Cadde ‘Dedikodular reyting getiriyor’

‘Dedikodular reyting getiriyor’

01.10.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Mankenlikten oyunculuğa geçen, dizi filmlerin ‘ebedi bakiresi’ Emine Ün’ün birlikte rol aldığı tüm ‘jön’lerle adı çıkıyor... Bebek yüzlü sarışın öBunlar reklam, diziye dikkatleri çekiyor" diyor...

‘Dedikodular  reyting getiriyor’

‘Dedikodular reyting getiriyor’

Mankenlikten oyunculuğa geçen, dizi filmlerin ‘ebedi bakiresi’ Emine Ün’ün birlikte rol aldığı tüm ‘jön’lerle adı çıkıyor... Bebek yüzlü sarışın öBunlar reklam, diziye dikkatleri çekiyor" diyor...

BULUŞMALAR / AHMET TULGAR

Dizilerde: İbrahim Tatlıses'in yatağa uzanıp sigara tellendirirken arzuladığı ama elini süremediği sarışın... Mehmet Aslantuğ'un platonik takıldığı kadın... İbrahim Erkal'ın 'canısı'. Ebedi bakire.
Kendi ağzından özel hayatı: Hâlâ ailesiyle çocukluğunun geçtiği Ortaköy'de oturan, onlarla pikniğe giden, bütün yaz Laila'ya sadece bir kez giriş yapan sıradışı bir manken, oyuncu. Allah göstermesin, başına kötü bir şey gelse, gazeteci üslubuyla "Ortaköy'ün en güzel kızı".
Gazete ve televizyonlarda: Esmer arabeskçilerin sarışın gözdesi. Galatasaray’lı Ümit Karan'ın sevgilisi...
İşte bir magazin bilmecesi. Doğru tarif hangisi acaba?
Biri, ikisi ya da üçü birden.

‘Lay lay lom değilim’
Herhalde oynadığınız dizilerin, filmlerin sayısı 10'u geçti. Bu krizde nasıl bu kadar iş alabiliyorsunuz?
İnsanlar beş senedir hâlâ beni tercih ediyorsa demek ki bu işi iyi de yapıyorum. Oyunculuk sette lay lay lom, saate bakıp "Ne kadar işim kaldı?" demek değil. Zaten başarılı olmayanı senaryoyu değiştirip ilk bölümlerde öldürüyorlar.

Mankenlikten uzaklaşıyor musunuz?
Yavaş yavaş uzaklaştım. Zaten mankenliği çok aşırı yapmıyordum ben. Sekiz sene oldu Erberk Ajans'da. 15 yaşında girdim oraya, şimdi 21 yaşındayım.

Çok küçük başlamışsınız. Aileniz mi zorladı?
Neşe Abla (Erberk) kardeşlerimi ajansa sokmak istemiş, onları bir yerde görmüş. Ben de onlarla gittim. Görür görmez, "Sen de gireceksin ajansa" dedi. Babamın haberi de yoktu, babamdan da çok korkarım. Ama ailem bana çok destek oldu. Oysa bu piyasanın başka bir yüzü daha bulunuyor. Bu yüzü ben başlarken bilmiyordum. Kendimi işin bu yüzünden uzak tutmaya çalıştım.

‘Çok hata yaptım’
Nasıl uzak tutabildiniz kendinizi?
Bu piyasadan doğru dürüst kimseyle görüşmüyorum. Hâlâ okul arkadaşlarımlayım. Ama bu demek değil ki, hiç hata yapmadım. Çok hatalar yaptım. Çok pişman olduğum şeyler oldu. Sonuçta genciz. Renkli bir dünya. Kendini kaptırabiliyorsun.

Neşe Hanım'la, Çağla Şikel'i filan götürdüğü bu özel defile olayını konuştunuz mu?
Hiçbir açıklama yapılmadı bize. Hiç konuşmadım Neşe Abla'yla. Ben sekiz senedir o ajanstayım. En azından bana karşı hiçbir yanlışlık olmadı. Olsaydı durmazdım zaten. Ben çok çirkin bir gözle bakmıyorum özel defile olayına. Tabii, olayın iç yüzünü de bilmiyorum ama.

Ailenizle mi oturuyorsunuz hâlâ?
Tabii. Evlenene kadar da bu böyle olacak. Mankenlik mesleğini yapan birçok arkadaşım tek başına oturuyor, daha özgür bir hayat sürdürüyor. Bu yüzden de tabii hepimiz aynı kefeye konuluyoruz. Yine manken olarak geçiyoruz bu piyasada hepimiz. Ama benim hayatım tamamen çok farklı. Hâlâ ailemle pikniğe gidiyoruz.

Peki, aileniz sizinle ilgili dedikodulara üzülüyor mu?
Eh, problem oluyor tabii. Hesap soruyorlar. Ben de onun açıklamasını yapıyorum. Tabii ki erkek arkadaşım olacak. Sonuçta genç, bekar bir insanım.

Size beraber olmayı teklif edenler oluyor mu? Nasıl getiriyorlar bu teklifleri?
Yani, dolaylı yoldan oluyor. Direkt teklif eden olmadı bugüne kadar.

Nasıl bir yol izliyor zamparalar?
İş görüşmelerinde bazen "Yemek de yiyebiliriz" gibi, onun gibi tekliflerle...

Ama ne zaman bir dizi, bir klip çekseniz başroldeki kişiyle adınız çıkıyor. Bunun nedeni ne?
Artık alıştım. Bu reklam amaçlı, sansasyon olsun, insanların dikkatini çeksin diye yapılan bir şey. Ben bugüne kadar dokuz on dizide oynamışım, üç dört tane televizyon filmi çekmişim. Hepsiyle aşk ilişkim olması lazım. Mümkün mü böyle bir şey? Elektrik almadan, hoşlanmadan bir insanla nasıl beraber olunur? Bunlar reklam ama nedense bu reklamlarla rating'ler yükseliyor.

Yazı nasıl geçirdiniz?
Hep işle. Laila'ya bile bir kez gittim. Birkaç kez de Chinawhite'a.

Aslında bu aralar bütün mankenlere, futbolculara filan bir kompozisyon ödevi verilmeli okullardaki gibi "Yazın ne yaptınız?" diye.
Manken olarak geçinen o kadar çok insan dolaşıyor ki etrafta, onlarla aynı biçimde değerlendirilmek istemiyorum. Beni dışlayacaklarsa bu sebeple, istedikleri kadar da dışlasınlar.

‘Ümit Karan yakışıklı ama...’
Galatasaray'lı Ümit Karan'la beraber misiniz?
Hayır. Bir arkadaşımız vasıtasıyla birkaç defa aynı grup içinde bir araya geldik. Ama beraber olmadık. İstesek olurdu çünkü ikimiz de genç ve bekarız.

Peki, Ümit Karan sizi aramadı mı sonradan?
Aradı. "Bak, bizim için ne yazmışlar" dedi.

Ümit Karan'ı beğeniyor musunuz?
Evet, tabii ki hoş bir çocuk, tipi düzgün, yakışıklı, işini çok iyi yapan, profesyonel bir insan. Ama ben ona arkadaş gözüyle baktım. Zaten bir ilişki olacaksa o elektriği alınca olur. Demek ki ikimiz de birbirimize arkadaş gözüyle baktık, elektrik almadık ki, beraber olmadık.

‘Herkes psikopattır’
Bu kentte, Ortaköy'de büyümüş olmanıza rağmen kariyerinizin başlangıcında daha taşralı bir görüntü veriyordunuz. Ve nedense hep arabeskçilerle oynadınız önce. Neden?
Sarışın olduğum için ilk başta İbrahim Erkal, İbrahim Tatlıses, Mahsun Kırmızıgül gibi insanlarla oynadım. Bu tarz insanlar tabii ki sarışın bayanları tercih ediyorlar. Yapımcılar da bunu istiyor. Arabeskçiler esmer olduğu için... Ekranda da görsellik ön planda. Esmer bir insanın yanında sarışın birinin olması daha bir güzelleştiriyor. Ama sonra ben, "Emine sadece arabeskçilerle oynar" iddiasını çürütmek için hırslandım ve başka dizilere yöneldim. Ama arabeskçilerle çalıştığım için pişman değilim.

Bu üç arabeskçinin içinde en çok hangisini sevdiniz?
Üçü de insanları çok seven, çok büyük burunlu olmayan insanlardı. Sadece İbrahim Tatlıses hem oynadığı, hem yönetmenlik yaptığı, çok titiz olduğu ve çok işi olduğu için daha zor bir insan, daha agresif. Ama agresif olması normal.

Doğal sarışın mısınız?
Hayır, kumralım ama sarışınlık bana çok doğalmış gibi geliyor. Bu arada saçlarımı da kestirdim. Hep uzundu.

Kilo da vermişsiniz?
Dört kilo verdim sadece ama biz Türk tipi kadınlar biraz kilo verince çok fark ediyor.

İbrahim Tatlıses'le oynadığınız "İmparator" dizisinde de, şimdiki "Hırsız" adlı dizide de hep platonik biçimde arzulanan masum kadını oynuyorsunuz. Size neden bu ‘ebedi bakire’ rolünü biçtiler?
Tipimden kaynaklanıyor herhalde. Masum, bebeksi bir görünüşe sahibim. Ama bir keresinde psikopat bir kadını canlandırdım. Çok korktum bu rol bana teklif edildiğinde, çünkü mimiklerinin çok farklı olması lazım, bir psikopatlık olması lazım yani. Günlerce ayna önünde çalıştım.

Peki, içinizdeki psikopatı ortaya çıkarabildiniz mi?
Kesinlikle. Aslında herkesin içinde bir psikopat bulunur.




MAGAZİN













Yazarlar