Bazıları için RUYA bazıları için UTOPYA

Biz turistler Küba’nın tadını çıkarırken Küba halkının hangi koşullarda yaşadığına şahit olmak yürekleri burkuyor. Gördükleriniz insana bir ütopyanın sonunun yaklaştığını düşündürüyor
Küba gezimiz devam ediyor. Geçen hafta Vinales Vadisi ve Trinidad izlenimlerimi paylaşmıştım. Bugün sıra Havana'da.
Kitaplarda yazanın aksine hava kapalı, hatta arada yağmur yağıyor. Halbuki hayalimiz Havana plajlarına gitmek. Ona rağmen, Hemingway’in kaldığı Ambos Mundos Otel’deki kahvaltıdan sonra Havana’ya 15 kilometre uzaklıkta, Plajas de Este’de Santa Maria plajına gidiyoruz. Turkuaz rengi deniz, bembeyaz kum... Hemen görevliler geliyor, şezlongları hazırlıyor, elimize mohitoları veriyor, “Bir de müzik olsa” derken kumların içinden bir müzisyen grubu geliyor ve sahilde salsa başlıyor. Cennet burası herhalde.
Akşam Parisien Show’a biletimiz var, hızlı yiyelim diye iyi bilinen Paladarlarından Dona Briguita’ya gidiyoruz. Az kişi giderseniz güzel bir yer, yemekler lezzetli. Parisien show kötü, tavsiye etmiyorum.
15 kişilik grubumuz, salsa dersi almak üzere sabahın köründe bir pasajın alt katına alınıyor. Rutubet kokusu ve ortamın kasveti biraz moral bozuyor ama 15 kişiye 15 hoca gelip de müzik başlayınca herkes kendini, yüzlerde derin bir gülümsemeyle ritme bırakıyor.

Haberin Devamı

Havana’nın unutulmaz meydanları
Öğleden sonra Eski Havana’yı gezeceğiz. Havana’da dört meydan var. En eskisi San Francisco de Asis. Eskiden ticaret gemileri, esirler oraya gelirmiş. İkinci ve Küba halkının çok sevdiği, her gün kitap almak için uğradığı meydan Plaza de Almes (Askeri Meydan). Plaza de Vieja (Eski Meydan) yapıldıktan sonra ticaret bu meydana taşınmış. Sonuncu ise Katedral Meydanı. Değişik dönemlerde yapımı devam ettiği için kuleleri asimetrik olan çok güzel bir katedral süslüyor burayı. Tüm meydanlarda kafeler, lokantalar ve müzisyenler var, ama Katedral Meydanı’nın havası başka. Trinidad dönüşünde, Askeri meydan’ın tam üzerinde çok eski kolonyal tarzı bir butik otel olan Santa Isabel’de kalıyoruz. Öğlen, Eski Meydan’daki La Taberna adlı lokantada yiyoruz. Müzik ve dans gösterisi var. Mutlaka akşam veya öğlen gidilmesi gereken yerlerden biri. Akşam güzel bir bahçe içinde servis veren Fontana isimli paladar’da yiyoruz ve Casa de la Musica’ya dansa gidiyoruz. Çok büyük, daha modern Latin müziği yapan bir gece klübü.
Ertesi gün dans dersini takiben, Kübalıların yaşadığı Havana’nın diğer bölgelerini Malecon, Miramar ve Cento Havana’yı görmeye gidiyoruz. Biz turistler Küba’nın tadını çıkarırken Küba halkının hangi koşullarda yaşadığına şahit olmak yürekleri burkuyor. Gördükleriniz insana bir ütopyanın sonunun yaklaştığını düşündürüyor. Eğitim ve sağlık gibi iki temel sorunu çok iyi çözen sistem, tarım, üretim, gıda, taşımacılık ve barınma konusunda çok gerilerde kalmış. Suç oranını neredeyse sıfırlamış bir ülkeyken, o kadar aç kalmış, ihtiyaçlar o kadar çeşitli hale gelmiş ki hırsızlık olayları tekrar başlamış. Biz de üç ayrı hırsızlık vakasıyla karşılaştık maalesef. Akşam Havana’nın en iyi restoranlarından biri olan CafÈ Del Orient’de yedik.
Son günümüzü tüm meydanları gezerek, her meydanda oturup mohito veya romlarımızı içerek geçirdik. İstasyonun hemen yanında yer alan Artistler Fuarı, özellikle tablo almak için ideal. Almasanız bile mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Eski Meydan’da Camara Oskura adlı, çoğu turistin henüz keşfedemediği bir yeri ziyaret ediyoruz. Karanlık bir odada aynalar vasıtasıyla tüm Havana’nın bir yansıması yer alıyor. 360 derece Havana’da ki binalar ve bölgeler konusunda bilgi alabiliyorsunuz. Akşam rehberimiz Ray’in tavsiye ettiği bir restoranda, Baturo’da yiyoruz ancak memnun kalmıyoruz. Cumartesi akşamları Havana Libre Otelde ikinci katta bir dans kulübu olduğunu hocalardan duyup gidiyoruz. Çoğunlukla yerli halkın gittiği gerçek bir dans kulübü, görülmeye değer.
Artık dönüş vakti geldi, ama son dakikalara kadar Katedral Meydanı'nda oturmaya devam ediyoruz. Bir gün tekrar Küba’ya geleceğimizden emin olarak şimdilik bu güzel ülkeye ve insanlarına veda ediyoruz.

Haberin Devamı

NEREDE EĞLENMELi?

* Yazar Ernest Hemingway’in zevkine güvenip Bodegita del Medio’da naneli Mojito’nun keyfini çıkarabilir ya da Floridita’da Küba romlarıyla yapılan Daquiri içmeye gidebilirsiniz.
* Cafe Paris ve La Lluvia de Oro, canlı müzikten hoşlananlar için doğru adresler.
* Salsa seviyorsanız La Casa de la Musica, Florida Otel Piyano Bar'ı tavsiye ederim. Ayrıca perşembe ve pazar akşamları 1830 ve cumartesi akşamları Havana Libre Hotel'in 2'nci katındaki salsa kulübüne gidebilirsiniz.



HAVANA’DA NEREDE YEMELi?

* El Floridita Heminway’in gittigi cocktail bari, restauranti da var, oldukca pahali( 40 Euro /kişi)
* La Guarida (Paladar) Centro Havana’da, çevresi kötü ama yemekler çok güzel
* La Cocina de Liliam (Liliam’ın mutfağı -Paladar) Miramar’daki muhteşem evlerden birinin bahçesi
* Fontana (Paladar) Güzel bahçede deniz ürünleri çok güzel.
* CafÈ Del Orient Küba için fazla şık bir mekan, Fransız mutfağı-El Patio Cathedral meydanı’nda çok keyifli bir mekan, öğlen veya akşam yenebilir.
* La Dominika yeri çok merkezi, İtalyan Mutfağı, öğlen yemekleri için ideal.
* La Taberna yeri çok merkezi, canlı müzik ve dans gösterisi eşliğinde klasik Küba mutfağı.

Bazıları için RUYA bazıları için UTOPYA

Haberin Devamı