Cadde Varlığım varlığına Armağan olsun!

Varlığım varlığına Armağan olsun!

14.07.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Varlığım varlığına Armağan olsun

"Diva" bununla da yetinmeyip Mercedes'in iç dikiz aynasının swarovski kristallerle süslenmesini istemiş.Ben aşk diye buna derim.Bir de hep aşkla parayı mukayese edip dururlar.Neymiş, "Aşk mı, para mı?"Niye illa ki ikisinden biri?İkisi de bir arada oluyormuş demek ki!Bu olay bize bir de şunu gösterdi.Demek ki Popstar Alaturka gibi yarışmalarda birincilik falan önemli değil.Önemli olan Eros'un okunu fırlatıp jüriden birinin gönlüne tutturmak.Asıl büyük piyango bu.Popstar Alaturka birinciliği bunun yanında amorti gibi... Bülent Ersoy, 07.07.07'de nikah yapıp evlendiği aşkı Armağan Uzun'a önce Antalya'da 900 bin YTL değerinde bir daire hediye etmiş, ardından da eşi için 80 bin euroya Mercedes CLK sipariş vermiş. 22 Temmuz için geri sayım sürüyor.Seçime kaldı şurada bir hafta.Eskiden Türkiye seçime giderken TRT'de, tüm liderlerin aynı canlı yayında buluşacağı açık oturumların anonsları başlardı.Bir tarafta Türkiye'nin önde gelen gazetecileri, karşı tarafta tüm parti liderleri.Türkiye şayet yerel seçime gidiyorsa bu açık oturumlar büyük illerin belediye başkan adaylarının katılımıyla yapılırdı.Türkiye yeni başbakanını, bakanlarını ve cumhurbaşkanını belirleyecek bir seçime gidiyor ama Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu kısa adıyla TRT'nin sesi soluğu çıkmıyor.Yeri geldiğinde, "TRT'nin ölüsü bile özel televizyonlara yeter" diyen TRT'ciler; hodri meydan.Recep Tayip Erdoğan'dan Deniz Baykal'a, Devlet Bahçeli'den Cem Uzan'a, Mehmet Ağar'dan Recai Kutan'a tüm parti liderlerini bir canlı yayında buluşturun da tüm Türkiye izlesin.Ama ne gezer?Aylardır vekaleten yönetilen TRT'de böyle projelerle değil de, "Devletin televizyonu imam-hatiplilerin elinde mi, değil mi?" ya da ana haber spikerinin internet sitelerine servis edilen iç çamaşırlı görüntüleriyle gündemde...TRT Türkiye'nin kamu yayıncılığı yapan tek televizyon kanalı değil mi?Siz tüm liderlere çağrınızı yapın.Gelen gelir, gelmeyenin yeri boş kalır.Gelenler tartışır, Türkiye aydınlanır.TRT de hâlâ TRT olduğunu gösterir.Haydi gösterin kendinizi... Haydi TRT'ciler gösterin kendinizi İzmir'in Menderes ilçesine bağlı Develi köyünde seracılık yapan CHP seçmeni Ramazan Garip, Genç Parti'ye dava açtı. Neden mi?GP'nin seçim broşürlerinde Cem Uzan'la birlikte traktör üzerinde çekilen fotoğrafının izinsiz kullanılması.Rizeli 68 yaşındaki Hatice Yılmaz ise Saadet Partisi'nden davacı. Sebep?Çay keserken habersiz çekilen fotoğrafının, "Çayın tadı kaçtı. Anladık sensiz olmuyor. Tek çare Saadet Partisi" sloganlı seçim afişinde izin alınmadan kullanılması.Vatandaşına, Telif Yasası'na saygıları yok ama ülkeyi yönetmeye talipler. Genç Parti ve Saadet Telif'ten sınıfta kaldı Türkiye, kadınların TV'ye çıkıp yaşadıkları mağduriyetleri anlattıkları programların bir günde ipini çektiği zaman pireye kızıp yorgan yakmanın alemi yok diye yazmıştım.Çünkü o dönem Yasemin Bozkurt'un Kanal D'de, İnci Ertuğrul'un TGRT'de, Serap Ezgü'nün Show TV'de, Ayşenur Yazıcı'nın atv'de yaptıkları kadınların sorunlarının masaya yatırıldığı bu programların her biri serbest kürsüler gibiydi. Mağdur kadınların sorunları ekrana taşındıkça aslında nasıl bir Türkiye'de yaşadığımız gözler önüne seriliyordu.21. Yüzyıla yakışmayan bu tablo da haliyle birilerinin yüzünü kızartıyordu.Bir şekilde mağdur ettikleri kadınların TV'den kendilerini teşhir etmesine tahammül edemeyenlerin silahlarından çıkan kurşunlar, bu programların da sonunu getirdi.O kurşunlar sadece o serbest kürsüleri yok etmedi, o kadınların çığlığı duyulmasın diye önlerine dev bir ses ve perdesi de çekti.Türkiye, o programlara ekranlarını yasaklayarak kadınların yaşadıkları sorunları çözmek için çaba sarf etmek yerine, duymamayı ve görmemeyi tercih etti.Peki o program bitirildi ya da içerik değiştirdi de Türkiye'de kadına karşı şiddet, kadınların uğradığı mağduriyet bitti mi?Pazartesi günü Milliyet'in Tolga Şardan imzalı manşet haberiyle de gördük ki tam tersi erkekler ve aileleri tarafından mağdur edilen kadınların sayısı 2006'da, 2005 yılına oranla neredeyse iki kat arttı.2005 yılında 46.612 dayak olayı kayda geçerken bu sayı 2006'da 71.564'e yükseldi.Emniyet Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre öldürme, yaralama, darp, tehdit, ırza geçmek, aile fertlerine kötü muamele, intihar ve intihara teşebbüs olaylarında da bir yıl öncesine oranla iki kat artış söz konusu... Demek ki neymiş?Program yasaklamakla bir yere varılmıyor.Peki ne yapmak gerekiyor?Bu ülkede Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı, onca üniversite varken mağdur olan kadınların sayısı azalacağına artıyorsa eğitimin gücü toplumu yeterince aydınlatmıyor demektir.Oysa Türkiye, o zaman o programlara ekranı kapatacağına Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı'nın öncülüğünde, üniversitelerin ve bilimin ışığında o platformlara çeki düzen verseydi bugün böyle bir tablo karşımıza çıkmazdı. Kadının sesi kısıldı kaderi değişmedi Mavi Jeans'in İş Geliştirme Sorumlusu Deniz Yalçın'la evlenen tv8'deki "Haber Aktif" programının yapımcısı ve sunucusu Gökmen Karadağ'ın evlilik tatili seçim yüzünden bir haftada bitti. Zülfü Livaneli ile Dr. Erkan Oyal'ın şahitliğinde hayatlarını birleştiren Karadağ ile Yalçın balayı için Yunan Adaları'nı tercih etti. Rodos, Mikanos ve Santorini'yi kapsayan Yunan Adaları turunu tamamlayıp işbaşı yapan Karadağ, "Türkiye seçime giderken bir habercinin balayı ancak bu kadar olur" dedi.Haberciliğin yanı sıra İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan Dr. Karadağ, eşiyle Mavi Jeans'ten alışveriş yaparken değil, üç yıl önce Mavi Jeans'te verdiği bir kurs sırasında tanışıp, gönlünü kaptırdığını söyledi. aeyuboglu@milliyet.com.tr Mavi Jeans'ten jean değil, kız aldı