Serfiraz Ergun

Serfiraz Ergun

serfiergun@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yaşı uyanlardan duyarsınız; “İsmimi Atatürk taktı” derler. İşte bunlardan ikisi Çankaya’da Pembe Köşk’te doğan İsmet İnönü’nün çocukları Özden Toker ve Erdal İnönü. Ağabey Ömer İzmir’de doğduğu için onunki ailenin taktığı. Erdal, erkeğin dallanıp budaklanmasıymış. Özden de Öztürkçe bir isim. Geçenlerde Can Kıraç’tan öğrendim, onun da hem adını hem soyadını Atatürk takmış. Can, Özden, Erdal... 1930’lardaki modern adlara bakın. Can Kıraç’ın babası Atatürk Orman Çiftliği’nde ziraat mühendisiymiş.
Can Kıraç orada doğmuş. Sonra Atatürk, Kıraç ailesini yeni bebekleriyle ABD’ye göndermiş. Baba Kıraç kuru tarımcılık üzerine çalışmalar yapmış dört yıl. Döndükten sonra da yeni Türkiye Cumhuriyeti’nde en iyi kuru tarım uygulamasının Eskişehir’de yapılacağını düşündüğünden oraya tayin istemiş (aradaki fark; şimdilerde ABD’den dönenler iktidara prens oluyor).
Tabii Eskişehir tam da soyadlarından anlaşılacağı gibi kıraç bir yer. Aradan birkaç yıl geçtikten sonra Atatürk ilk kez Eskişehir’i ziyarete gelecek, Can Kıraç’ın annesi oğlunu kaptığı gibi evden kaçırmış.  Can Bey; “Atatürk çocukları çok severdi, annem beni kaçırmasaydı belki ilk Ülkü ben olurdum” diyor.  

Sponsorlu milli günler
Son zamanlarda dikkat ediyorum, yabancı konsolosluklardan gelen milli gün,  ulusal bayram davetiyelerinin kuyruğunda uzun uzun sponsorların listesi yazıyor.
Monaco Fahri Konsolosu Tuna Köprülü konuklara ayrılırken Biotherm’in kremlerini hediye ediyor, Fransa’nın İstanbul Başkonsolosu Christine Moro davetiyenin arkasında Air France, Renault, Axa Oyak, Club Med gibi 20 kuruluşun adını anıyor, İsviçre Başkonsolosu Ernst Balzli davetiyenin ekinde sekiz firmaya “cömert katkılarından ötürü” teşekkür ediyor.
Ben de yurt dışındaki Türk temsilciliklerini ve oradaki milli gün kutlamalarını düşünüyorum. Sefireler başkanlığında misyonun kadınları dolma- börek hazırlardı kalabalık gelmeden önce. Ben Londra’dayken Büyükelçimiz rahmetli Rahmi Gümrükçüoğlu’ydu, her büyük davetten önce eşi Elçin Hanım sabah mezata gider piyasanın dörtte bir fiyatına çiçekleri alır sonra da Cem Duna’nın eşi Nilüfer ile beni çağırır, biz de çiçek aranjmanı yapardık. Para parayı çekiyor galiba, zengin devletlerin temsilciliklerine sponsorluklar da yağıyor.

Büyükorhan’ın bazilikası
Bursa, Osmanlı’nın ilk başkenti. Daha önce de Roma ve Bizans medeniyetlerini  görmüş bir kent. Büyükorhan da Bursa’nın ilçesi. İsviçre Milli Günü’nde İsviçreli bir profesörle tanıştım, Dr. Michel Fuchs. Lozan Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı’ymış, Büyükorhan’ın Derecik Köyünde kazı ve restorasyon yaptıklarını anlattı.
2001 yılında 50-60 hanelik Derecik Köyü’nde çiftçiler çift sürerken kalıntılar bulup Bursa Müzesi Müdürlüğü’ne baş vurmuşlar. Müze kendi imkanlarıyla kazı yapmaya başlamış. Bursa’da 2005 yılında yapılan Mozaik Sempozyumu’na 9 ülkeden 20 bilimadamı katılmış. Büyükorhan Belediye Başkanı  Kamil Mehmet Acaroğlu ve Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Dr. Mustafa Şahin de fırsatı kaçırmayıp Lozan Üniversitesi’ni bu bölgede çalışmalar yapması için davet etmişler. Hemen 30 dönüm arazi kamulaştırılmış ve kazı ve çıkanların restorasyonu başlamış. Çıkan eser M.S. 380 yılına ait olduğu sanılan bazilika tipi bir kilise ve bütün tabanı mozaiklerle kaplı.
1600 yıllık bu kilisenin Marmara Bölgesi’nde tabanına mozaik döşeli ilk ve tek kilise ve manastırı olduğunu söyledi Dr. Michel Fuchs. Sponsoru İsviçre Konfederasyonu, bu yıl için 60 bin lira vermiş. Ben rakamı duyunca “Biz de sponsor olalım bari” dedim. Pamuk eller cebe, Uludağ Lozan Üniversitesi ortak çalışmasına siz de katkıda bulunun. Büyükorhan Belediyesi’ne telefon ederseniz size yardımcı olurlar.  Tel: 0 224 841 21 42

Hadid’in Kartal projesi ne oldu? 
Zaha Hadid ünlü bir mimar. Irak asıllı ama Londra’da oturuyor ve çalışıyor. Türkiye neredeyse ikinci vatanı. Temmuzda buradaydı, şimdi de tatilini geçirmek üzere yine İstanbul’da. Sonra da Bodrum’a gidecek.
Geçen akşam onu yemeğe çıkardık Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer’le. Akaretler’deki Konyalı Lokantası’na götürdük. Sıcak yaz akşamları için ideal bir bahçesi var arkada. Yemekler de her zamanki gibi nefis ve şık. Adam başı 100 liraya çıkıyorsunuz.
Gelelim Kartal’ın islahı projesine. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Kartal’ın ıslahı projesini Zaha Hadid’e, Küçükçekmece’ninkini ise Malezyalı mimar Ken Yeang’a vermişti. Bir arpa boyu yol gidilmedi henüz. Zaha Hadid; “Benim veya benim göstereceğim mimarlara yaptırırlarsa bölge bir şeye benzer” diyor.