Pinokyo Sibel

Pinokyo Sibel
En yakınında bulunanların anlattıklarına göre Sibel Can, ‘dünya tatlısı’ ama, yine de sevimli yalanlar söyleyip ‘ağzında bakla ıslanmayan’ birisi
NURDAN AKINER

EĞLENCE dünyasının ünlüleri medyaya birer ‘yıldız’ görünümüyle yansısa da, gerçek hayatlarında yaşadıklarıyla, toplumun diğer üyelerinden pek de farklı değiller. İşte onlardan biri, Sibel Can. Yakın çevresi şarkıcıyı öyle bir anlattı ki; ortaya bir ‘Pinokyo’ çıktı. İşte onların dilinden Sibel Can...

Erol Atar (Fotoğrafçısı)
‘Nankör değildir ama yalancıdır’
"Sibel’i 14 yaşından beri tanıyorum. Nankör değildir, kıymet bilir. Sevmediğim yönü yalancı olmasıdır. Herkese başka bir şey söyler, yine de doğruya en yakın yalanı bana söyler. Kendini insanlardan çok güzel kaçırır. Ama asla sahtekâr değildir. Bazen, hamamdakiler gibi yanlış fotoğraflar çektiriyor. Sonra da üzülüyor. Zorlandığım noktası yüzünün yuvarlak oluşu. Bence Sibel şu an en güzel zamanında."

Nermin Ceri (Basın danışmanı)
‘Başkası olsa dayanamazdı’
"Kötü huyu yok. İnanılmaz pozitif, verici, fedakâr bir anne. Akşamları evinde televizyon seyreder, çocuklarının dersleriyle ilgilenir. Randevularına sadıktır, işini takip eder. Kebaba, pilava ve dondurmaya bayılır. Ama rejim yaptığı için ağzına koymuyor. Hayatının en kötü döneminde bile hiç isyan etmedi. Onun yaşadıklarını başkası yaşasa şu an hayatta olmazdı. Onun için bedava çalışırım. "

Canan Yaka (Modacısı)
‘5 aylık hamileliğinin farkında bile değildi’
"Öz kızım gibidir. Hiç dedikodusu yoktur. Kimseyi çekiştirmez. Rahat kumaşları sever. Vücudunun her tarafından orantılı şekilde kilo alır. İlginç olan, hamileliğinin beşinci ayından sonra kilo alması. Kızı Melisa’ya hamileyken provaya geldi. Karnı biraz büyük göründü gözüme. ‘Sen hamile misin karnın tas gibi çıkmış’ dedim. O da, ‘Yok Canan abla, ben bilmez miyim’ dedi ve gitti. Şüphelenmiş ve tahlil yaptırmış, sonunda beş aylık hamile çıktı. Bir evi var, diktiğim bütün elbiseleri orada saklar. "

Koral Sarıtaş (Müzik prodüktörü)
‘Çenesini hiç tutamaz’
"Birlikte çalışmaya başlamadan önce yılda bir kaset yapan birisiydi. Şimdi bir star. Şarkılarını stüdyoda seslendirirken ağlar. ‘Canım’ sözünü ondan başka kimse bu kadar güzel söyleyemez. Dedikodu yapmaz ama ağzını da sıkı tutamaz. ‘Bunu kimseye söyleme’ derim ama ağzından kaçırıverir. Son albümünü stüdyoda üç günde okudu. Bunu Türkiye’de bir tek Müzeyyen Senar yapar."

Ersan Yılmaz (Kuaförü)
‘En bonkör müşterim’
"Bana bugün ‘Sana ömür boyu para vermeyeceğim, saçımı tara’ dese seve seve tararım. Kaprisi yoktur. İşim varsa oturur bekler. Dedikodu yapmaz, kimseyi çekiştirmez. Sadece su ve sade nescafe içer. Sigara içmez. Saçının asıl rengi çok açık kumraldır. Asla saçını çekmeyeceksiniz. Çocuklara adam başı 20 - 30 milyon bahşiş bırakır. Kimse onun kadar bonkör olamaz."

Haluk Saçaklı (Doktoru)
‘Ödülü bir dilim pasta’
"Ben onun bütün yaşam tarzını değiştirdim. Yüksek sesle konuşmak, her gün bir saat fazladan ayakta durmak, ev işlerinde evdeki çalışanlara yardım etmek ya da arabayı uzağa park etmek gibi eylemlerle fiziksel hareketlilik girdi yaşamına. 15 günde bir kendini ödüllendiriyor. O gün bir dilim pasta yiyebiliyor."




MAGAZİN