Nazlı Mengi

Nazlı Mengi

nazli.mengi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Oscar ödüllü oyuncu Renée Zellweger’in, 24 Mayıs’ta Netflix’te yayınlanan yeni dizisi ‘What/If’ tam da bunu sorguluyor. Ulaşmak istediğin nokta için neleri feda edersin? Hedefe varmak için ahlaki değerlerini yok sayar mısın? Hayatın boyunca istediğin fırsat önüne geldiğinde, onu elde etmek için ruhunu yaralayacak ödünler verir misin? Büyük hırsların olmadan huzurlu olmayı mı, yoksa huzursuzluklarla dolu bir başarıyı mı tercih edersin? Geçmişinden kaçabilir misin yoksa er geç seni yakalar mı? Hatalarınla yüzleşmek mi iyidir, onları yok saymak mı? İzlerken her saniye o kadar çok hayatı ve kendinizi sorgulatıyor, o kadar çok soru sormanıza sebep oluyor ve gizem uyandırıyor ki,
10 bölümlük ilk sezonu bitirmeden ekran karşısından kalkamadım! Bu dijital platform dizilerini sezonlar halinde yayınlamaları, insanın uyku düzenini yerle bir ediyor!
Fazla estetiğin hazin sonu!
Renée Zellweger, çok farklı bir rolle karşımıza çıkıyor. İnsanların hayatıyla oynamaktan ve zekice kurgulanmış kötülükler yapmaktan çekinmeyecek kadar ruhunu kaybetmiş, psikopatlık derecesinde insafsız bir kadın olarak... Bu arada sadece ruhunu değil, yüz ifadelerini de kaybetmiş! Mimik yok, surat kıpırdamıyor! Nerede o ‘Chicago’daki, ‘Bridget Jones’un Günlüğü’ndeki hoş, sempatik suratı, nerede estetik ameliyatlarla tüm anlamını yitiren şimdiki hali... Neyse, ruhsuz ve hissiz bir karakteri canlandırdığı için sıkıntı olmamış! Estetiğe karşı değilim de kendin olmaktan çıkıp bambaşka birine dönüşmeye, dona kalmış bir ifadeye bürünmeye karşıyım! Diziyi izlerken; “Hedef yolunda her şey mübah” fikriyle hareket edip; ahlak, şeref, dürüstlük, kendine ve diğerlerine saygı gibi değerleri yok sayanları düşündüm... İnsanlıktan çıktıklarını bile fark edemeyecek kadar gözleri kararıyor bazılarının... Halbuki günün sonunda kafanı yastığa huzurla, vicdan rahatlığıyla koyamıyorsan; kazandığın zaferin ve vardığın hedefin ne anlamı var?

BİZ YÜRÜDÜKÇE DENİZLER TEMİZLENECEK!
Bu yıl üçüncü kez hayata geçirilen sosyal sorumluluk kampanyası ‘Jotun YeşilAdımlar’la geçtiğimiz yıllarda bizler yürüdükçe Jotun ağaç dikmişti. İki yılda 20 bin ağaç dikildi. Bu seferki hedef ise deniz tabanında 100 bin metrekarelik bir alanı temizlemek, denizlerimizi katı atıklardan arındırmak... Yine tek yapmamız gereken AppStore veya Google Play’den ‘Jotun YeşilAdımlar’ uygulamasını indirmek, açmak ve yürümek! Her dört kilometrelik yürüyüş için Jotun, deniz tabanından 10 metrekare temizleyecek. Jotun’dan gelen çantanın içinden yürürken çöpleri toplayalım diye çöp torbası ve eldiven de çıktı. Kampanyanın lansmanında da ünlü isimler çöp toplayarak yürüdü. Her adımında dünyanın temizlenmesine, doğanın korunmasına katkı sağladığını bilmek,
insana hem huzur, hem de daha çok yürümek için motivasyon veriyor.
Bu çevre dostu projeyi seviyorum.