Sinan Biçici

Sinan Biçici

sinanbicici@hotmail.com

Tüm Yazıları

Kanal D sürpriz bir kararla ‘Çocuklar Duymasın’ın yeniden çekilmesine karar verdi. Dizinin ilk bölümü yarın akşam yayınlanacak. Kanal D, yeni dizi tutturmanın zor olduğu bir dönemde garanti bir iş yapmak istedi. Peki, ‘Çocuklar Duymasın’ 2017 tutar mı?

Projeyi anlatmaya gerek yok, izlemeyen yoktur. Hem reyting rekoru kırıp hem de aile yapısını anlatan, eğitici bir dizi olarak tek örnek gösteriliyordu. Zaman içinde başka kanallarda tekrar çekilince sevenleri kadar sevmeyenleri, yeniden yayınlanmasına tepki duyanları da oluştu. O nedenle yeni bir diziden hem
riskli hem de başarı şansı
daha yüksek.

Haberin Devamı

Şu anda günlük yaşamı, hayattaki küçük meseleleri anlatan bir aile dizisi yok. Bu anlamda rakipsiz. Yeni dizilerde reyting rekabeti yüzünden hikayeler doğal akışında ilerlemiyor ve inandırıcı bir dünya kurması mümkün olmuyor. “Seyircinin dikkatini çekelim” diye işin doğasından uzaklaşılıyor, benimseyeceği karakterler ve kendini içinde görebileceği hikayeler yapılamıyor. Ne kadar reyting alırsa alsın hiçbir dizi günlük hayatımıza giremiyor.

‘Çocuklar Duymasın’ bu açıdan avantajlı. Çünkü oradaki tiplemeler yaşayan gerçek karakterler gibi hâlâ. Oynadıkları hiçbir rol ‘Çocuklar Duymasın’daki rollerini bastıramadı. 12 yıldır ‘Arka Sokaklar’da oynayan Özgür Ozan bile ‘Light Selami’ olarak hatırlanıyor hâlâ.

‘ÇOCUKLAR DUYMASIN’ NE YAPMALI


Dizi ne yapmamalı?

Sektörün içine düştüğü bu hataları yapmamalı. Reyting uğruna kendi doğal dokusunu bozmamalı ve rekabet edeceğim diye yapay çözümlere başvurmamalı. 2002’de yaşayan bir aile bugün nasıl değiştiyse, o durumu göstermeli. Zaten ilk dönemdeki başarısının sebebi de buydu. Kendi zamanını çok iyi anlatıyor, gündemi yakından takip ediyordu. Yine öyle yapmalı.

Son yıllarda yaşadıklarımızdan sonra geçmiş özlemi oluştu. “Eskiden çok daha mutluyduk, huzurluyduk” diye düşünenlerin bu özlemini karşılamalı. Bugün 20’li 30’lu yaşlardaki insanların çocukluk günlerini hatırlatmalı.

Özetle, yenilenmiş olmalı ama asla başka bir dizi olmaya çalışmamalı. Yolu açık olsun!

HADİ CEM, SAHALARA DÖN!

Haberin Devamı

Cem Yılmaz, geçtiğimiz hafta Twitter’dan bir açıklama yaptı ve “Twitter ve Instagram hesaplarımdaki yorumların verdiği insanüstü rahatsızlık nedeniyle bu mecralardaki paylaşımları bırakıyorum. Herkese de tavsiye ederim” dedi. Ben tavsiye etmiyorum.

Sadece sosyal medya değil, hayatımız da bu hale geldi. Bir şeyi yapsan da yapmasan da, söylesen de söylemesen de tepki alıyorsun. Tahammülsüzlük, birilerine yaranmak için linç etmek, hep eleştirecek, saldıracak bir şey aramak adet oldu. Hepimiz rahatsızız ama bu bizim gerçeğimiz. Bu yüzden sosyal medyaya küsen çok kişi oldu. Ama bu da bir çözüm değil. İnsanların düşüncelerini ve haberi kaynağından öğrenmenin tek yolu sosyal medya. Yılmaz da sosyal medyayı takip edecek ama tepki almamak için
paylaşım yapmayacak.

13 milyona yakın takipçisi var. Onun söylediklerini, yaptıklarını merak eden, seven milyonlar var. Düşüncelerini söylemekten vazgeçmemeli. Gözümüzü kapatabiliriz ama yaşanan olaylar böyle değişmiyor. Meydanı bu linç kültüründen medet umanlara bırakmamalı. Onların zekasından çok üstün bir beyin, zekasıyla kolaylıkla onları alt edebilir zaten. Hadi Cem, biraz dinlen ve tekrar sahalara dön!

Haberin Devamı

YILDIZLAR DA KAYAR, DURMAZ YERİNDE

Bu hafta 90’ların sesi Harun Kolçak’ı ve Şoför Nebahat olarak sinema tarihimizde yer eden Sezer Sezin’i kaybettik. Kayıplar doğal olduğu kadar üzücü. Onların ardından yazılan, söylenenlere baktığımızda bazı ortak değerlerimiz olduğunu görmekse sevindirici. Bütün ülke üzüntüsünü ve sevgisini gösteriyor. Şu anda en çok ihtiyacımız olan şey bu. Farklı konularda ayrışsak da ortak değerlerimizde buluşabilmek. Maksatlı olarak saldırı yapan trolleri saymazsak, toplum her şeye rağmen bazı değerlerini koruyor, sevgisini gösteriyor. Bu kendini bilmezlerin Kemal Sunal’ın, Levent Kırca’nın ardından söylediklerini hatırlamak bile istemiyorum. Ama ne kadar gürültü çıkarırlarsa çıkarsınlar onların gücü ve gerçekliği yok. Kaybetmeye mahkûmlar. Umarım toplumumuz bir an önce bu safralarını
atar ve seslerini keser.