Bizde eğlence sektörünün yurt dışı hikayeleri abartılır. Oyuncularımızın star, şarkıcılarımızın ülkeleri fethettikleri üzerine çok hikaye yazılır. Bu özellik, bu sıralar dizi sektörü için geçerli. İtalya’nın en ünlü ve eski magazin-televizyon dergilerinden (Kuruluş 1952) ‘TV Sorrisi e Canzoni’de, dizinin yeni sezonunun başlamasıyla ilgili çıkan bir yazı gördüm. Aslında dizinin ikinci sezonu 5 haziran’da Channel 5’ te başlamış. ‘Dönüş, ‘Kiraz Mevsimi’ ikinci sezonu ile ilerliyor’ başlığıyla yorum-haber yer almış. Dizi haftanın beş günü ekranda, 14.45’te başlıyor. ‘Türk sabun köpüğü’ (soap opera) olarak adlandırılıyor. Bir nevi ‘Brezilya dizilerinin Türk hali, milyonlarca izleyiciyi ekrana bağlayan dizi’ olarak değerlendiriliyor. “İşte nerede kalmıştık, bu yaz neler olacak?” müjdesini de veriyor dergi.
2 milyon izleyicisi var
Dizinin iki milyon izleyicisi var; bu da yaklaşık yüzde sekiz üzeri bir izlenme oranına denk gelir. Yazıdan anladığımız, projeye ara verilince izleyici kaygılanmış. “Aylarca belirsizlikler kaygılandırdı. Şimdi seyirci ödülünü aldı” dipnotunu kaydettim yazıdan. “Yeni bölümlerin geleceği haberi sosyal medyada tezahüratla karşılandı” da yine yazıdan bir bölüm. Aralara Özge Gürel’le Serkan Çayoğlu’nun demeçleri de serpiştirilmiş.
Ayaz İtalya’da star
Dergideki yazı, dizinin neden başarılı olduğunu özetlemiş; “Günümüze uyan anlatımı ve uyumlu castıyla herkesin beğenisini aldı, hatta çok küçük yaştaki genç izleyiciyinin bile.” Serkan Çayoğlu’na duyulan ilgi, “Hayranlarının beğenisiyle boğulan eski model Çayoğlu” şeklinde ifade edilmiş. Nasıl büyük bir hayran kitlesi olduğuyla ilgili ipucu, İtalyan TV dünyasının son dönem en popüler isimlerinden Silvia Toffanin’in şovuna katıldıkları (Özge Güreli ile) bölümle belirtilmiş. Ayrıca yazıda; “Bunun için Özge’yle katıldığı Silvia Toffani’nin sunduğu ‘Çok Gerçek’ programına gösterilen ilgiye bakmak yeterlidir” diye de yazıyor. Ayaz İtalya’da çok ünlü, ‘Kiraz Mevsimi’ ise başrolde.
KETÇABI FAZLA DİZİ
Komedilerin baş sorunu uzun zaman. ’Türk Malı’ bir de üstüne ‘abartılardan çokça bir demet’ verince, yarım saatten fazla izlenmiyor. Oyuncuların üstüne ketçabı boca edecekler illa. Kadronun kapasitesi güldürmeye müsait bir de “Daha da abartalım” demek ve bunu bir saatin üstünde yapmak, dayanılır gibi olmuyor. Biraz daha sadelik.
