Sinan Biçici

Sinan Biçici

sinanbicici@hotmail.com

Tüm Yazıları

TRT 1’in yeni dizisi ‘Kalk Gidelim’, İstanbul’da lüks içinde yaşayan bir ailenin, iflas edip yıllar sonra Muğla’daki köyüne dönme hikayesini anlatıyor. Eski aşklar, ailenin geçmiş hesaplaşmaları yanında, dizinin asıl anlatacağı, şehrin nimetlerini bırakıp, bir köyde yaşamak zorunda kalanların hikayeleri. Bakalım ne kazanacaklar, ne kaybedecekler?

Staff Film’in yapımcılığını, Hatice Memiş’in yönetmenliğini yaptığı projenin oyuncu kadrosu zengin... Ufuk Özkan, Erkan Sever, Ayça Varlıer, Kerem Kupacı, Yıldız Kültür ve Mehtap Bayri... Dizinin senaryosunu, Güliz Kucur ve Baykut Badem yazıyor.

Haberin Devamı

Bu hikayenin yaratıcısı Güliz Kucur, unutamadığımız birçok dizinin senaryosunda imzası olan bir yazar. ‘Deli Yürek’, ‘Süper Baba’, ‘İkinci Bahar’, ‘Aliye’, ve ‘Yabancı Damat’... Meslektaşım olduğu kadar çok sevdiğim bir arkadaşım olan Güliz’e, “Neden böyle bir hikaye yazmak istedin?” diye sordum.

“Eskiden ‘Süper Baba’, ‘İkinci Bahar’ gibi kültürümüzü anlatan kaliteli işler yapmak için çok çaba harcıyorduk. Gurur duyduğumuz dönemdi. Sonra bir furya başladı, Kore dizileri, uyarlamalar… Dizi süreleri arttı, işler özensizleşti ve çalışma şartları kötüleşti. O dönemde bizler atıl kaldık. Benim için de, ustalarım için de kırıcı bir dönemdi. ’İstanbul’dan, bu sektörden kalk git, burada ne yapıyorsun?’ dedim kendime. Bu hikaye ve isim böyle gelişti” dedi.

Senarist Güliz Kucur, dizi sektörünün geldiği noktayı hayatımızın değişiminden ayrı göremeyeceğimizi söyleyerek şöyle devam etti: “Çok yabancılaştık, duygularımızı kaybettik, iyi insan olmayı unuttuk. Narsistleştik, yalan bir dünya yarattık, tüketim malzemesi olarak, kendimizi tüketiyoruz. Bir yüzleşme gerekiyor artık. Empati kurmayı ve insan olmayı hatırlamamız lazım.”

‘Kalk Gidelim’ projesi böyle doğmuş. Bir dizi hayatı değiştirmez tabii ki. Ama
düşündürür bizi, belki ayna olur. Yeni projenizin yolu açık olsun.

‘Kara Sevda’nın büyük başarısı

İki sezon iyi bir reytingle yayınlanan ‘Kara Sevda’, yurt dışında birçok ülkede zaten ilgi görüyordu. Ama geçtiğimiz hafta, televizyon tarihimize geçen bir başarı kazandı. Sektörde dünyanın en önemli ödüllerinden biri olan Emmy Ödülü’nü alan ilk dizi oldu. Ödüle, ‘En İyi Yabancı Film Oscar’ının televizyon versiyonu diyebiliriz.

Haberin Devamı

Dizilerimizin uluslararası başarısı malum... Bu ödül tescillemiş oldu. Bu rüzgar sadece ‘Kara Sevda’ ekibine değil, bütün sektöre, hatta ülkeye faydalı olacak. Kültür, turizm, siyaset ve ekonomi gibi birçok alanda, domino gibi etkisini hissettirecek. Hazır rüzgarı arkamıza almışken, Oscar’da Türkiye’yi temsil edecek olan ‘Ayla’ da yabancı film Oscar’ını alırsa çok güzel olacak. ‘Kara Sevda’ya, emeği geçenlere bir kez daha teşekkür edelim.

Frankfurt Film Festivali

Frankfurt Türk Film Festivali’nin bu yıl 17’ncisi gerçekleşiyor. Yıllar önce ben de katılmıştım. Kısıtlı imkanlarla yapılmaya çalışılıyordu.
O günden bugüne iyice gelişti ve büyüdü. Bu tip festivaller çok önemli. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız, Türkiye’deki filmleri özlemle bekliyor. Sanatçılarla buluşmak, konuşmak için can atıyorlar. Almanya ve Türkiye arasındaki kültürel köprüyü güçlendirmek açısından da çok yararlı.

Haberin Devamı

Festivali ayakta tutmak için büyük çaba sarf eden bir akademisyen, festival başkanı Hüseyin Sıtkı’yla konuştum. Bu tip etkinliklerin, gurbetçi olmanın zorluklarını yaşayan gençlerde özgüven yarattığını söyledi. Türkiyeliler orada film festivaliyle anılmaktan gurur duyuyor. Aynı zamanda Almanlar da filmlere ilgi gösteriyor. Birlikte yaşayan
iki toplumun, birbirini tanıması için etkili oluyor.

Sıtkı, çok kısıtlı imkanlarla festivali yaşatmaya çalıştıklarını belirtiyor ve “Devletten, özel şirketlerden, vatandaşlardan gelecek en küçük katkı bile, bizim için çok önemli” diyor. Türkiye’deki sanatçılardan bazılarının da uluslararası film festivalleriyle karşılaştırıp burun kıvırdığını ve gelmek istemediklerini anlatıyor. Sıtkı, “Gelsinler lütfen, hepimiz için çok kıymetli bir destek bu” diyor. Evet bir Cannes, Berlin Film Festivali değil, ama bizim işte. Destekleyelim, omuz verelim.