Cadde İşte inancın zaferi

İşte inancın zaferi

01.04.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

İşte inancın zaferi

"Ekranları töre dizileri bastı."Kimilerinin derdi başka:"Sabah akşam magazin. İçimiz dışımız magazin oldu."Milliyet Televizyon'un "Söz Okur" köşesine siz değerli okurlarımızdan gelen mail, faks ve telefonların ortaya koyduğu tablo şu:Televizyonlarda şikayet edilecek o kadar çok şey var ki...Yaz yaz bitmez...Ve şikayetçilerin çoğu da haklı...Ancak televizyonlarda sayıları eleştiri alanlara oranla az da olsa "iyi şeyler" de var.Örneğin "Yaprak Dökümü"...Örneğin "Köprü"...Ve artık seyirci de "kalite"yi ödüllendiriyor.Bunu da nereden mi çıkarıyorum?Türkiye'de reyting ölçümlerini yapan AGB'nin verilerinden..."Yaprak Dökümü"nün Kanal D'deki ilk bölümü 13 Eylül 2006 tarihinde yayımlandı. Tüm seyirciler grubunda aldığı reyting 4.6 idi... Malûm artık yapımcılarla kanal yöneticileri reyting anlaşması yapıyor. Bu anlaşmalara göre dizinin bölümü yapımcılara kaça mal olursa olsun TV kanalı ona 7 reytinge kadar standart bir para veriyor. Kiminin bölüm başı anlaşması 180 bin YTL, kiminin 200 bin, Özcan Deniz'li dizilerin maliyeti ise 250-300 bin civarında. Yapımcı şayet dizisi 7'nin üstünde reyting yaparsa her bir reyting karşılığında 5 ya da 10 bin YTL alır. Bu açıdan baktığınızda ilk sekiz haftada ne reyting yönünden Kanal D'nin yüzü güldü ne de yapımcı Kerem Çatay'ın cebi para gördü.Çünkü "Yaprak Dökümü"nün 8 hafta boyunca reytingi 7'nin altındaydı.Dizi, yarım puanlık, bir puanlık reyting artışları gösteriyordu ama ekstra para getirecek başarıya ulaşamıyordu.Hiç de parlak olmayan bu tabloya karşın Kanal D yöneticileri "Yaprak Dökümü"ne inandı ve düşük reytingine rağmen diziyi kaldırmadı. Dizinin reytingi 9. haftada 8'in üstüne çıktı ve küçük küçük artışlarla zirveye oturdu. Dizi 25 haftadır ekranda ve artık dizinin bugün reyting ortalaması 11 civarında. Kanal D yöneticileri ilk ayın sonuçlarına bakıp "Yaprak dökümü"nü kaldırsaydı kimsenin sesi çıkmazdı. Çünkü 7'nin altında reyting alan yapımlar için kaçınılmaz bir son bu...Ama bu kez öyle olmadı.Kanal D, Türk edebiyatının önemli kilometre taşlarından Reşat Nuri Güntekin'in eserinde ısrar etti, seyirci de sonunda "kalite"yi ödüllendirdi.Dizi hem tüm seyirciler grubunda hem de AB sosyo ekonomik statüde aynı başarıyı gösteriyor. Türkiye televizyonlarında iyi şeyler de oluyor demem işte bu yüzden. Bazı seyirciler dert yanıyor: Bir film ya da diziyi izlerken tamam da bir söyleşiyi okurken de ağlar mı insan? Ağlarmış... Ben ağladım... Hem de hüngür hüngür...Hafta sonu "Kader" dizisi için Suriye'deydim. Dönüşte medyada biz yokken neler olmuş diye internette turlarken Ayşe Arman'ın Hasan Pulur ile yaptığı söyleşiye rastladım.Hasan Abi'nin 50 yıllık hayat arkadaşının ardından anlattıkları beni o kadar etkiledi ki söyleşiyi ilkinde sonuna kadar okuyamadım.Lavaboya gidip yüzümü yıkadıktan sonra devam edeyim dedim, olmadı. Sonunda söyleşinin çıkışını alıp ertesi gün tamamını okuyabildim.Hürriyet pazar günü en çok satan gazetelerden biri. Sanıyorum "Ben film yapımcısıyım", "Ben diziciyim kardeşim" diyenlerin büyük bir çoğunluğu da okumuştur o söyleşiyi. Gerçekten çok merak ediyorum. 50 yıllık böylesi bir aşkın filmini yapmak acaba kaçının aklına gelmiştir. Ben yapımcı olsam en güvendiğim senaristi çağırır bu söyleşiyi de önüne koyar ve şöyle derdim. Boşuna dememişler "Hiçbir senaryo gerçekten daha ilginç değildir" diye... Sen senaryosunu yaz, ben de iznini alayım da bu okuyanı ağlatan aşkın filmini yapalım. Bu söyleşi ağlattı beni Bu hafta salı ve çarşamba sabahlarını devlet dairelerinde halletmem gereken işler nedeniyle o daire senin, bu yer benim şeklinde geçirdim.İşte bu trafik sırasında, hani "Gördüklerime inanamadım" denir ya aynen öyle şeylerle de karşılaştım.Gittiğim bir daireden "Yarım kapaklı dosya" istediler. Bulduğum ilk kırtasiye dükkanına girdim. İçeride Usama Bin Ladin'in "kırtasiyecisi" gibi bir adam vardı ve pür dikkat TV izliyordu.Görüntüsüne bakıp o kırtasiyeciyi, dinci kanallardan birini izliyor sanıyorsanız, benim gibi yanılıyorsunuz demektir. Çünkü adam "Dobra Dobra"yı izliyordu.Sonra su almak için bir büfeye uğradım. Orada da türbanlı bir kadın vardı. O da "Dobra Dobra"daki kavgaya kaptırmıştı kendini.Adres sormak için girdiğim taksi durağındakiler atv'deki "Herkes Yanlış Biliyor"u seyrediyordu.Hem izleyip hem şikayet eden, araştırmalarda ise "Belgeselciyim" diyen ilginç bir milletiz.. Burası Türkiye... Tarkan, bugün yurtdışında biraz da olsa tanınıyorsa bunu okuduğu Sezen Aksu şarkılarına borçlu. Ancak sonra bana göre Tarkan'ın yaptığı bir yanlış yüzünden araları açıldı. Tarkan da Sezen'e inat Nazan Öncel'le çalıştı. Tarkan'a, Sezen Aksu'yla aralarının açık olduğu ama Nazan Öncel'le henüz çalışmaya başlamadığı dönemde - yanılmıyorsam Moskova'da - senin yerinde olsam her şeyi bir yana bırakır "Minik Serçe"yle barışırdım demiştim. Tabii Tarkan beni değil içinden gelen sesi dinledi. Çünkü Sezen'e kırgınlığı henüz geçmemişti. Ve aradan yıllar geçti.Tarkan'la Sezen, birlikte tatil yaptıkları Amerika'dan eskiden olduğu gibi yine sıkı dostlar olarak döndüler Türkiye'ye...Geç de olsa Tarkan'ın doğru yolu bulmasına sevindim.Tarkan gibi starlar ya "Sezen Aksu'cu" ya da "Nazan Öncel'ci" olmamalı.Tarkan gibi "mega starlar" herkese eşit mesafede durmalı, şarkının iyisini kim yapıyorsa gidip ondan almalı.Tarkan'ın bu yaza yetiştirmeyi planladığı albümünde eskiden olduğu gibi yine Sezen Aksu şarkıları olacak.Tarkan'la Sezen Aksu'nun işbirliğini özlemiştik.İnşallah bu işbirliğinden ortaya ve "Şımarık" tadında yeni eserler çıkar ve bu sayede "Megastar"ın yıldızı yeniden parlar. Tarkan 'doğru'yu buldu Saba Tümer, Cine 5'te konuk olduğu "Başka Yerde Yok" programında Show TV'de bir dönem birlikte "Haberiniz Var mı?"da partneri olan Cem Özer için ilginç açıklamalarda bulundu. "Haberin Var mı?"yı ilk başta yalnız sunduğunu ve iyi reyting aldığını Show TV'ye dizi çeken Nurgül Yeşilçay'ın baskısıyla kanalın Cem Özer'i yanına partner verdiğini anlatan Tümer, şunları söyledi:"Devrik şovmeni yanıma verdiler, 'İki hafta idare et' dediler ama ben istemediğimi söyledim. Program kaldırıldıktan sonra 'Laf Lafı Açıyor'a başladı, reytingleri çok kötü." aeyuboglu@milliyet.com.tr Devrik şovmen ha!