Sinan Biçici

Sinan Biçici

sinanbicici@hotmail.com

Tüm Yazıları

Dizi yazan, bazen tasarımında çalışan, bu köşe aracılığıyla eleştiri yapan biri olarak ‘Ne olacak bu sektörün hali?’ üzerine çok kafa yoran biriyim. Nerede hata yapıyoruz? Neyi değiştirsek düzeltiriz? derken birdenbire geldiğimiz noktada reyting başarılarına bakayım dedim. Bir cümleyle özetle deseniz, Sezen’in o muhteşem şarkısındaki dizelerinden daha iyi anlatılamaz sanırım. ‘Kocaman, rengarenk, oyuncak zaferler!’

İşte size dizi sektörünün marşı olarak önereceğim o güzel şarkının sözleri. Sizce de çok güzel anlatmıyor mu?

Haberin Devamı

Küçüğüm daha çok küçüğüm

Bu yüzden bütün hatalarım

Övünmem bu yüzden

Bu yüzden kendimi

Özel önemli zannetmem

Küçüğüm daha çok küçüğüm

Bu yüzden bütün
saçmalamam

Yenilmem bu yüzden

Bu yüzden kendime

Hâlâ güvensizliğim

Ne kadar az yol almışım

Ne kadar az

Yolun başındaymışım meğer

Elimde yalandan

Kocaman
rengarenk geçici

Oyuncak zaferler

Ne kadar az yol almışım

Ne kadar az

Yolun
başındaymışım meğer

Elimde yalandan

Kocaman
rengarenk geçici

Oyuncak zaferler

Küçüğüm daha çok küçüğüm

Bu yüzden bütün korkularım

Gururum bu yüzden

Bu yüzden çocuk gibi

Korunmasızlığım

Küçüğüm daha çok küçüğüm

Bu yüzden sonsuz endişem

Savunmam bu yüzden

Bu yüzden bir küçük

İz bırakmak için didinmem

Ne kadar az yol almışım

Ne kadar az

Yolun başındaymışım meğer

Elimde yalandan

Kocaman rengarenk geçici

Oyuncak zaferler

Ne kadar az yol almışım

Ne kadar az

Yolun başındaymışım meğer

Elimde yalandan

Kocaman rengarenk geçici

Oyuncak zaferler

Küçüğüm daha çok küçüğüm

Yeşilçam kadar cesaretimiz yok mu?

Bursa’da Fantastik Film Festivali başladı, bu yıl ikincisi yapılıyor. Her ay farklı bir türde Yeşilçam filmleri gösteriliyor. Fantastik, bilim kurgu, korku, süper kahramanlar, çizgi roman ve masal... Fantastik türde ‘Yumurcağın Tatlı Rüyaları’ bilim kurgu türünde ‘Fezada Çarpışanlar’, çizgi romanda ‘Altın Çocuk Klink’e Karşı’, ‘Zagor’, korku türünde ‘Ölüler Konuşamaz ki’, westernde ‘Çifte Tabancalı Damat’ ve masalda ‘Keloğlan’ gibi filmler var. Bugünkü film ve dizilerle karşılaştırdığımızda Yeşilçam filmleri teknolojik ve teknik açıdan çok zayıf, bütçeleri düşük. Günümüzdeki gibi eğitimli yönetmen, senarist, oyuncu, görüntü yönetmeni yok, neredeyse hepsi çekirdekten yetişme.

Haberin Devamı

Fakat işlenen konulara ve türlere bakıldığında Yeşilçam bugünkü sektörden çok daha cesurdu. İyi ya da kötü, beğenin ya da beğenmeyin, dünyada yapılan bütün türlerde filmler vardı.

Yabancı dil bilen, sinema TV eğitimi almış, bu kadar yetişmiş insan var. Reklam sektörü aldı yürüdü ve bütçeler yüksek. Teknoloji sayesinde dünyada ne yapılsa anında takip edilebiliyor. Ama sonuç bu. Ne sinemada ne televizyonda hiç farklı tür yok. Komedi, melodram, biraz mafyatik işler, o kadar.

Çünkü günümüz insanı garantici davranıyor ve sadece akılla hareket ediyor. Yapımcılar paralarını riske atmak istemiyor. Yeşilçam’da evini, arabasını satıp, gerekirse ipotek ettirip film yapıyorlardı. Belki okullu değillerdi ama tutkululardı. Zaten sinema da bir tutkudur. Sadece ticaret olarak bakılırsa şimdiki gibi tadı tuzu olmayan işler yapılır.

Yeşilçam filmlerini tekrar tekrar izlememizin nedeni bu işte. İnsanlar işlerine inanıyordu, tutkuluydu, inançlıydı ve bunu sinema perdesine, ekrana yansıtıyorlardı. Darısı bu kuşağın başına!

Haberin Devamı

Kadının adını kim koyabilir?

Geçtiğimiz haftanın gündeminden birkaç başlık. Kadınlar yürüyor, ‘Kıyafetime Karışma!’ Kadın bir Çello sanatçısı bombacı diye metroda darp ediliyor. ‘Müftülere nikah kıyma yetkisi üzerinden çocuk gelin trajedisi destekleniyor mu?’ diye tartışılıyor. Taciz, tecavüz ve kadın cinayetleri istatistikleri giderek trajik boyut alıyor. Bir profesör, başını örtse bile sigara içen bir kadının, amiyane tabirle ‘arandığı’nı düşündüğünü söylüyor. Kadınlar üzerinden dönen bu siyaseti durdurmalı kadınlar. Hangi görüşten olursa olsun, hangi partiyi desteklerse desteklesin, birleşmeliler. Kadın üzerinden siyaset yapmaya çalışanlara ‘dur’ demeliler. “Kadının adı yok” denilen bir ülkede, kurtuluşun adını da birlikte, dayanışma içinde koymalılar!