Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dün yaşadığımız afet, son 50-60 yılın en şiddetli yağışı olabilir. Haberimiz olsun ki, küresel ısınma nedeniyle artık çok daha sık yaşayacağız bu tür afetleri. Afeti anlamak için yağış miktarına bakar çoğu kişi. Bu da doğru değil.

Aynı yağış miktarının, bir ayda düşmesiyle iki saat içerisinde düşmesi çok farklı sonuçlar yaratıyor işte.

BİZE TOPRAK LAZIM


“Peki ne yapacağız?” derseniz, mazgalları genişleteceğiz falan ama bir şeyi hiç unutmayacağız. Büyük şehirlerde yağmur suyunu emecek toprak yok denecek kadar az, su akacak yer arıyor, rögar ve mazgallardan kanalizasyona gidiyor. Bunu da düşünmek ve şehirlerde toprağa yer açmak gerekiyor.

Haberin Devamı

Bir elimde cımbız...

Orhan Veli Kanık’ın herkesin ezbere bildiği mısralarıdır ya, “Bir elinde cımbız, diğerinde ayna, umurunda mı dünya....”

15 Temmuz günü bunun bir sürü örneğini gördüm. O gün bir sürü insan geçen sene yaşananlara dair duygularını yazdı, şehitleri andı. Bir grup insan da Bodrum’a giderken bindiği özel uçaktan, sahilden ve yediği yemekten kareler paylaştı.

İsteyen istediğini yapar, umursar ya da umursamaz ama nedense işin bir de teşhir kısmı bana garip geliyor.

Yok, kimsenin hayatının zaptiyesi olmak gibi bir niyetim yok; aksine hayat zaptiyeliği yapanlardan da hoşlanmam.

Ama Aragon’un ‘Mutlu Aşk’ şiirini neden yazdığına dair açıklamasını da unutamıyorum.

Aragon o şiiri yazdığı dönemde Paris’in Nazi işgali altında olduğunu ve toplumsal mutsuzluğun bulunduğu bir yerde bireysel mutluluk olamayacağını söylemişti, çok doğru bulurum o cümleyi. 17 Ağustos depremi sabah 03.02’de olmuş, o günün akşamında sahil boylarında masa üzerinde göbek atanların resimleri yayımlanmıştı sonra gazetelerde.

Bir daha olmaz sanıyordum, olabiliyormuş...

KİLO VERMEK İÇİN HAYATINI KAYBEDENLER

Kilo vermek için operasyona girip de hayatını kaybedenlerin sayısı inanılmaz bir boyuta ulaştı Türkiye’de.

Son örnek, yağ aldıran iki çocuk annesi bir kadının hayatını kaybetmesi oldu.

Peki mide küçültme operasyonlarında Türkiye’de görülen ölüm oranı neden dünya ortalamasının iki katı üzerinde?

Haberin Devamı

BİZE TOPRAK LAZIM

‘Katlama operasyonu sonuç vermedi, şimdi mide küçültme operasyonu yapacağız’ diye hastaların fotoğrafları nasıl yayınlanıyor bizim ülkemizde? Sosyal medyaya bakın, reklamlarda, mutlaka estetik cerrahi ya da mide küçültme operasyonu tanıtımı var.

Ölenler, bitkisel hayata girenler, yağ aldırma operasyonu gibi daha basit bir işlemde bile canını yitirenler...

Sağlık Bakanlığı mutlaka bu işe el atmalı, başta sosyal medya olmak üzere, cerrahi operasyonların reklamlarına bir sınırlama getirmeli.

ÖLMEDEN ÖNCE

Hemen her hafta bir yerlerde ‘ölmeden önce yapmanız gerekenler’ diye bir liste görüyorsunuz değil mi?

O listelerde yer alan çoğu maddeyi gerçekleştirmek için paranız olması yeterli.

Oysa bazen öyle fırsatlar doğar ki, parayla satın alamazsınız...

Bunlardan birisi de Mağusa’nın yıllardır yerleşime kapalı olan Maraş bölgesindeki Derinya Plajı’nda yüzmektir. Mağusa deniz kıyısında bir şehir olmasına rağmen plaj sayısı kısıtlıdır, en çok tercih edilen yer de şehrin 10-12 kilometre dışında olan Glapsides adlı plajdır.

Haberin Devamı

BİZE TOPRAK LAZIM

Bu sene Mağusa Belediyesi Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’yla bir anlaşma yaptı ve Derinya Plajı hizmete açılıyor.

Aslında plaj tam olarak kapalı bölgenin içerisinde değil ama askeri güvenlik bölgesi ve uzun yıllardır girmek yasaktı.

Şimdi o denizde yüzmek, o kumsalda yürümek gibi bir imkan doğdu KKTC ve TC vatandaşları için. Parayla satın alınması mümkün olmayan nadir tecrübelerden biri bu. Yanı başınızda 1974’ten beri boş olan Maraş, Mağusa’nın Othello Kalesi, Lala Paşa Cami ya da Namık Kemal zindanı gibi yerleri, Kaleiçi bölgesini görme şansı da artı avantajlar.

Kıbrıs deyince aklına otele kapanıp aralıksız kumar oynamak gelenlere ve tatilde gidecek güzel bir yer arayanlara duyurulur.

ERKEKSEN SAYARSIN DEĞİL Mİ?

BİZE TOPRAK LAZIM

Cinsiyeti erkek olan biri var, adı Metin Hara...

Hara, verdiği bir röportajda, bizi, yeni ilişkisinin gerçek olduğuna inandırabilmek için geçmişte birlikte olduğu kadınların adlarını saydı.

Bunu bir kadının yaptığını düşünün...

Yani bir kadının yeni ilişkisine referans olması için geçmişte birlikte olduğu erkeklerin adlarını sıraladığını.

Tahminen önce birlikte olduğu adam terk eder o kadını.

Millet ayağa kalkar, kadına söylenmedik şey, yakıştırılmayan sıfat kalmaz. Oysa Metin Hara geçmişte birlikte olduğu kadınların adlarını saydı ve o kadınlar bile ayağa kalkıp, “Sen ne yapıyorsun? Ne saygısız bir adammışsın” demediler.

Şiirden falan söz edip de sonra geçmişte birlikte olduğu kadınların adını referans yapan birinden ne yaparsanız yapın bir masal kahramanı, beyaz atlı bir prens ya da romantik bir adam çıkaramazsınız. Eğer bu projeyse, projenin sahibinin haberi olsun, bu posttan umduğu elbise çıkmaz.