Son zamanlarda yayına giren yeni dizilerden kalıcı olabilecek, yükseliş trendine girebilen sadece Kanal D’deki ‘Adı Efsane’... Büyük beklentilerle başlayan diziler neden ilk bölümden hayal kırıklığına uğratıyor? Bu köşede çok defa “Dizilerde star senaryodur” diye yazdım. Starlar ilk bölüm seyirciyi çekmek için işe yarar, sonrasında izleyiciyi hikayeye çekebilirseniz kalır yoksa yeni arayışlara girer ya da eski dizisine döner.
Starla bu kadar oynanmaz ki!
Reyting savaşları yüzünden ilk bölüm çok önemsenir ve bu nedenle de yazımı 5-6 ay sürer, sonraki bölümler ise 5-6 gün. Birinci bölüm, 15-20 kere yeniden yazıldığı için böyle uzun sürer. “Yaz boz, yaz boz” derken çıkan bölüm sanki birkaç günde alelacele yazılmış gibi hatalarla dolu olur.
Düşünün bir kere, çekilen bölüm 15-20 kere yeniden çekilse, defalarca yönetmen değişse? Ya da başrol oyuncuları 10 kere değişse. ‘Olmadı sen git, başkası gelsin’ diye sürekli kadro yenilense? Dizinin starıyla bu kadar oynayabilir misiniz? Ama asıl star olan senaryoyla oynanabiliyor. Büyük beklentilerle başlayan dizilerin hezimetle sonuçlanmasının asıl nedeni bence bu. Starla bu kadar oynanmaz ki!
Bir canlı yayın kazası nelere mal olur?
Show TV’de yayınlanan ‘Zahide Yetiş’le’ adlı programa katılan Prof. Dr. Cihan Aksoy’a seyirciden bir soru geliyor. “11 yaşımdaki kızımın dizlerinden çıtır sesler geliyor, neden?” diye. Yetiş de Aksoy’a, “Bana da oluyor neden?” diye soruyor. Dr. Cihan Aksoy da, “11 yaşındaki kızlar çıtır olur, sen de çıtırsın demek ki” diyor. Yetiş bu sözlerden olumsuz bir anlam çıkarmıyor, hatta birlikte gülüyorlar. Ardından doktor hemen diz bağlarıyla ilgili tıbbi konuşmaya devam ediyor.
Cihan Aksoy’un NTV’de sunduğu ‘Canım Doktor’ programı bu sözler nedeniyle yayından kaldırıldı. Aksoy, maksadını aşan sözlerinden dolayı özür diledi ve üniversitedeki görevinden ayrıldı.
Kendisi İstanbul Üniversitesi’nde profesör. Manuel terapi (elle tedavi) yönteminin Türkiye’deki en önemli ismi. Örneğin bel fıtığı ameliyatı ya da aylar süren fizik tedavi gerektiren rahatsızlıkları elle 1-2 seansta çözebiliyor. Mesela MR istemiyor sizden, eliyle MR’ın sonuçlarını tespit edebiliyor. Hastası olduğum için biliyorum. Yıllar süren bel fıtığımı, boyun ve adale ağrılarımı iki seansta çözdü. İlaç, ameliyat gibi kolaycı yöntemler yerine hastalıkların, ağrıların kaynağını tespit etmeye çalışan, tamamlayıcı tıp yöntemleriyle sorunlarınıza kalıcı çözümler bulan başarılı bir doktor.
Sadece tıp fakültesini bitirmekle kalmamış, hayat boyu eğitimler almış, üniversitede bölümler kurmuş, tıp konusundaki derneklere yöneticilik yapmış bir bilim insanı.Önü ve arkası olmayan bir cümlesi yüzünden pedofili damgası yemesi, hemen programının kaldırılması hiç adil değil. Canlı yayında ağızdan çıkan bir cümle yüzünden bir bilim insanını harcamak ağır değil mi? Bilime, sağlığa bu kadar katkı yapmış, mesleğine aşık bir adam şimdi bu yaftayla mı anılacak? Sanki pusuya yatmış birinin hata yapmasını bekliyor gibiyiz. Hep diyoruz ya linç psikolojisi yayıldı mı, sadece kurbanlarına değil döner hepimize zarar verir. Sadece Cihan Aksoy’a değil, asıl bize yazık!
‘Sevgililer Günü’nde ne yapsak?
Kendimi bildim bileli “Sevgililer Günü saçma, kapitalizmin tüketim için oyunu, insan sevince her gün Sevgililer Günü’dür” gibi tartışmalar olur. Babam bile 65 yaşından sonra anneme kolyedir, yüzüktür, kalpli yastıktır almaya başlayınca artık bu tartışmaların yersiz olduğuna kanaat getirdim. O vakit yapılacak şey belli.
14 Şubat’ta bir yemek planlayıp, yemekte “Eee şimdi ne olacak?” diye kara kara düşüneceklere tavsiyem, romantizm beklentili o günü diğerlerinden daha sıkıcı yapmak yerine tiyatro, konser ve film seçimi yapmalarıdır. Aksi halde romantik bir gün beklentisi yeni krizlere neden olabilir, dikkat! Mesela uzun bir süredir konuştuğunuz, bir türlü gerçekleştiremediğiniz bir etkinlik için doğru zaman. Mesela ‘La La Land’ filmini izlerken “Ne zamandır bir caz kulübe gitmiyorduk” demiştik. Fırsat bu fırsat, 14 Şubat’ta Nardis’te Ceyda Köybaşıoğlu Trio dinleyeceğiz…