‘ŞEVKAT YERİMDAR’IN REYTİNG BAŞARISI NEDEN?
FOX’un dizisi ‘Şevkat Yerimdar’ geçtiğimiz yıl çekildi. Yayınlanmak için bir yıl bekledi, ekrana gelmeme ihtimali bile akıllara geldi. Milliyet yazarı Ali Eyüboğlu yazınca dikkatimi çekti. Geçtiğimiz hafta tam tekrarlarıyla birlikte sekiz kez yayınlanmış. Üstelik tekrar bölümü reytinglerde gün birincisi oldu.
Peki tekrarlarının bu kadar izlenmesinin nedeni ne? Bir kere sıcak mahalle dizisi kıvamını yakaladı. Yeşilçam’ın günümüz versiyonuna yaklaştı. Bölüm boyunca akıp giden hikaye yerine, laf esprilerine dayanan, yer yer absürde yönelen kısa skeçlere ağırlık veriyor. Yani merak unsurundan çok, espri ve oyuncu performansı üzerine oynuyor. Eğer merak unsuruna dayalı hikaye yapmış olsaydı, seyirci merakını giderdiğinde bir kez daha izleme isteği duymazdı. Ama fıkra ya da skeç gibi sahneler olunca, seyirci beğendiği sahneleri tekrar tekrar izleyebiliyor.
Diyaloglarındaki başarı da bunda çok pay sahibi. Sosyal medya diline yakın, güncel göndermeleri olan, yeni kuşak bir dili var.
Özgürcan Çevik’in canlandırdığı Şevkat, Murat Akkoyunlu’nun oynadığı Cuma, Eser Eyüboğlu’nun hayat verdiği İsmail karakterlerinin sevilmesinin de etkisi büyük tabii.
Bu köşede çok defa yazdım. Geçtiğimiz sezon, kanal yöneticileri komedi tutmuyor fikrine inandıkları için bu tür dizilerden kaçındı. Şevkat’in bir yıl yayın beklemesi de bu yüzdendi zaten. Komedi tutmaz diye yapmamak, gerçekten inanılır gibi değil. Seyircinin damak tadına uygun yaparsanız her zaman tutar. Üstelik yazı beklemeye gerek yok, komedi dört mevsimdir. Bir komedi tutsun da öyle yaparız demeyin, o tutan iş neden sizinki olmasın? Biraz daha cesaret ve öngörü lütfen!
DİZİ SEKTÖRÜNDE HEYECAN VAR MI?
Şöyle piyasada biraz dolaşınca görüyorum, hazırlanmakta olan birçok dizi var ama heyecan yok. Neden derseniz, tutan işlerin kopyaları ya da birkaç diziden yapılan kolaj hikayelerle dolu ortalık. Sadece yeni hikayeler değil, yeni oyunculara karşı da cesaretsiz piyasa.
O yüzden de star peşinde herkes. Böyle olunca yeni star çıkarmak zor oluyor.
Eskiler de giderek yıpranıyor. Sektör kendi kendini yeni bir çıkmaza sokuyor.
Yapımcılar, yönetmenler, senaristler ve oyuncularda heyecan olmayınca da gelecek sezon hakkında umutlar azalıyor. Aylarca hazırlanan işlerin reytinglere dayanıp dayanamayacağı belirsizliği de eklenince başlamadan yorgun herkes.
Televizyonda büyük rekabet var. Aradan sıyrılabilmenin tek yolu, yenilik. Yeni bir şey yapan kazanacak. Cesaret edemeyenler, hayal kırıklığı yaşayacak.
‘BİR YASTIKTA KOCAYALIM’ AMA NASIL?
Son 10 yılda boşanma davaları yüzde 82 artmış. Mahkemelerde açılan davaların yarıdan çoğu boşanma davalarıymış. “İzdivaç programları yerine, çatırdamış evlilikleri kurtarma programları yapılacak” şeklinde haberleri de duymuşsunuzdur. Hükümet, her yıl artan boşanma oranlarından dolayı RTÜK aracılığıyla bu programların yapılmasını teşvik ediyor.
TRT’de bir süredir yayınlanan ‘Bir Yastıkta Kocayalım’ bu amaç ışığında hazırlanan bir proje. Her hafta bir çiftin hikayesi seçiliyor ve bir uzman gözetiminde evlilikleri canlandırmalarla masaya yatırılıyor.
Daha önce programın sunucusu Zafer Akıncı’ydı. Özellikle kadın programlarında çok görülen, esprili ve sıcak dili olan biri... Stand-up yapar gibi anlatıyordu. Psikolog olmadığı için tepkiler gelince, Akıncı yerine psikoterapist Mehmet Tekneci geldi. Tekneci, konusunda uzman ama sunumu da o uzmanlığın ağırlığında
kalmış. Akıncı’nın kurduğu yakınlığı ve sıcaklığı yakalayamamış.
Bu tip programları mutlaka bir psikolog sunmak zorunda değil, uzman gözetiminde yaparsınız sorun çözülür. Çünkü izletebilmek için, anlattıklarınız kadar nasıl sunduğunuz da önemli. İnandırıcı olsun ya da bütçesi düşük diye tanınmış oyuncu kullanmayabilirsiniz ama televizyonlarda tanınmayan yetenekli tiyatro oyuncularıyla daha izlenir hale gelebilir. Televizyonda içerik yetmez, nasıl sunduğunuz da
çok önemli...