Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bülent Arınç’ın ‘vazgeçemediği’ dizi ‘Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi’. Arınç, son olarak RTÜK’ün kuruluşunun 19’uncu yıl dönümünde konuyu isim vermeden bu diziye getirerek; “Kapıyı açar açmaz insanın şişeye sarılması, (...) mesela çok meşhur birisinin, adeta o dizilerde insanın nefes almadan seyrettiği birilerinin sık sık alkole, kadehe elini sürmesi, şişeyle arkadaş olması, acaba o karakterin o dizide yaptığı rolle mi ilgilidir, yoksa gizli sponsorların cebine doldurdukları parayla ‘Bizim reklamımızı yap’ demesiyle mi ilgilidir. İsim vererek söylemiyorum. Ama bu tipler herkesin malumudur” sözleriyle malum karaktere bir kere daha yüklenmiştir.
Arınç böyle konuşunca gözler ister istemez ‘Behzat Ç.’ ye döner diye düşündüm RTÜK cephesinde. Daha dizi bitmedi, final yapacak. Uğraşacaklar mı? Kulağıma gelen finalin rahat yapılacağı. Yani “İç son biranı, sonra çek git kardeşim benim de başımı ağrıtma” diye düşünüyorlar bence.
Ne çektik şu Behzat’ın birasından, ne çektik!

Haberin Devamı

DİZİ OYUNCULARININ CİLTLERİ NE DURUMDA?

Piyasadaki tecrübeli bir makyözle sohbetim oldu. Oyuncuların ciltlerine geldi konu. Kendisi birçok yabancı film setinde de görev almış. Farkı bu açıdan da görme şansına sahip biri. İki konu dikkatimi çekti; bizde cildi bozuk çok oyuncu var. Artık makyajla ciltteki sorunların giderilmesi zor, çünkü yeni çekim teknolojileriyle pürüzleri örtmek mümkün olmamaya başladı. “Bir HD çekimde cildin fazlasıyla makyajlı olduğu anlaşılıyor artık. Bu nedenle eskisi gibi ağır makyaj yapmak mümkün değil” dedi.
Peki bu durumda ne oluyor? Cildi düzgün oyuncular ön plana çıkıyor. Yani ne kadar iyi oyuncu olursanız olun, cildiniz sorunluysa rolü almanız zorlaşıyor. Şimdilik bizim dizi sektöründe bu pek geçerli değil. Yurt dışında durum farklı. Ama giderek, özellikle HD kalitesinde dizilerin sayısı arttıkça oyuncuların ciltlerine daha iyi bakmaları ya da bakamıyorsa rol alma yani para kazanma şanslarının giderek düşeceğini söylemek yanlış olmaz.

“Makyajsız çıkmam” diyenler var
Dizi yapımcıları, olmazsa olmaz “Bizim başrol oyuncusuna bol makyaj yapılsın, güzel görünsün, rolü ne olursa olsun bu böyle” kuralını uyguluyor.
Daha önce yazdığım için örnek verebilirim. ‘20 Dakika’da Tuba Büyüküstün hapishanede bakımlı saçları ve makyajıyla dikkatimi çekmişti. Şampuan reklamının yüzü olarak hep yıkanmış saçlarıyla dolandı dizide. “Mahpusta da olsa bakımlı olmalı” düsturu geçerliydi yani.

Nejat İşler, makyaj sevmez
Erkeklerde durum farklı. Onlar ya makyajı hiç bilmiyor ya da “Böyle bir şey duydum, uygular mısınız?” diyerek kendilerine geliyormuş. Bir de hiç makyaj yapmayanlar var. Nejat İşler bu isimlerden biri. Erkeklerin ‘kirli sakallı’ halleriyle zaten kendi özel durumlarını yarattığını da söylemek mümkün!

Haberin Devamı

DOĞALGAZ PATLAYABİLİR PANİK YAPMAYALIM

SHaber Ana Haber Bülteni’nde yer alan bir haber “Türkiye nasıl bir ülke?”, “İnsanları ne yapar nasıl yaşar?” gibi merak uyandıran soruların cevabı olabilecek bir olayı anlatıyordu.
Doğalgaz borusuna yakın bir yerde iş makinası çalışırken dikkatsizlik sonucu boruyu patlatır. Bu gündelik yaşamın vazgeçilmez ayrıntılarındandır. Polis mahalle halkını şu anonsla uyarır; “... (adı bizde saklı!) sitesi sakinleri sokağınızda doğalgaz borusu patlamasından dolayı şu an riskli bir durum var.”
Bu anons üzerine vatandaşın halini bir düşünün! Devam edelim; “Kesinlikle sigara içmeyin (...) panik havasına bürünmeksizin sakin bir şekilde derhal dairelerinizi boşaltın!”
Bu sözler yeteri kadar panik havası yaratmıyor mu zaten? Durum vahim, her an havaya uçabilirsiniz ama panik yapmayın!

Haberin Devamı

HAKİM, BİLİRKİŞİ OLAN ÜNLÜ TARİHÇİYE NE SORDU?

Habertürk’te Öteki Gündem’ programında casusluk faaliyetleri, Teşkilat-ı Mahsusa vs. konuşulmuştu. Konuklar amcam tarihçi Orhan Koloğlu ve Prof. Dr. Mim Kemal Öke’ydi. Öke, uzun programın içinde bir hikaye anlattı. Ortadoğu’da siyonist casuslar bölümünde geçti hikaye.
“Cemal Paşa hakkında bir kitap yazıldı. Romanın içinde Sarah’nın (siyonist ajan) Cemal Paşa’ya yanaştığı dolayısıyla belgeleri ona verdiği yazıldı. Cemal Paşa’nın ailesinden bir beyefendi buna itiraz etti, tazminat davası açtı. Beni de davada bilirkişi olarak atamışlar. Hakim bana sordu; ‘Prof. Dr. Mim Kemal Öke sizce Cemal Paşa Sarah’yla yattı mı?” Ben de ‘Nereden bileyim, yatağın altında mıydım?’ diye cevapladım. Hakim; ‘Bunun belgesi yok’ dedi. Ben de; ‘Bunun belgesi mi olur?’ dedim...”