Engin Uğur Ağır

Engin Uğur Ağır

enginuguragir@gmail.com

Tüm Yazıları

İzmir Büyükşehir eski Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun kırsalda kalkınmaya önem vermesinin ardından hemen hemen tüm belediyeler benzer çalışma içine girdi.
Kocaoğlu’ndan sonra koltuğa oturan Tunç Soyer de Seferihisar’daki başarısını, şimdi İzmir geneline yaymak için çaba gösteriyor, benzer uygulamaları hayata geçiriyor.
Eşi Neptün Soyer ise kooperatifçiliğe dikkat çekiyor.

İzmir’in dışında, bölgemizdeki diğer il ve ilçe belediye başkanları da son zamanlarda tarımı sever oldu.
Çok sayıda belediye daha önce kiraya verdiği arazilerini şimdi kendi işliyor.
Menemen, Muğla, Bodrum, Milas ve diğer birçok kentimiz, kırsalda kalkınmanın önemine dikkat çeken çalışma sergiliyor, kooperatifçiliğin de önemine vurgu yapıyor.

Bu tür yaklaşımlar, özellikle büyük kentlerden kırsala göçü tersine çevirmiş durumda.
Tabii bu olumlu adım, köylerimizin eski itibarlı günlere dönmesinde etken oluyor.
Çok sayıda yerleşim bölgesi bunu turizmle endeksleyerek başarmış durumda.

Bu yönde çalışmalar arttığı sürece hem vatandaş hem üretici herkes mutlu olacak. Sebzesini, meyvesini, peynirini, yağını ucuz alacak, ekonomisini biraz olsun düzeltecek.

Haberin Devamı

Genç başkanların hızına yetişilmiyor

Geçen hafta, Yazı İşleri Müdürümüz Tuna Sakallı ile Uşak Belediye Başkanı Mehmet Çakın’ı ziyaret ettik.
Göreve başlayalı sekiz ay olmasına rağmen, hala ilk günkü gibi heyecanlıydı genç başkan Çakın.
Halkına hizmet için göreve geldiğini, Uşak’ı altyapısıyla, ekonomisiyle ve yerel değerleriyle öne çıkarıp farklı bir noktaya getireceğini söyledi.

Belediyeciliğin sadece, arıtma, yol, park ve bahçe yapımından sorumlu olmadığını, bir kentin kültürel ve sportif faaliyetlerle de öne çıkması gerektiğini belirtti.
Ardından da şu üç konuya dikkat çekti.
Eğitim, bilim ve sanat.
Son zamanlarda, üç konuyu Çakın’ın dışında diğer başkanlarında önemsediğini görüyorum.
Hemen hemen hepsi eğitim, bilim ve sanatın ülkemiz koşullarının olmazsa olmazı olduğu bilinci içinde.
Üç söyleme önem vermelerini ben bu dönemdeki başkanların genç nesil olmasına bağlıyorum.
Yani birçoğunun yaşı 40’tan başlıyor.
Hepsinin gecesini gündüzüne katarak, ailelerini hiçe sayarak kentini ayağa kaldırmak için çaba gösterdiğini görmek, beni fazlasıyla memnun ediyor.
İnşallah, bu tempoları artarak devam eder hem kentleri hem de ülkemiz kazanır. 

Haberin Devamı

Bir Travel Turkey böyle sona erdi

13. Uluslararası Travel Turkey İzmir Fuarı, bu yıl geçmişe göre daha hareketliydi.
“Göbeklitepe” teması ile 5-7 Aralık günleri arasında fuarizmir’deki etkinlik görülmeye değerdi.
Bölgemizin hemen hemen tüm belediyeleri stantlarda yerini almış, yöresine özgün ürünleri tanıtım seferberliğine girmişti.

Başkanlar da hazır vaziyette, gelen konuklarla tek tek ilgilendi, ileriye yönelik çalışmalarını anlattı.
Birçoğu meclis toplantılarına gecikmeli olarak fuardan hareket etti.
Bu da gösteriyor ki, başkanlar kentinin turizm ve tarımda tanıtımını önemsiyor, katma değerini artırmaya yönelik çalışmasını zamanı hiçe sayarak sürdürmeyi görev ediniyor.

Fuarda sadece Ege kentleri yoktu.
Diyarbakır, Gaziantep, Tokat, Amasya ve daha birçok ilimizin, bölgesine Ege’den turist çekmek için çaba harcadığını görmek beni mutlu etti.
Etkinliğe, büyükler kadar gençlerin de ilgi göstermesi dikkatimden de kaçmadı.
“Ağaç yaşken eğilir” sözü ile özellikle liselilerin fuara gelmesi, stantları tek tek dolaşması, bilgi sahibi olması güzeldi.

Sadece yaşamını sürdürdüğü kenti değil, ülkesinin doğal güzellikleriyle dolu diğer kentlerini de dolaylı olarak tanıma fırsatı buluyordu geleceğimizin yöneticileri.
Tabii gençleri fuara yöneltenleri de yürekten kutluyorum.
Sizler çocuklarımıza yön vererek, ne kadar önemli bir görevi yerine getirdiğinizi bilmem farkında mısınız?
Bravo...

Haberin Devamı

1500-1800 liraya ayakkabı olur mu?

Kara cuma dediler.
Pembe cuma dediler.
Mübarek cuma gününün önüne birçok kelime eklediler fazla satış yapmak için.

Yok efendim yüzde 70-80 indirim var.
İkinci ürünü de yüzde 50 ucuz alın gibi söylemlerle halkı kendilerine çektiler.

Ancak gördük ki, kazın ayağı hiç de öyle değilmiş.
Bir mağazanın kapısında aşırı indirim rakamını görünce, daldım içeri.
Normalde 300-400 lira civarında rakamlarla karşılaşacağımı sanıyordum.
Oysa yanılmıştım.
Etiketleri bakınca, neredeyse küçük dilimi yutacaktım.
1500-1800 liraya ayakkabı satacak müşteri arıyordu bu mağaza.
Bu rakamların üzerinden yüzde 50-60 indirime gidildiğini söylüyordu çalışan satış elemanı.

İnsaf be yahu insaf dedim içimden.
Halkımız bu kadar cahil mi, bu kadar bilinçsiz mi?
Siz kimi kandırıyorsunuz ki diye mırıldandım.
Tabii, hiçbir şey almadan çıktım dışarı.

Daha sonra görüştüğüm bazı vatandaşlar, benimle aynı düşüncedeydi:
“İmalathaneler bir çift ayakkabıyı toptan 50-60 liraya satıyor.
Mağazaların yüzde 300-350 fahiş fiyatı akla mantığa sığmıyor.
İndirim yapılacaksa düzgün bir fiyat politikası uygulanmalı. Halk kandırılmamalı” diyerek tepkisini dile getirdi.
Görüldüğü gibi, yüksek fiyat üzerinden indirimle kimse bir şey elde edemez.
Rakam aşağı çekilecekse, normal fiyat üzerinden olmalı, fahiş değil.
Vatandaş da ihtiyacı olan ürünü indirim günlerinde ucuza almalı.

Yüzde 26’lık kesim ancak gazete okuyor

Konda Araştırma Şirketi, Türk kamuoyunun medya kullanım alışkanlıklarını rapor halinde açıkladı.
Ülke nüfusunun yüzde 16’sının haberleri televizyondan takip etmediğini, toplumun yüzde 17’sinin de dizi izlemediğini ortaya koydu.
İnternete ve sosyal medya araçlarına güvenin arttığı ancak, nüfusumuzun yüzde 74’ünün gazete okumadığını duyurdu.
Geçen haftaki köşemde, belediye başkanlarının gazete okumadığını söylemiştim.

Şimdi, sadece başkanlara değil; sendikalara, büyük holdinglere ve tüm STK’lara sesleniyorum.
Okuma alışkanlığını halkımıza kazandırmak için ortak bir platformda toplanın, ne yapılması gerektiğini analiz edin.
Çıkan sonucu kamuoyuyla paylaşın.
Okuma alışkanlığını artırmadığımız sürece, her alanda geri kalmaya mahkumuz.