Bodrum Yarımadası’nda Türkbükü’nden sonra, Yalıkavak’tan önceki koy Gündoğan’dır. 15-16 yıl önce bu köy şipşirin bir yerdi, giderek Türkbükü’ne benzemeye çalışıyor. İşte bu koyda dışişleri çevrelerine biraz gıcık olanların Cinnetevler diye iğneledikleri gerçekten de dışişleri mensuplarının nadir de olsa bir araya gelip ortaya çıkardıkları uygar bir sitesi vardır; Cennetevler...
Temmuz - ağustos ayları sahilde yer bulabilmek için sabah erken yüzenler, plaj iskemlelerinin üzerine havlu bırakırlar. Site yapıldığı yıllarda mal sahiplerinin hemen hepsi aktif büyükelçi, meslek memuru veya idari memur iken bugün çoğu emekli. Şemsiye altları dedikodu odakları olsa da, plaj şezlongları nostalji tozlarıyla örtülse de, konular hızlıca tüketilip kısırlaşsa da yine de herkesi bir arada görmek hoştur.
Rekabette yaş farkı gözetmeyen turnuva
Cennetevler’in dört yıldır tekrarlanan “rekabette yaş ve cinsiyet farkı gözetmeyen” bir tavla turnuvası var. Bu turnuva birkaç yıl önce bir anjiyo sonrası çok genç yaşında vefat eden Büyükelçi Nurettin Nurkan (Nuriş) adına düzenleniyor.
Nuriş gördüğüm en iddialı ve iddiacı adamdı. Onun olduğu yerde rekabet, bağrışma,eğlence ve iddia eksik olmazdı. Koyu F.Bahçeli (cenaze töreninde tabutunun üzerine bile FB bayrağı örtmüşlerdi), koyu tavlacı ve koyu denizciydi. Tavlada en büyük rakibi emekli Berlin Büyükelçisi Tugay Uluçevik’in başkanlığındaki organizasyon komitesi her yıl diplomatların tatil sitesi Cennetevler’de pankartlar bastırıyor, Nuriş’in dul eşi Nilüfer tanınmış seramikçilere dereceye girenler için kupalar yaptırıyor, sandalyeler boyatılıyor, uygun renkli ekose örtüler diktiriliyor, tavlacılar kampa çekiliyor ve herkes ağustos sonundaki maçlara hazırlanıyor.
Emekli Büyükelçi Onur Gökçe’nin ailesi üç kuşak, İsviçreli Python’lar aileden dört kişi turnuvaya katılıyor. Bu yıl birinciliği Viyana eski büyükelçimiz Ömer Akbel aldı. Daha doğrusu geçen yılın birincisi Ümit Pamir’in elinden kaptı. Duyduğuma göre BM eski daimi temsilcisi Pamir elendikten sonra birkaç gün evinden çıkmamış.
Pamuk elli tavlacı
Turnuvanın fikir babası Tugay Uluçevik her yıl yaptığı gibi bu yıl da birinci için bir konuşma hazırladı. Üstelik ilkokuldan beri 57 yıllık kankası şampiyon Ömer Akbel için:
“Ömer’in dedesi Tavlacızade Ömer Bey’in ünü dünyaya yayılmıştır. Tavlacızade Ömer Bey devrinin en büyük tavla ustalarından ve şampiyonlarından biridir. Tavlacızade Ömer Bey daha 21 yaşındayken 1886’da II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 10. yıldönümü törenleri münasebetiyle düzenlenen büyük tavla turnuvasında finalde İranlı Sasan Taherzadeh’i 3 marsla, 6- 0 yenerek cihan şampiyonu olmuştur. Aynı zamanda usta bir marangoz olan II. Abdülhamit elleriyle yaptığı nadide bir tavlayı bu büyük başarısı dolayısıyla Tavlacızade Ömer Bey’e hediye etmiştir.
Bu tavla sonradan Tavlacızade Ömer Bey tarafından Topkapı Müzesine verilmiştir. Tavlacızade Ömer Bey’in en büyük emeli, kendi adını verdiği torunu Ömer’i şampiyon bir tavlacı olarak görmekti. Tavlacızade Ömer Bey’in daha torunu Ömer birkaç aylıkken bir gün, Ömer’in küçücük pamuk gibi ellerine bakıp, onları öpüp kokladıktan sonra, “Eminim bu eller çok isabetli zarlar atacaktır; tavlada önünde kimse duramayacaktır; benim torunum tavla şampiyonu olacaktır” şeklinde konuştuğu aile içinde söylenegelmektedir” demiş.
41 kişinin katıldığı bu yılki Nurettin Nurkan Cennetevler Uluslararası Tavla Turnuvası’nın ikincisi Emekli Büyükelçi Erkan Gezer, üçüncüsü Özdem Sanberk’in kızı Nazlı Sanberk, dördüncüsü de Suriyeli Muhammed Dağıstani oldu.
Büyükelçi emekli olunca ne yapar?
Gündoğan gözlemlerim: Özdem Sanberk yazları kızı Nazlı’nın altı aylık oğlunu pusette gezdiriyor. Nurol Holding’de danışman, Zaman’a yazı yazıyor. Sönmez Köksal geçen yıl değiştirdiği yazlığının keyfini çıkartıyor, sabahları korumasıyla jogging yapıyor. Murat Binhan Kültür Üniversitesi’nde kurduğu Dış Politika Platformu’nu yönetiyor. Mithat Balkan Çalık Holding’e enerji konularında danışman. Necati Utkan Paris’te gelecek yıl düzenlenen ‘Türk Mevsimi’ne eş başkan. Ümit Pamir Les Ottomans’dan tanıdığımız işadamı Ünal Aysan’a danışmanlık yapıyor. Cem Duna hafta sonları gelip eşi Nilüfer’e, hafta içi de kurduğu danışmanlık şirketinin toplantılarına katılıyor. Tugay Uluçevik önce tavlada Ömer Akbel’e yeniliyor, sonra yüzüp ter atıyor sonra da Gündoğan Köyü’nün köpeklerini sevindiriyor.
