Vedat Milor

Vedat Milor

Tüm Yazıları

Sadece bir yemek kitabı değil, İtalyan mutfağı hakkında çok şey...

‘MAMMA’LAR MUTFAKTA

Piyasaya Yapı Kredi Yayınlarından yeni çıkan, son derece ilginç bir kitaptan bahsediyorum. Yazarı Elvan Uysal Bottoni. Bir ara National Geographic kanalında calışmış, sinema ve edebiyat tutkunu genç bir kadın Elvan Uysal. Bir de İtalya tutkunu. Bu tutku onu Roma’ya sürüklemiş.
Sonra güzel şeyler olmuş. Elvan Hanım Roma’da beyaz atlı prensini bulmuş ve buraya yerleşmiş. Bizler açısından da iyi olmuş. Olmuş çünkü başka türlü bu kitabı kaleme alamazdı. Alamazdı çünkü böyle bir kitabı kaleme almak için insanın İtalyan yaşam tarzının içine balıklama dalması ve dalgaların üstüne bile-isteye gitmesi gerekiyor.
Elvan da balıklama dalmış engine. Fazla bir plan, program yapmadan... Hangi yöne gideceğini önceden kararlaştırmadan... Akıntıya karşı kürek çekmemiş, akıntı onu nereye çekiyorsa oraya yönelmiş.
Kendisi de kitabında buna değiniyor, "Yazmaya başlayınca kitap kendi hikayesini neredeyse bensiz dokumaya başladı” diyor.
Elvan’ı içine çeken okyanus tabii ki İtalyan insanının sıcaklığı ve İtalyan yaşam kültürünün cazibesi.
Bunları kavramak için her şeyden önce İtalyan kültürüyle haşır neşir olmak gerekiyor.

‘MAMMA’LAR MUTFAKTA

Haberin Devamı

Ailenin temel direği
Çoğumuz İtalya’yı büyük şehirler ve turistik mekanlarla özdeşleştirir. Roma, Floransa, Milano, Venedik....
Kazın ayağı öyle değil ama!
Eğer 'gerçek bir İtalya' varsa onun nabzı insana kendisini 'Heidi'nin köyünde gibi hissettiren yani kırsal özelliklerini korumuş ve nüfusu 100 binin altındaki küçük kentlerde yatar. Bir de, bizde olduğu gibi, İtalya’yı anlamak için İtalyan ailesini iyi tanımak gerekir. Bu ailenin temel direği nedir, diye sorarsanız, cevabı basit:

Mamma. Yani anne!
50'li yaşlara bile gelseler İtalyan erkekleri bir türlü 'büyümez'. Genellikle annelerine benzeyen eşler seçer ve eşlerinin hep anneleri gibi yemek pişirmesini isterler. Yeryüzününün hangi köşesinde olursanız olun ev ahalisini doyurmak kadınların işidir.
Bu yüzden de bazen ev hanımları kendilerini mecburi bir işkenceye maruz kalmış gibi hisseder ve yemek pişirmekten zevk almaz. Elvan’ın kitabındaki Alba anne gibi kocasıyla yaşarken yemek yapmayı zorunluluk olarak görüp sevmeyen analar vardır tabii İtalya'da da.
Ama İtalyan 'mamma'ların çoğu, pek çoğu, aynı bizim analar gibi alışveriş yapmaktan ve yemek pişirmekten büyük keyif alır. Keyif alır çünkü bu çabanın sonunda takdir edildiğini ve aile fertlerine başka hiçbir şeyin vermeyeceği kadar keyif verdiğini bilir.
Ayrıca yemek pişirirken yalnız değildir İtalyan mamma. Bazen Milano’daki Cristina Ana’nın ailesinde olduğu gibi dört kuşağın aynı anda mutfağa girdiği, 102 yaşındaki anneanne ve dokuz yaşındaki minik torunun birlikte tencere fokurdattıkları bile olur.
Yemek yapmak ailenin birlikte katıldığı bir oyun gibidir. Eğlenceli bir oyun, adeta bir ritüel. Kuzey Avrupa ve Amerika'da oldugu gibi aile fertleri ayrı ayrı yemeklerini hazırlayıp ‘atıştırmazlar' İtalya’da. Özellikle akşam yemeği kutsaldır. Güzel yemekler pişirilir ve güzel şaraplarla birlikte tüketilir. (Elvan Hanım Türkiye’yi biraz tanıyan İtalyanların bizim şaraplarımızdan şikayetçi olduklarını ve “Siz Türklerin ucuza iyi şarap üretip şarap içmeyi öğrenmeniz lazım” dediğini söylüyor.)

Haberin Devamı

Ne gibi yemekler mi?
Bunun cevabını merak ediyorsanız 'Mamma Mia'yı alır, okursunuz. Tam 18 İtalyan 'Mamma' ile pişirilen yemekler ve tarifleri sadece İtalyan mutfağı hakkında iyi bir fikir vermekle kalmıyor. İtalyan insanının sıcaklığını kalbinizde hissediyorsunuz kitabı elinize alır almaz. Nasıl sevgiyle pişen yemekler leziz oluyorsa, yazarın duygularını zapturapt altına almadan hissederek ve severek yazdığı kitaplar da farklı keyif veriyor.