tarlasına dönmesin
Saldıran sanatçıları kimse suçlayamaz
Kim o görenler? Sürekli selülit avcısı kılığında dolaşan, muhabir diyesim gelmiyor, muhbirleriniz. Yoksa normal insanların sevdikleri bir oyuncuyu plajda görünce selülit kontrolü yaptığını hiç sanmıyorum. Olsa olsa sevgilerini bildirirler, birlikte fotoğraf çektirmek isterler. Zaten selülitin uzaylılara has bir lanet olmadığını bilirler, herhalde orana vurulsa yüzde 80’inde vardır kadınların bu ‘portakal kabukları’ndan.
En son bu muhbirler bir yerlerde Zuhal Olcay’ı gözetlemeye almışlar. Kullandıkları cümleleri sıralamak istiyorum, hakikaten inanılmaz: “Pareosuyla oynamanın bedelini ağır ödeyecek hanımefendi.” Nasıl ya? Ne bedelinden söz ediyorsunuz? Kimsiniz siz? “Selülit tarlasına dönmüş, bu saatten sonra kurtulma şansı yok gibi.” “Paniklediği için ancak üçüncü denemede bağlayabiliyor pareosunu...” “Gergin belli ki...”
Yorumlar da şahane. Birisi sizin poponuzu gizli gizli çekip yayınlamaya çalışsın, bakalım gergin oluyor musunuz olmuyor musunuz? “Selülitleriyle hayal kırıklığı yaratan Olcay...” Pardon, niye Zuhal Olcay’ın bacaklarıyla ilgili hayal kurmaktaydınız ki kırıldı onlar? Kendisi ‘bayan bacak’ olarak nam salmamıştır ki, iyi bir oyuncu, iyi bir şarkıcı olmasıyla, yetenekleriyle, kafasıyla ünlüdür. Ve bunlar selülitsiz bacaklardan çok daha kıymetli niteliklerdir, sizinle beraber yaş alır, daha olgunlaşırlar. Bir insanı ‘şarap gibi’ yapan asıl budur ve Zuhal Olcay tabii ki şarap gibidir. Her şeyden önemlisi, ona -veya herhangi bir kadına- karşı bu dili kullanmak kimsenin haddi değildir, olamaz.
Bu zulme, bu rezilliğe dur demek için gerçekten bütün aklı ‘hâlâ’ başında magazincilerin harekete geçmesi, topluca karar alması lazım. Aksi halde görüldükleri yerde saldırıya, hakarete uğramalarına kimse engel olamaz ve kusura bakmasınlar ama saldıran sanatçıları da kimse suçlayamaz...