Cadde Liderlerin maskesiz yüzü: Suskun eşleri

Liderlerin maskesiz yüzü: Suskun eşleri

07.09.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Liderlerin maskesiz yüzü: Suskun eşleri

Analitik psikanalizin kurucusu olarak kabul edilen Carl Gustav Jung, "kişiliÇimizi", kendimizi dış dünyaya göstermeden önce taktıÇınız "maske" olarak tanımlar. Jung'a göre "maskemiz", en iyi haliyle, toplumun bizden istediÇi rolleri yerine getirirken hepimizin vermek istediÇi "iyi imaj"dır. Aynı zamanda insanların düşüncelerini ve davranışlarını yönlendirmek için kullandıÇımız "yanlış imaj" da olabilir. Kadının "dişiliÇini" örten türban üzerinden gelişen siyasetleri sonucunda artık birbirleriyle göz göze gelemeyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip ErdoÇan ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, evlerinde, eşlerinin karşısında nasıl bir insan oldukları konusunda fazla bir şey bilmiyoruz. Çünkü maskelerin çıktıÇı evlerinde nasıl bir eş, nasıl bir baba olduklarının, yönettikleri veya yönetmeye aday oldukları insanları ilgilendirmediÇini düşünüyorlar. "Mahrem" veya "özel hayat" dedikleri bu alan, adeta "tabu".Liderlerin en doÇal hallerinde nasıl bir insan olduklarını bize yansıtabilecek olan eşleri susuyor. Emine ErdoÇan ve Hayrünnisa Gül "kamusal alan"da yasak olan türbanları nedeniyle, Olcay Baykal ise "kendi seçimi"nden dolayı ortaya çıkmıyor. "Mahremiyet" tabusu Hayrünnisa Gül'ün 15 yaşında okulu bırakıp, açık olan saçlarını örtmeye ve evlenmeye nasıl ikna olduÇunu, aÇabeyinin baskısıyla yine 15 yaşındayken saçlarını örten Emine ErdoÇan'ın akşam eve geç kaldıÇında siyasi faaliyetleri olduÇunu bildiÇinden eşini aramadıÇını, Olcay Baykal'ın 30 yıl önce yaptıÇı bir seçimle kariyerinin peşinden koştuÇunu, kamuda yıllarca çalışıp işine dolmuşla gidip geldiÇini ve iki çocuk büyütüp kendini ailesine adadıÇını, eşlerinin açıklamalarından öÇreniyoruz. Ya da, öyle olduÇunu kabul ediyoruz...Her dönem TBMM'ye kaç kadın milletvekili girdiÇine bakıp "bıyıklı Meclis"i eleştiriyoruz ancak son yıllarda resepsiyonlara katılmayan eşlerin devletin zirvesinde yarattıÇı boşluÇu görmezden geliyoruz. Türbanlı eşlerin evlerinde oturması laikleri de, "first lady'ler ortada fink atmaz" diyen "dindarları"da rahatlattıÇından olsa gerek, resepsiyonlarda saçları açık olan Olcay Baykal'ın eksikliÇini de yadırgamıyoruz...Liderlerin maskelerine öyle alıştık ki, gerçek yüzlerinin nasıl olduÇunu, eşlerinin dünyasını merak bile etmiyoruz... "Bıyıklı" resepsiyon Devletin zirvesindekileri "eşleriyle" birlikte bir araya getirmesi beklenen resepsiyonlara "dam"sız katılım, sonunda bizleri yöneten ve yönetmeye aday olan erkeklerin maskesini düşürdü.Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın verdiÇi 30 AÇustos resepsiyonunda, sohbetler yine erkek erkeÇe yapıldı. Gül ve ErdoÇan'la sohbet eden eşini dansa kaldıran ve ona "dünya tersine döndü" dedirten Filiz Büyükanıt, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in sözlerini anımsattı.Öymen, Devrim Sevimay ile söyleşisinde "çaÇdaş" bir erkek olmanın kriterini şöyle açıklamıştı:"Atatürk Ankara Palas'ta balolar düzenler, gelen kadınları modern dünyayla tanıştırmak için teker teker dansa kaldırırdı. Siz ErdoÇan'ın bir tek balo düzenleyebileceÇini, oraya gelen bir kadını dansa kaldırabileceÇini hayal edebiliyor musunuz? Bu kadar çaÇdaşlıÇa kapalı bir iktidar ilerici olabilir mi?" Modern, laik bir ülkede devletin zirvesindeki isimlerin resepsiyonlara eşleriyle birlikte katılması, dans etmeleri çaÇdaşlıÇın göstergesi elbette... Dünyayı tersine döndüren kadın Ancak, o gece öÇrendik ki, "dans etmesini bilmediÇini" söyleyen Başbakan gibi, "aslında çok da teklif almasına karşın sevmediÇi için hiç dans etmediÇini" itiraf eden Baykal da, Öymen'in bu "çaÇdaşlık" kriterinin yanına bile yaklaşamıyor.O gece "dünyayı tersine çeviren" bir kadının sayesinde gördük ki, bu ülkede Öymen'in dile getirdiÇi "çaÇdaşlık kriterine" komutanlar uyuyor... Onların eşleriyle dansını oturdukları yerden izleyen ve bu resepsiyonlara "dam"sız katılan "sivillerse", Atatürk'ün neden o baloları düzenlediÇini, neden o şık giysiler içindeki kadınları dansa kaldırdıÇını hâlâ göremiyor...Ve o gece anladık ki, siyasetin saÇında ve solundaki liderlerin yaptıkları, "Müslüman kadın sere serpe ortalıkta dolaşmaz. Dindarlık bez parçasıyla olmaz. Dindar, eşinin başı örtülü bir Müslüman devlet başkanlıÇı makamına geçerse, sayın eşi gölgede kalmalı, resepsiyonlara mesepsiyonlara katılmamalı" diyen Milli Gazete yazarı Mehmed Şevket Eygi'nin isteÇini yerine getiriyor... Lafla çaÇdaşlık olmuyor...Baş örtüsünün beyni mi, yoksa saçları mı örttüÇünü, bir daha düşünmek gerekiyor... Lider eşi olmanın bir kadına nasıl bir misyon yüklediÇini de... gonal@milliyet.com.tr Türban neyi örtüyor?

Yazarlar