Haberin Devamı

Birini öldürmeyi hiç istediniz mi? Ben, haksızlığa uğradığımda ya da şahit olduğumda, canım yandığında ya da savunmasız birinin canı yakıldığında, bir adaletsizlik karşısında, haberleri izlerken, gazeteleri okurken, evet, bunları yaşatana hesap sorabilmeyi, can yaktığı kadar karşımdakinin canını yakabilmeyi çok istedim ama yok; öldürmeyi aklımdan bile geçirmedim…
Ben sadece, teröristten, hırsızdan, arsızdan, yüzsüzden, katilden, tecavüzcüden, tacizciden, adaletsizden, şiddet gösterenden, sevgisizden filan daha güçlü olmayı çok istedim… Yaptığının hesabını sorabilecek, cezasını layıkıyla verebilecek kudrette olabilmeyi…
Geçen yılın sonlarında Hakan Nordik mahlasıyla ‘TEK’ adlı polisiye bir roman yazan, birkaç ay sonra da kimliğini açıklayan Rüstem Batum’un kitabını daha yeni okudum. Size başta sorduğum soruyu, kitabı okurken defalarca sordum kendime…

‘Adaletçi’nin adaleti
“Birini öldürmeyi hiç istedin mi? Karşındaki dünyanın en cani varlığı da olsa, bunu yapabilir misin?” Cevabım her seferinde “Hayır”. Peki, o halde kitaptaki ‘Adaletçi’nin ‘öldürene ölüm’ adalet dağıtma yöntemi neden bende en ufak bir tiksinti, en ufak bir ‘yok artık’ duygusu uyandırmadı? Hatta tam aksine, neden içimi rahatlattı?
“Hep merak ederim, senin gibi bir katil küçücük günahsız bir çocuğu, gözünü kırpmadan öldürdükten sonra evine gidip nasıl kendi çocuğunun gözlerine bakabilir? Yaptın değil mi bunu? Ne hissettin? Ya da herhangi bir şey hissettin mi, utandın mı mesela? Birazcık utandın mı?” diye soruyor katile kitaptaki ‘Adaletçi’, kendi adaletini dağıtmadan önce…
Evet, işte en merak ettiğim kısmı bu. Ne hissettin, nasıl bir ruhsun sen, nasıl bir insan? Gazetelerde sayıları her gün hızla artan ‘şiddet’, ‘tecavüz’, ‘cinayet’ ve ‘vahşet’ haberlerini okurken, etrafımda olan biteni izlerken hep bunları düşünüyorum.

Kimse görmüyor...
Kitap bittiğinde şunu sorguluyorsun; ‘İntikam, adaletten daha mı iyi geliyor insana?’
Adaletin adil olmadığını anladığımdan beri galiba (kitapta da olsa, içinde ölüm olmayan) ‘intikam’ kısmı daha bir rahatlatıyor içimi. Bir toplumun ruhu değişiyor, kimse görmüyor…