Cadde Tarzını en iyi bilen Candan Erçetin

Tarzını en iyi bilen Candan Erçetin

26.11.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

32 yaşında dünyaca ünlü Harrods'ta ürünlerini satan ilk Türk olmayı başaran Tuvana Büyükçınar "Candan Erçetin konserine gideyim, üzerinde benim giysim olsun, hüngür hügür ağlarım diyor

Tarzını en iyi bilen Candan Erçetin

KARA KUTU Üç yıl önce kurulan A46 markasını ve tasarımcısı Tuvana Büyükçınar'ın adını Türkiye'ye Ebru Akel tanıttı. Bülent Ersoy, Candan Erçetin, Nilüfer, Petek Dinçöz, Nükhet Duru ve daha onlarcasının vazgeçemediği modacı haline gelmesi ise uzun zaman almadı."Sosyetik modacı" diye inceden alay etmelerine rağmen yılmadı; Paris, Dubai gibi şehirlerde butikler açtı, Milano'daki büyük defilelerde boy gösterdi ve en son meşhur Harrods mağazalarında ürünlerini satan ilk Türk olmayı başardı. Daha 32 yaşında. Kendisine hedef olarak Dolce Gabbana'yı seçmiş. Şimdiden ismini dünya çapında duyurmaya başladığına göre, yetişmesi çok zaman almasa gerek... İçerisinde "sanatçı ruhu" var. Hayalindeki yeşil gece elbisesini dikmiş, "Fotoğrafları bu elbiseyle çekelim" diyorum, iki dakikada hazırlanıyor. Nişantaşı'ndayız, "Hadi caddeye" diyorum, koşarak yolun ortasına fırlıyor. Eteklerini savunuyor, kollarını havaya açıyor, çok mutlu, çok enerjik. Annesi Ayşe Ataklı'nın ağzı açık, "Bir ip bul, sallan binaların arasında dersen, sallanacak" diyor. Param var gibi mi gözüküyorum? Benim belki en büyük şansım ve şansızlığım, olayın böyle gözükmesi. Ben Mimar Sinan Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü'nde okurken bu yüzden dışlandım. Okula başladığımda moda editörlüğü yapıyordum ve ilk mağazamı açmıştım. Okula tabi daha bakımlı ve düzgün giysilerle gidiyordum. O yüzden bana "Adnan Hocacı" diyorlardı. Hızla yükselen bir grafiğiniz var. Paranızın olması ne kadar etkili? Uzaktan, yakından yok. Paralı gözüküyorum ya. Bir de kız arkadaşımın sevgilisi çok şık takım elbiseleriyle bizi okuldan almaya geliyordu. Adnan Hocacılar da böyle giyiniyor ya, böyle bir yakıştırmaya maruz kaldım. Benim kişisel düşünceme kesinlikle aykırı aslında. Bu yüzden altı ay okuldan uzaklaştım, ki ben İngiltere'deki üniversitemi yarım bırakıp, Mimar Sinan'da okumak için geri gelmiştim. Var mı Adnan Hocacılarla bir yakınlığınız? Evet bu. Tam diploma döneminde dayanamayacağımı hissettim. Beni inanılmaz küstürdüler. Hocaların bile bu yüzden toplantı yaptıklarını duydum. Arkadaşlarım da, "Hocalar senin için 'Adnan Hocacı, uzak durun' dediler" dedi bana, işte benim asıl mücadelem o zaman başladı. Mimar Sinan'ı da yarım bırakmışsınız zaten, nedeni bu mu? Dış görünüşüm nedeniyle böyle düşünüyorlar. En büyük zenginliğim maddi değil, manevidir. İTKİP destekli bir tasarımcı olmak istedim. Devlet desteğine başvurduğum zaman 'O nasıl olsa sosyetik, paraya ne ihtiyacı var' mantalitesi oldu. Oysa böyle değil. Nasıl bir hayatınız vardı ki böyle düşünmelerine yol açtınız? Bir kere damga yiyorsun, kendini sürekli ispat etmek zorunluluğun var.Aslında ne zaman ki magazin basını bana el attı, belki yakışıklı erkek arkadaşım, belki görüntüm yüzünden, sosyetik damgasını yedim. Peki böyle algılanmak ket mi vuruyor iş hayatınıza? Yoksa, daha çok göz önünde olmanıza yardım mı ediyor? Sosyetik değilim, sosyeteye hizmet veren bir modacıyım. Sosyete, bazılarına göre marka jip kullanmaktır, o halde ben sosyetik değilim. Hiçbir zaman körü körüne marka bağımlısı olmadım. Ama bir takım dergilerde şık olduğum için fotoğrafım yayımlanıyor. Paramı iyi yaşamak için kullanıyorum. Ama asla dejenere değilim. Türkiye'deki sosyete olarak algılanan zümreye girmek o kadar kolay ki. İki marka çanta alıp, basının ilgisini çekmekse, asla sosyetik değilim. Siz sosyete misiniz? Hiç olmadı. Türkiye'nin ekonomik krizde olduğu 99 yılı, modacılık yapmak istiyorum ama herkes "Sakın, deli misin" diyor. Selim (Demir, sevgilisi, iş ortağı) Harley Davidson motosikletini sattı, babalarımız üzerine küçük bir yardım yaptı, mağazayı öyle açtık. Sizin için iş kurmak, mağaza açmak kolay olmuştur ama... Selim'e sordum bir kere bunu, "Bir de sana alkışçı mı tutayım" dedi, evi terk ettim. Evet, "Vay be" diyorum, böyle densin diye de bekliyorum. Giysilere bakınca, mutluluktan ölürüm. Hele mesela Candan Erçetin'in konserine gideyim, üzerinde benim giysim olsun, hüngür hüngür ağlarım. Ama her zaman "Daha iyisi olabilirdi" diyorum. Koleksiyonunuz bitince ne diyorsunuz ? Candan Erçetin tarzını en iyi bilen, ne giymek istediğini bilen bir sanatçı. Herşeyi giydiremezsin. Ebru Akel ile kızkardeş gibiyiz. Dünyanın iki ucuna gideyim, aynı giysileri alır döneriz. Ruh ikizim gibi, ne diksem yakışıyor. "Bülent Ersoy, benden giyinmez" derdim, Öykü Serter'in BBG giysilerini beğenip gelmiş. Ben çocuksu dikiş yapıyorum, o ise assolist giysileri seçiyor. Ama bir şekilde uyguladık, çok da güzel taşıdı. Petek Dinçöz de öyle, "Hayatta çalışamayız" dediğim isimlerden biriydi, çok da güzel oldu. Çalıştığınız ünlü isimler kimler? ARTI EKSİ Ne zaman hakkımda iyi birşey söylesem, başıma birşey geliyor. Mesela, en son mağazam yandı. O gece sinir krizi geçirdim, arabanın tavanını tekmelemiştim. Apartmanla ilgili de bir sürü sorun var zaten. İşler iyi mi? Mutlaka Madonna dinlerim. Tasarım yaparken uğurunuz var mı? Madonna. Yakında düzenli olarak giysi göndereceğim. Dikkatini çekene kadar. Giydirmek istediğiniz bir var mı? Abartıdan ve tek tip giysiden nefret ediyorum. Hele 1.55 boyunda, 65 kilo olan bir kadının mini etek ve babet giymesi abes. Anne kadın gibi, genç kız ise genç gibi giyinecek. Kadınların giysilerinde sinir olduğunuz neler var? Çocukken Ulus pazarından çıkmazdım. Yurtdışında vintage satın alırım. Pazardan alışveriş yapıyor musunuz? Ben varım, kendimi giydiyorum. Tasarım yaparken, aslında hayalinizde kim var?