Ferhan İstanbullu

Ferhan İstanbullu

ferhanist@gmail.com

Tüm Yazıları


MAYO DEYİP GEÇMEYİN

Mayo-bikini alışverişi yapma zamanı geldi çattı... Vücudunu mayo giyme şokuna nisan ayından beri hazırlamaya başlamış çalışkan karıncalar için sorun yok. Sözüm, kış boyu ofiste bütün gün oturduğu yetmeyip evde de mutfak-koltuk arası gidip gelmekten öte egzersiz yapmayanlara... Akşamları yarım saatlik yürüyüşü gündeme almanın zamanıdır.

Bu yaz buluş yok
Mayo-bikini tasarımlarına gelince, ben bugüne dek keşfedilmemiş ne kaldı diye düşünenlerdenim. Mayoyla bikini arası, 80’lerin olmaz olmaz gardırop klasiği body’lere benzeyen mayokini bile icat olundu, hatta eskidi bile. Bu yaz plaj giyiminin demirbaşı mayo ve bikini modellerinde büyük buluşlara yer verilmemiş. Klasik üçgen bikiniler, kadınların kendilerini giydiklerinde güvende(!) ve derli toplu hissettikleri balenli modeller bol bol var. Benim favorim straplez tek parça mayolar... Aklıma Charlie’nin Melekleri’ndeki muhteşem Farah Fawcett geliyor. Önü fermuarlı modeller de bir zamanların moda ikonu Monaco Prensesi Stephanie’nin giydiklerini andırıyor.

MAYO DEYİP GEÇMEYİN

Haberin Devamı

Fark desenlerde
Bence bu yazın mayo-bikinileri esas farkını desenleriyle ortaya koyuyor. Dijital baskılar, lazer kesimlerle birbirinden orijinal desenler mayolara yansır olmuş. Favorim, We Are Handsome’ın şahane baskılı mayoları. Harika bir plaj görüntüsünün ya da kocaman bir kaplan kafasının baskılı olduğu mayoları bir harika! Bu arada H&M, inanılmaz çok seçenekli bir mayo-bikini koleksiyonu sunmuş. Missoni’nin harika desenli bikinileri, belli ki başka markalara da ilham olmuş! Ortamın zigzag desenli bikinilerle dolu olmasının sebebi budur. Elizabeth Hurley’nin mayo markası hayli tuttu; şimdi de ana-kız bir örnek modasına ayak uydurmuşlar; ‘mini-me’si ile dolaşmak isteyen annelere duyurulur. Tabii, bu koleksiyonların tamamı plajda salınırken giyilecek tunikler, elbiseler vs. ile birlikte sunuluyor.

MAYO DEYİP GEÇMEYİN

SON NEFRET OBJEMiZ

Türk kadınları olarak maalesef kalın bileklerden çoğunlukla muzdaribiz. Çizmeye, bot giymeye düşkünlü-ğümüz belki de biraz ondan kaynak-lanıyor. Şimdi nefret edilen organlar listesine bir de diz kapakları eklendi. Mini eteğin tedavülden ne zaman kalkması gerektiğini soranlara modacıların cevabı, ‘diz kapakları kırıştığı zaman...’ oluyor. Duydu-ğuma göre diz kapaklarından yağ aldıranların sayısı artıyormuş. Biz bir Nicole Kidman’ı bilirdik, meğer aynı yolun yolcuları bizde de varmış.