DOST MECLİSİNDE

...nar taneleri ve taze atıştırmalıklar... Serra Yılmaz’ın bu sıcak davetine son filmi Nar’ın ekibi davetli...

Serra Yılmaz, Nar film ekibini Cihangir’deki mütevazı evinde ağırlıyor. Her ayrıntıyı düşünen oyuncu, herkesi kendi evindeymiş gibi hissettirmeyi iyi biliyor. Ekip, Serra Yılmaz’ın İtalya dönüşü Cihangir’deki evine davetli. Yönetmen Ümit Ünal, oyuncular İdil Fırat ve İrem Altuğ tesadüfen evin 1-2 sokak ötesinde denk geliyorlar o sabah ve birlikte yürüyorlar eve doğru. Filmin aktörlerinden Erdem Akakçe de davetli listesinde başrolde ama kendisinden henüz iz yok; “Motor sesinden tanırız, gelince” diyorlar ve kahkahalar atılıyor, Erdem’i iyi tanıdıkları muhakkak! Daveti alır almaz her biri programını iptal etmiş, randevular ertelenmiş ve o sabah erken uyanılmış! Semt sessiz, deniz çarşaf, kediler oynuyor ve ev sahibinin hazırlıkları bitmek üzere...

Burası benim evimSerra, Erdem hariç tüm arkadaşlarını kapıda bir arada görünce çok mutlu oluyor, “Hoş geldin İtalya’dan” seremonisine, “Siz de hoş geldiniz evime” sözleriyle karşılık veriyor. Nefis Boğaz manzarasına kapılmamak işten bile değil; şimdilik herkes içeride çünkü esas sofra salonun mutfağa bakan kısmında hazırlanmış. Davetliler kendilerine kolayca bir yer beğeniyor, tabii manzaraya karşı olan yerler daha popüler. Erdem’i bu defa Serra soruyor ama ‘darling’ diye, davet boyunca da Erdem onun şuh ve eğlenceli hikayeler anlatan manevi sevgilisi oluyor. Erdem, Serra’nın yaramazı gibi...
Sofra için özel bir anons yok, kendi evlerindeymiş gibi masaya yerleşen ekip sürekli konuşuyor ve birbirlerinin tabaklarına bir şeyler koyuyor. Çatal ve bıçak bu sofranın en son arananları, herkes elleriyle masadaki yiyecekleri tadıyor, yorumlar yapılıyor, çay isteyenler el kaldırıyor şımararak. Serra, pastadan yılbaşı cookie’sine, küçük pizzadan tereyağı kokusu ta masanın başından duyulan krakere kadar her şeyi düşünmüş. Demli çay da evde her zaman hazırda olurmuş! Filme gönderme yapan nar da bu sofranın en gözdesi, kolayı sevenler için ayıklanmış hali de mevcut!

Yaşanmışlık hissini arıyorSerra, “Özellikle kişiye göre sofra kurmam, marka seçeneklerim de yoktur ama itiraf edeyim benim de bazı takıntılarım vardır. Mesela bir masa örtüsüne ya da aksesuara takılırım ve bir müddet hep aynısını kullanırım. Ama sonra sıkılır, kendime başka bir şeyler bulurum” diyor. “Benim soframda her zaman herkesin damak zevkine hitap edecek bir şeyler mutlaka vardır. Kimse aç kalmaz” diye de ekliyor. Sofra takımlarını sevmiyor, gittiği şehirlerin bit pazarlarından yaşanmışlık hissi taşıyan tabak, bardak ve aksesuar almaya bayılıyor. Plastik çiçeklerden ve gereksiz ıvır zıvırdan hoşlanmıyor. Lezzet ve sunumun birlikte olması gerektiğine inananlardan Serra Yılmaz.
İrem, “Erdem geldi!” diye sesleniyor! Erdem yani ‘darling’, motorunun kontağını kapatmış, elinde kaskı, pencereden kapıyı açın işareti yapıyor. Ses yok, görüntü komik. Şimdi filmin aktörü de geldi; salona girer girmez hem acıktım diye söyleniyor, hem dizi çekimi yüzünden geciktiğini anlatıyor, özür yok çünkü burası onun da evi sayılır. Elinde bir kutu pasta, alamet-i farikası sonraya saklı.

“İyi bir iş çıktı”
Serra Yılmaz, içeriden getirdiği şampanyayı annesinden kalma şık antika kadehlerle ikram ediyor, önlerindeki sehpaya da masadan birkaç atıştırmalık ekliyor. Yönetmen Ümit Ünal, “Serra çok maharetli bir aşçıdır. İnsanlar sohbetin yanında onun elinden çıkan yemekler için de bu evde toplanır. Mesela kaz yemeği müthiştir” diyor. Bazen erkek erkeğe, bazen kadın kadına devam eden sohbetlerde söz dönüp dolaşıp heyecanlandıkları Nar filmine geliyor. Film, bir kadının kendi adaletini aramasıyla başlayan bir öyküyü anlatıyor. Tüm oyuncular Ümit Ünal’la çalışmaktan son derece mutlu. Sonunda hep bir ağızdan “İyi bir iş çıktı” diyorlar. Bu defa kadehler film ve ekibe kalkıyor. ‘Darling Erdem’ aniden “Benim getirdiğim pasta nerede?” diye sorunca ekibi kahkaha sarıyor: “Malın ne kıymetli, Erdem!”
Erdem Akakçe’nin kapıdan girerken elinde tuttuğu pastanın sırrı anlaşıyor. Bugün ‘Darling’in doğum günü! Sürpriz çünkü hiçbir davetlinin bundan haberi yok! “İyi ki doğdun Erdeemm” şarkısını hepsi beraber söylüyorlar ama o yaşını saklamakta kararlı. Serra Yılmaz, Erdem Akakeçe için mutfaktan bir mum ayarlıyor, geleneğe göre üflemeden önce dilek tutmasını söylüyor. Davetin sonuna doğru, herkes balkona çıkıyor elindeki kadehle. Burası İstanbul filmi. Seyrüsefer bir çeşit. Kimsenin gidesi yok, üstelik sohbet de tatlı tatlı devam ederken...

Röportaj ‘Elle’ ocak sayısında.