Cadde “EGOiSTLiK YÜZÜNDEN GAY’LiK ARTIYOR”

“EGOiSTLiK YÜZÜNDEN GAY’LiK ARTIYOR”

04.09.2011 - 22:03 | Son Güncellenme:

Gazinocular Kralı Fahrettin Aslan’ın ‘Playboy’, yakışıklı, her istediğini elde eder, şımarık, umursamaz, eğlence düşkünü imajını veren oğlu Mehmet Aslan, bu durumdan rahatsız. Aslan, “Basın 24 saatimin iki saatini çekip yayınladı. Beni yakışıklı, zengin, eğitimli, çapkın içi boş gibi gösterdi” diyor

“EGOiSTLiK YÜZÜNDEN GAY’LiK ARTIYOR”

* Hayatınızda değişim yaşadığınız bir dönüm noktası oldu mu?
Tabii ki her insanın hayatının dönüm noktaları oluyor. Hayata bakış açımda ve felsefemdeki en büyük değişim; babamın vefatıydı. Ne kadar hazır olmaya çalışsanız da dünya o andan itibaren sizin için ters dönmeye başlıyor.

* Bu süreç size neyi öğretti peki?
Babamla aramızda 55’i geçen bir yaş farkı vardı. Ben 22 yaşındaydım. Babamla bir baba-evlattan ziyade hoca-talebe gibiydik. Aynı zamanda da arkadaş gibi. İnsanın babasını kaybetmesinin yaşı yok ama karakterinin oturacağı, hayata bakış açının şekilleneceği ve hayattaki planlarının yani hayata bineceğin uçağın tam kalkma anında babayı kaybetmek zor bir süreç. Bütün babalar çocuklarını o kötü güne hazırlar, benim babam da beni o güne hazırlıyordu.

* Bir ‘gazino kralı’ olarak sizi nasıl yetiştirdi?
Bunu iki başlık altında anlatabilirim. Ailem; ayaklarımın üzerine olabildiğince daha erken bir yaşta basmamı sağlayacak bir hayat sundu. Yani 10 yaşında tek başıma yurt dışına yolladı. Tabii ki ilk seneler annem sürekli geliyordu. Bu Türkiye’deki o şaşaalı hayattan çekip alma psikolojisiydi. Ait olduğun topraklardan ve kültürden çok daha uç bir hayat yaşamaya başlıyorsun. Benim yaşıtlarım ve benim ailemin gelir seviyesinde olan bir ailenin çocuğu 10 yaşından 20 yaşına kadar okula gitmek için metroya binmez. Bu süreçte yani 10 yıl boyunca sorunlarımı tek başıma çözmeyi öğrendim. Tabii bu kadar basit değil. Zamanla öğreniyorsun tüm bunları.

* Ama bambaşka bir imaj var: ‘Playboy’, yakışlı, her istediğini elde eder, şımarık, umursamaz, eğlence düşkünü vs.
Evet çok haklısınız ama bu imajı vermekte üç tane büyük etken var. Biri benim yaşadığım 24 saatin sadece iki saatini çekip alıyorlar. Doğrusu ben de buna çok karşı duracak hareketler yapmadım. Basın, Fahrettin Aslan’ın oğlu, yakışıklı, zengin, eğitimli bir çocuk portresini aldı ‘çapkın, içi boş’ gibi gösterdi. Bunu yanımdaki kız arkadaşımdan, bindiğim otomobilden ve eğlendiğim kulüplere kadar ballandıra ballandıra yazdı.

* Peki hayat felsefeniz, yaşamdaki duruşunuz, yaşamdaki ilkeleriniz ve prensiplerinize diye toparlayalım öyleyse...
Bir kere aksini duymadım ki, “Mehmet Aslan biz seni farklı, içi boş, pervasız, dünyanın düz olduğuna inanan biri olarak tanıyorduk, ama yanıldık” demesin. Hep böyle şeylerle karşılaştım. Bugüne kadar kimse “Biz seni adam bilirdik, ama boş çıktın” demedi. Allah yüzümü hiçbir zaman kara çıkartmadı.

Haberin Devamı

“Kalp kırarsam üzülüyorum”

* Gelelim aşka?
Ben bir erkeğin yaşadıklarıyla doğru orantılı olarak, üç aşağı beş yukarı karakterinin ve hayattan beklentilerinin 30 yaş civarında oturduğunu düşünüyorum. Erkeğin psikolojik ve fizyolojik heykeli 30 yaşında sağlamlaşıyor. Önceden daha hamurumsu ama daha tatlı. Sonra heykel, taş oluşuyor. 30 yaşından önce yaşadığın aşk sadece heyecan oluyor.

* Eskiye göre değişen ne?
Dejenerasyon var. İnsanlar birbirinden uzaklaşıyorlar. Evet fiziksel olarak yakınlaşıyorlar ama ruhsal olarak daha da uzaklaşıyorlar ve yalnızlaşıyorlar. Artık cinsiyetler gittikçe kendinden farklı bir boyuta bürünüyor. Adeta birbirleriyle gizli bir savaş içindeler. Aile bağları ve ilişkiler kopuk. Kadın erkek-ilişkileri her geçen gün çok daha yozlaşıyor. Şimdi feministler beni yanlış anlayabilir. Kadınlar özgürleştikçe yalnızlaşacaklar, gay’lik artacak.

* Peki erkeler ne durumda? Aşka da şüpheli yaklaşıyorsunuz galiba?
Bir insanla evlenip boşanabilirsin. Sadece aşık olduğun için bir insanla evlenirsen aşk bittiği zaman ne yapacaksın? Arkadaş olabileceğin ve hayatı paylaşabileceğin bir insanla evlenmelisin. Mantık önemlidir. Bakacaksın, ‘Bu kadın benim hayattaki en yakın arkadaşım olabilir mi’ diye.

* Kadınlar ne arıyor? Erkekler ne arıyor?
Kadınları çözemezsin. Çözmeye çalışırsan kafayı yersin. Sadece kadın değil ki erkek de şiddet görüyor. Cezaevlerinde tutuklu olan kadınların yüzde 90’ı kocalarını öldürmüşler. Şiddet gördükleri için bunu yapmış olabilirler ama bakın şiddet karşılıklı. Artık insanlar biri bin de yapıyorlar. “O beni dövdü, ağzımı kesti vs...” Kadına şiddet veya aldatılma bir moda oldu. Bu yozlaşmaya doğru gidiyor. Kimse kimseye tahammül edemiyor ve güvenmiyor.

Haberin Devamı

“İş hayatım daha önemli”
* Bu da bahane!
Kadınlar arasında rekabet var. Erkekler birbiriyle daha dayanışma içindeler. Erkekler kadınlar kadar rekabet içinde değiller. Örneğin eski kız arkadaşımla benim dost dediğim arkadaşlarımın hiçbiri beraber olmaz. Ama kadınlar öyle değil. Kadınlar kendi arkadaşlarını çok çabuk satabiliyor, hainlik yapabiliyorlar. Örneğin kadınlar başka kadınlar için giyiniyorlar ve onlara üstünlük sağlamak için süsleniyorlar. Bir söz vardır: “Kadınlar kadınlara karşı giyinirler. Erkeklere karşı soyunurlar.”

* Siz ne arıyorsunuz peki?
Özel hayatımla ilgili bir şikayetim yok. Kız arkadaşlarım oldu, ama meşhur olmadıkları için duyulmadı. İş hayatımla ve oyunculukla ilgili farklı ideallerim var. Şu anda iş hayatım daha önemli.


“KENDiMLE BARIŞIĞIM VE MUTLUYUM”
Mutlu olmayı bileceksin. Bu, kendine güvenmek, kendini bilmek ve kendini sevmekle alakalı. Benden çok daha zengin ve yakışıklı bir adam olabilir. Bu beni komplekse sokmaz. Beni ilgilendirmez. Hayatımda kendimi iyi hissediyor muyum, önemli olan bu. Ben kendimle barışığım ve mutluyum. Kendimle ve olanla şükretmeyi bilen bir insanım. Para saadet getirseydi o kadar şöhret ve milyar dolarlık insanlar intihar etmezdi. Evin vardır köşk, yalı istersin. Yalın vardır, yandaki yalının rıhtımı beş metre büyüktür, mutsuz olursun. Kırmızı ışıkta en lüks arabanın içinde dertlisindir, ama taksi içinde şen şakrak arkadaş grubu vardır, onlara imrenirsin. Yani başkası için yaşarsan daima mutsuz olursun. Ben hayatımda önüme hep bir hedef koydum ve o hedefi geçince yeni bir hedef koydum. Hep hayal kurdum, hayal ettim ve gerçekleştirmek için çabaladım. Bugüne kadar da gerçekleştirdim. Pek ifade etmem ama inançlı bir insanım. Ben bir insanı sevmiyorsam Allah bana o insanı sevmeyecek unsurları göstermiştir. Şanslı olduğuma inanmakla birlikte temiz kalpliyimdir.