Cadde Oynadığım film Oscar alacaksa öpüşebilirim

Oynadığım film Oscar alacaksa öpüşebilirim

07.10.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Oynadığı dizilerle izleyicinin gönlünde taht kuran?Aydan Şener, iki yıldır tiyatro sahnesinde... İlk kez kurallarını yıkıyor ve öpüşüyor.?Ancak sahnede kocasını bir kadın; Fulden?Akyürek canlandırıyor. Şener, “Sinema filminde öpüşür müsünüz?” sorusuna gülerek “Oscar alacaksa öpüşebilirim” diye yanıt veriyor

Oynadığım film Oscar alacaksa öpüşebilirim

Tek kanallı yıllarda “Çalıkuşu”, “Samanyolu” gibi dizilerle güzelliği ve yeteneğiyle halkın gönlünde taht kuran Aydan Şener, geçen yıl ilk kez tiyatro sahnesine adım attığı Sadık Şendil’in “Çılgın Yenge” oyununa bu sezon da devam ediyor. Abdullah Şahin Nokta Halk Tiyatrosu’nun sahneye koyduğu oyunda çarşaflı bir kadınken, modern bir kadına dönüşen ve performasıyla ilgi çeken Şener, rol aldığı dizilerde olmadığı kadar cesur sahnelerde de oynuyor. Ancak Şener’in cesur sahnelerinde kocasını bir erkek yerine 28 yaşındaki oyuncu Fulden Akyürek canlandırıyor. Perşembe, cuma ve cumartesi günleri Profilo Alışveriş Merkezi’nde sahnelenen oyun boyunca seyircinin erkek sandığı Akyürek, finalde şapkasını çıkarınca herkes şoke oluyor.

Haberin Devamı

Daha önce dizilerin ekranda uzun soluklu olmamasından dolayı rahatsızlıklarınızı dile getirmiştiniz, “Sürgün Hayatlar”dan sonra bu sezon ekrana bir şey yapacak mısınız?
Elbette ekrana yeni işler yapacağım ama şu an kabul ettiğim bir iş yok. Ekranda artık her şey şansa kalmış durumda... Neyin tutup neyin tutmayacağı hiç belli değil. Senaryo çok iyi yazılmış oluyor ama istediğiniz gibi gitmiyor. Seyirci ne istediğini bilmiyor. Eskiden bir senaryonun 10 sayfasını okuduğumda “Bu iş tamamdır” diyordum. Artık o kadar çok dizi çekiliyor ki, bu iş katiyyen eskisi gibi değil. Tabii ki, bu sistem çok kötü, çok yıpratıcı, müthiş haksızlıklar yaşanıyor. Çok iyi bir iş ikinci bölümde kalkabiliyor. Üstelik diziler 90 dakika, bu durum insan haklarına aykırı... RTÜK’ün artık bu işe el koyması gerek. 

Ekrandaki diziler arasında favorileriniz hangileri?
“Yaprak Dökümü” ve “Avrupa Yakası”nı izliyorum. Fikir sahibi olmak için hepsine ara ara bakıyorum. Müthiş bir dizi enflasyonu var.

Bu dizi enflasyonunda henüz hiç ekran deneyimi olmayan genç isimler başrol oynuyor. Bölüm başına 20- 30 milyar alanlar oluyor, bu duruma nasıl bakıyorsunuz?
Evet, genç kuşaktan inanılmaz paralar istendiğini duyuyoruz. Bu işte önemli olan süreklilik... Bir işte başrol oynamak sizi star yapmaz. Her başrol oyuncusu star değildir. Star olmak başka bir şeydir, o senelerle oluşturulan ve herkeste olmayan bir ışıktır. Bir işte başrol oynayıp “Hadi ben çok büyük starım” diyemezsiniz. Ne yazık ki, o gençlerin büyük kısmı üç - beş sene çok büyük hayal kırıklığına uğrayacak. Çünkü bir işin çok tutması, daha sonraki işlerinin çok büyük ilgi göreceğini garantilemez. Ki, çoğu da ikinci işlerinde başarısız olmaya mahkûm... Çünkü bu kadar işin arasında hepsinin başarılı olması mümkün değil. Şöhreti çok fazla büyütmemeleri gerek.  

23 yıllık oyunculuk hayatınızda hiç sinema filminiz yok, bundan sonra olacak mı?
Bilmem, hiç teklif de yok. Sinemacılar cast seçimlerini kendi aralarında yaptıkları için... Biraz daha kızdırayım da hiç teklif gelmesin. (Kahkaha atıyor) Benim öyle illa film çekeyim, illa bu sene ekranda olayım gibi bir derdim yok. Tiyatro yapmayı, kariyerimde bir oyunun olmasını çok istiyordum. Çok şükür o da oldu. 

Oyun nasıl gidiyor?
Bu yıl ikinci yılımız... Allah’a şükür oyunumuz hep dolu gidiyor. Seyirci sıkıntımız yok. Özellikle turnelerimiz çok yoğun geçiyor. Bergama’da, Selçuk’ta 10 bin kişiye oynadık. Mesela Çerkezköy’de oyunumuz vardı. Pek çok seyirci kapıda kaldı. Mesela Yatağan’da insanlar ağaçlara falan çıktı. İnanılmaz büyük bir ilgiyle karşılaşıyoruz gittiğimiz yerlerde...

Bir kadının kocanızı oynaması, onunla öpüşmeniz, samimi görüntüleriniz seyirciyi şaşırtıyor mu?
Dizilerde hiç öpüşme sahnem olmadı. Tiyatroda oldu, kurallarımı yıktım, o da yine bir erkekle değil, kadınla...(Gülüyor) Ama Fulden erkeği öyle güzel canlandırıyor ki, seyirci oyunun sonuna kadar anlamıyor. 

Dizilerde niye hiç öpüşme sahnesinde oynamadınız?
Gerek yok çünkü... Üstelik çok romantik diziler çektim. İnsanlar dizileri evlerinde aileleriyle izliyor. Açık sahneler görünce kapatıyor. Bugüne kadar öpüşmemi gerektirecek bir sahnede olmadı. Sinemada olsa, belki... Şimdi aralarda dizilerde öpüşüyorlar ama ben öpüşmem. Çocuğumun beni televizyonda birileriyle öpüşürken görmesini istemem.

Sinemada olsa öpüşür müsünüz?
Bilmem, Oscar alacaksa olabilir. (Gülüyor) Öyle dertlerim yok. Şaka yapıyorum. Benim başka bir hayatım da var. Her şeyim televizyon ya da oyunculuk değil. Benim hırsım hiç yok. Olsaydı, her şeyi yapardım. Sahneye de çıkardım, en büyük assolist ben olurdum. Özel bir dünyam var ve böyle mutluyum. Saygın bir ismim var. Herkes keşke bunu sağlasa...  20 küsür yıldır başka şeylere gereksinim duymadan, unutulmadan bir yerde kalabilmek, hele Türkiye’de çok zor. Zoru başardığımı düşünüyorum. Cam fanus içinde de yaşamadım ama hiçbir zaman ortalarda olmadım. İlişkilerimi çok güzel yaşadım. Ne birlikte olduğum insanı, ne de meslektaşlarımı rencide edecek bir tek konuşma yaptım bugüne kadar. Halk da bu nedenle beni belli bir noktaya oturttu. 


Hiç estetik yaptırmadım

Oynadığım film Oscar alacaksa öpüşebilirim
Hâlâ genç kız gibisiniz, fiziğinizi korumak için neler yapıyorsunuz?
Geceleri buzdolabına girip yatıyorum. Sonra gündüz çözülüyorum. (Kahkaha atıyor) O kadar genç mi duruyorum?

Yeni nesil kızlar yaşlarından çok olgun duruyor ya, o açıdan söyledim.
Ama, genç kızlar artık kendileriyle çok oynuyorlar. Dişler, burunlar, dudaklar yaptırılıyor, lens takılıyor. Eskiden böyle değildi. Bu kadar genç yaşta estetiğe başlayanlar 40 yaşına gelince ne yaptıracaklar çok merak ediyorum. Tabii,  o estetikler çok kart bir ifade veriyor. Mesela, yıllardır estetik yaptırmayan Müjde Ar, zamanı gelince yaptırdı ve muhteşem oldu. Bana gelince hiç estetik yaptırmadım. Haftada, 10 günde bir cildime yumurta akı sürerim. Yumurta akına yoğurt ya da hakiki zeytinyağı karıştırırım. Düzenli olarak e vitamini, omega 3, kalsiyum hapı kullanırım. Her gün bir bardak süt içerim.

Spor yapar mısınız?
Sıfır spor... Hiç yapmam. Omuzlarım geniş diye spor yaptığımı sanırlar ama yapmam aslında... Yazın sadece yüzerim. Spor yoruyor ya, iki gün yürüyorum. Tarabya’dan başlıyorum, bayağı bir yol gidiyorum. Ertesi gün ‘Amaaan  diyorum, her yerim et kesti. Boşver’ diyorum. Benim genetiğim sağlam. 



Mankene deneme çekimi yok, bana var

Oyunculuk maceranız nasıl başladı?
Çocuk yaşlarda annemin cesaretlendirmesiyle başladı. Amatör tiyatroların ardından İner misin Çıkar mısın isimli yarışmaya katıldım. Şafak Sezer, Hakan Yılmaz’la birlikte parodiler yapıyordum. Orada birinci olamadım. O yarışmadan arkadaşım Abdullah Şahin Nokta Tiyatro’suna girdi. Bir oyuncu aradıklarını söylediler. Benim de Allah’tan istediğim buydu ve öylece başladım.

Tiyatro dışında sizi çok fazla ekranda göremiyoruz, bunun özel bir sebebi var mı?
Daha çok tiyatro yapıyorum. Ekran için doğru proje ve şans gerek. Allah’ın size ‘Yürü ya kulum’ demesi de gerek. Birkaç projede oldum ama öyle çok ön plana çıkabildiğim işler olmadı. Bir de diziler anlamında şu durum zoruma gidiyor: Bu işe hiç emek vermemiş bir kız, sadece güzel olduğu için başrol oynuyor. Ona “Gel sana bir deneme çekimi yapalım” demiyorlar ama ben diyorum ki, 11 yıldır tiyatro yapıyorum. “Gel seni bir deneyelim” diyorlar. Bu çok zoruma gidiyor. Gittiğiniz zaman da mekân kurulu olur, size rolle ilgili kostümü giydirirler, karşınızda bir oyuncu olur. O zaman performansınız belli bir seviyede olur ama tek başınıza günlük giysilerle sana, “Hadi bakalım, oyunculuk yap” diyorlar. Üstelik bu deneme çekimleri başrol için de yapılmıyor. Başrol olan kız, bir mankenlik yarışmasından geliyor ve ona deneme çekimi yapmaya gerek duymuyorlar. Bu nedenle o tarz görüşmelere gitmiyorum.

Hırslı bir yapınız da yok sanırım?
Var hırsım ama galiba bu konuda alınganım. Herkes televizyonda oynar, bazıları sinemada oynar ama tiyatroda oyuncular oynar. Ben oyuncuyum. Beni gerçekten sahnede görsünler ve ona göre rol teklif etsinler. 

“Çılgın Yenge”de erkeği canlandırıyorsunuz, bir kadının erkeği oynaması nasıl bir duygu?
Sadık Şendil’in bu oyununda benim rolümü ilk kez Müjdat Gezen, daha sonra Abdullah Şahin canlandırmış. Şimdi ben devraldım. Tabii, rolü çıkarırken Abdullah Hoca’nın yönlendirmeleri oldu. Rol çok güzeldi, bunu oynamayı çok istedim. Sahneye çıktığım anda erkek gibi hissediyorum kendimi...