KOMEDİLERE DÖNÜŞ BAŞLADI MI?
Geçen sezon, komediler için kurak geçti. Dramalar egemenliğini ilan etti ve ortalığı kırıp geçiren bir komedi yapılamadı. Ramazan ayı da mayısa denk gelince kış sezonunun erken başlayacağı konuşuldu. Doğal olarak da yazlık dizi sayısı azaldı. Her şey komedilerin aleyhine işledi yani.
Tabii ki bizim sektörde bütün kuralları değiştirecek tek şey, bir işin yüksek reyting alması. O zaman dün söylenen bugün unutulur. ‘Yeni Gelin’ iyi gidiyordu zaten. ‘Türk Malı’ ilk bölümüyle bütün kategorilerde birinci oldu. Ne olacak diye merakla beklenen ‘Şevkat Yerimdar’ da beklenenin üzerinde bir sonuç aldı. Rakipleri final yapınca daha da yükseleceği tahmin ediliyor.
‘Cennet Mahallesi’ ve Gani Müjde’nin ‘İki Yalancı’sı yoldaydı. Bu hafta yeni bir haber ‘Çocuklar Duymasın’ın yeniden çekilmesi oldu. Şimdi kartlar yeniden dağıtılıyor. Bunlar yüksek reyting aldıkça komedilere yeniden gün doğabilir.
“Bu sene komedi düşünmüyoruz” şeklinde slogana dönüşen tercihler aniden değişmeye başlayınca yine hazırlıksız yakalandı herkes. Apar topar eski dosyalar karıştırılacak, reddedilen projeler geri aranacak. Komedileri bırakıp yeni diziler çalışan yapımcılar, yarım bıraktığı işlere dönecek.
Bu hengame içinde yeni dizi tasarlamak kolay değil. Hele hele komedi, sit-com yapmak hâlâ riskliyken garanti işler, yani önceden yayınlanıp tutmuş diziler ilk tercih olacak. Neyse biz meseleye iyi tarafından bakalım, her ne sebeple yapılırsa yapılsın, komedi iyidir!
MİNİK KALPLER DE ‘İÇERDE’ Mİ?
Fırsat oldukça yazıyorum. Dünyada en çok televizyon izleyen ülkeyiz ve televizyonlarda da en çok dizi izleniyor. Dizi karakterleri rol model olarak görülüyor. O nedenle diziler mutlaka hayata dokunmalı.
Daha önce ‘Kalbimdeki Deniz Kütüphanesi’ kampanyasını takdirle karşıladık. Şimdi ‘İçerde’nin ‘Minik Kalpler İçerde’ kampanyasının zamanı.
Sezonun en çok konuşulan ve izlenen dizilerinden ‘İçerde’, 19 Haziran’da final yapıyor. Yapım şirketi Ay Yapım ve Minik Kalpler Derneği MİKA-DER, final bölümünü bir sosyal sorumluluk projesine çevirecek. İsteyenler bilet alarak Lütfi Kırdar Spor
ve Sergi Sarayı’nda oyuncular ve tüm ekiple izleyebilecek.
Gecenin geliri MİKA-DER ile İçerde Rehabilitasyon Merkezi’ne verilecek. Yani çocuklar için yuva, kültür, sanat ve spor faaliyetlerine katkı olacak. Sizin için bir anı, çocuklar için büyük bir katkı olabilir. Destekleyelim bence.
ZEYTİNİME DOKUNMA!
İlk insan kadar eski zeytin ağacı. Bütün dinlerde, kültürlerde sayısız efsanesi var. Barışın, bereketin ve medeniyetin sembolü. Doğa bile kıyamamış o yüzden, insan dokunmasa bile yetişiyor, bin yıl ayakta kalabiliyor. Doğanın bile kıymadığı, afetlerin yıkmadığı ‘ölmez ağacı’ kesmek tabiata, medeniyete, coğrafyamıza ve binlerce yıllık tarihimize vurulmuş bir balta gibi.
Sabah kahvaltımızın baş köşesinde zeytin var, akşam yemeğimizde zeytinyağı. Sağlık için sayısız faydası olan zeytinyağı giderek pahalı oluyor ve gücü yetmeyenlerin sofrasına ulaşamıyor. Daha söylenecek çok şey var. Ailem Ayvalık’ta yaşadığı için sık gidiyorum oraya. Zaten Gemlik’ten başlayıp Ege’ye indikçe her noktada zeytinin izlerini görüyorsunuz. Güzelliği, bereketi ve temiz havasıyla Ege’yi bir mezarlığa döndürmek demek zeytin ağaçlarını kesmek. O toprakların sahibi, bekçisi gibidir onlar. Zeytin bahçelerim yok belki ama yine de söylüyorum: Zeytinime dokunmayın!
Tavsiye: Haydarpaşa Kitap Günleri
Haydarpaşa Garı, Anadolu’nun İstanbul’a açılan ilk kapısı romanlarda, filmlerde. İlk yapıldığı zaman da Avrupa’yı Orta Doğu’ya bağlacak bir yol olarak planlanmıştı. Bizde yeri özeldir Haydarpaşa Garı’nın.
Şimdilerde trene binemesek de birçok fuara mekan oluyor. En güzellerinden biri de Haydarpaşa Kitap Günleri. Bir kitap fuarı için olabilecek en güzel mekanlardan biri. Bugün başlıyor, bence gidin. İstanbul’un en güzel manzaralarından birini karşınıza alıp, hem şehrin hem de kitapların tadını çıkarın.