Mesele ne Gezi Parkı, ne Topçu Kışlası, ne AVM, ne üçüncü köprü, ne Kanal İstanbul... Asıl mesele tüm projelerin Sayın Başbakan’ın direktifleri doğrultusunda İstanbulluların fikri alınmadan hayata geçirilmesi. Orantısız güç kullanılması nedeniyle ölümle pençeleşen arkadaşımız Lübna ve Duman’ın Gezi Parkı’na destek şarkısı...

Mesele Topçu Kışlası değildir. Mesele yol genişletme çalışması değildir. Mesele Emek Sineması değildir. Bu mesele bir AVM, bir kongre salonu düşmanlığı değildir.
Mesele AKM’nin yıkılması değildir. Mesele 3. Köprü, tüp geçit, Kanal İstanbul, Marmaray, yeni havaalanı değildir. Mesele Yassı Ada ile Sivri Ada’yı ‘özgürlük ve demokrasi’ adası yapmak değildir.
Mesele Sayın Başbakan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde ne kadar çok ağaç diktiği değildir. Çanak çömlek değildir. Haydarpaşa Garı, Sirkeci Garı, Beşiktaş İskelesi değildir. Çamlıca Tepesi’ne, Taksim’e cami yapmak değildir.
Mesele Gezi Parkı değildir. Mesele oradaki ağaçlar değildir. Mesele Taksim Meydanı’nın eylem, gösteri ve yürüyüşlere kapatılması değildir; yayalaştırılması değildir.
Asıl mesele İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, kimi ilçe belediyelerinin bu dünya kentiyle ilgili hayati kararları ‘kentlisine’ sormak yerine Sayın Başbakan’ın proje ve direktifleri doğrultusunda uygulamaya koymasıdır. Mesele; bu tepeden inmeciliğe karşı İstanbullunun yani ‘hemşerim benim asıl memleket İstanbul’ diyenlerin mahallesine, meydanına, ağacına, toprağına, tohumuna, ormanına, köyüne, parkına, hayvanına, yaşam tarzına sahip çıkması; ‘yapıyorum olacak’lara, ‘oldu bitti’lere karşı durmasıdır.
Bu kentin insanı kendisine sadece şehir hatları vapurlarının, otobüslerinin rengini seçme hakkı veren sonra bağlı bulunduğu siyasi partinin ‘kafasına’ göre takılan bir belediyecilik anlayışını hazmedememiştir. Olan budur.

Haberin Devamı

iSTANBUL KiMSEYE AiT DEĞiL

Ve İstanbul kimseye ait değildir. Hepimiz gideriz; İstanbul kalır. Ve son derece demokratik ve barışçıl bir tepki olan Gezi Parkı eylemi siyasi partiler üstüdür. Tüm partiler gider, Gezi Parkı’nda farklı görüşlere sahip binlerce yurttaşın kardeşçe dayanışması kalır.
İstanbul halkının; Beyoğlu, Beşiktaş, Şişli esnafının; doktorların, eczacıların, avukatların sosyal hizmet kurumlarının, teyzelerin, amcaların, ninelerin, dedelerin, torunların; bu kentin 3 büyük futbol kulübünün omuz omuza verdiği destek kalır.
Gezi Parkı eylemi önceden planlanmış bir ‘meydan okuma’ değildir. İstanbul’u, doğayı, memleketini seven insanların ortak sağduyu ve refleksidir. Samimidir.
Siz sözünüzden geri dönmeyebilirsiniz; kolluk kuvvetlerinin orantısız güç kullanımının asıl provokasyon olabileceği gerçeğini görmezden gelebilirsiniz. Gezi Parkı simgesi etrafında oluşan tepkinin; memleketin, hatta dünyanın başka kentlerine yayılmasının altında bir ali cengiz oyunu arayabilirsiniz.
Bu barışçıl tepkiyi verenlere kulağınızı tıkayıp onlara marjinal gruplar, illegal örgütler diyebilirsiniz...
Ama bu sefer kazın ayağı öyle değildir. Yine de siz bilirsiniz...

Haberin Devamı

DUMAN’DAN GEZi PARKI’NA

Haberin Devamı

Duman; bir süredir yeni albümünün hazırlıklarını yapıyor. Albüm için hali hazırda bitirdikleri bir şarkı vardı. Adı, ‘Eyvallah’... Sözlerinde şöyle diyor Duman: “Saldırın bana utanmadan sıkılmadan; gözlerim yanar ama ezilmedim azalmadım; özgürüm dedim hala; haklıyım dedim hala sana; insanım dedim; vazgeçer miyim söyle bana... Çok da güzel şarkı...
Duman; 31 Mayıs Cuma günü Gezi Parkı eylemine destek olmak için bu şarkıyı YouTube üzerinden sevenleriyle paylaştı. Henüz dinlemediyseniz youtube.com’a girip ‘Duman, Eyvallah’ anahtar kelimelerini yazarak dinleyin.

MISIRLI TURİST DEĞİL CANIMIZ ARKADAŞIMIZ

Bu yazı yazılırken ölümle pençeleşmekte olan bir arkadaşımız var.
Adı Lobna Al Lamii. Biz ona Lübna deriz. Lübnanlı bir baba ile Filistinli bir annenin kızı. Ürdün doğumlu bir aktivist. Kar amacı gütmeyen uluslararası kuruluşlarda gönüllü oldu. Filistin gibi hakları çiğnenen, şiddete maruz kalan halklara destek için yardım kampanyalarına katıldı. Bir Türk vatandaşı. Kalan Müzik ve Indigo Kulüp’ün, Charmenko’nun eski çalışanı. Erkan Oğur’un Telvin’inin eski menajeri. Altın kalpli, heyecanlı, pırıl pırıl bir müzik ve dünya insanı. Bir hümanist. Haber bültenlerinde ‘Mısırlı turist’ denilen kişi bizim Lübna.
Kafa travması nedeniyle beyin zarının altında kanama, aynı zamanda beyin ödemi var. Komada. Ameliyatta beyin ödemli olduğu için kafatasını yerine koy amamışlar. Hayati tehlikesi de var. Hayatta kalırsa muhtem elen çok ciddi izleri kalacak.
Bu yazı yazılırken uyutuluyordu. Umuyorum, siz okurken uyanmış olacak. Tek suçu insani tepkisini göstermek için Gezi Parkı’nda bulunmak ve kafasına isabet eden bir gaz bombasına karşı çaresizliği...