Kültür Sanat Çehov'dan "Sayfiyede"

Çehov'dan "Sayfiyede"

09.02.2010 - 16:33 | Son Güncellenme:

Bir öykü, ardından bir öykü daha derken, bitirmeden elinizden bırakamayacağınız bir Çehov şöleni Can Yayınları'ndan satışa sunuldu.

Çehovdan Sayfiyede

“Biz öykü yazarları, Çehov olmasaydı, yazabilir miydik acaba? Çehov olmasaydı, öykünün tıpkı İskandinav sagaları ya da Afrika geleneksel toplumlarının övgü şarkıları gibi arkaik bir forma dönüşeceğine inanıyorum.”

Haberin Devamı

Nadine Gordimer
Dünyanın en büyük oyun yazarlarından Anton Çehov, özellikle oyunlarındaki karakterlerin kişiliklerini çizerken, duygu ve düşünce yapılarını yansıtırken gösterdiği ustalıkla tanınır. Çehov’un bu üstün yeteneği, insanların kişiliklerini birkaç cüm­leyle aynı güçte ifade edebildiği öykülerinde de görülür. Sayfiyede, yazarın bu tarzını örnekleyen öykülerden olu­şu­yor. Kitapta yer alan otuz beş öykü, yalnızca otuz beş olayı ve yüze yakın karakteri aktarmakla kalmıyor. Dünyanın neresinde ve hangi çağda olursa olsun, insanın değişmez yanlarını, ortak paydalarını hiç eskimeyecek bir anlatım ve yaklaşımla bizlere sunuyor. Öykülerde geçen olayları ve o olayların kahramanlarını okurken, tanık olduğunuz ya da yaşadığınız deneyimlerle nasıl benzerlik taşıdığını, hatta bire bir örtüştüğünü duyumsayarak kendinizi o ortamlarda bulacaksınız.

Haberin Devamı

ANTON ÇEHOV

Anton Çehov, 1860 yılında, Taganrog’da, bir bakkalın oğlu olarak dünyaya geldi. Orta öğrenimini aynı taşra ilinde ta­mamladı ve ailesine maddî destek sağlamak için mizah dergilerinde öyküler yayımlattı. 1879’da Moskova Tıp Fakültesi’ne girdi. 1884’te çeşitli hastanelerde görev almaya başladı ve Bu­ka­lemun başlıklı ilk öykü kitabı aynı yıl yayımlandı. Bu dö­nemde birer perdelik kısa oyunlar da yazdı ve İvanov (1887) adlı oyunuyla dram tekniği alanında Rus tiyatrosuna büyük yenilikler getirdi. Bozkır (1888) başlıklı uzun öyküsüyle bü­yük bir yazar olarak tanındı ve öykünün Rusya’da yazınsal bir tür olarak yerleşmesini sağladı. Vereme yakalanınca, 1891 yılında Moskova yakınlarındaki Melikovo çiftliğini satın aldı ve burada geçirdiği yıllar gerek yazınsal üretimi, gerek kolera salgını ve kıtlıklardaki tıbbî etkinlikleri açısından son derece verimli oldu. 1879-1898 kışlarını Nice’te geçirdi ve “Dreyfus Ola­yı”nı burada izleyerek Zola’ya destek verdi. 1899’da Yal­ta’da yaptırdığı ev, Korolenko, Rahmaninov, Stanislavski gibi sanatçıların uğrak yeri oldu. Hastalığına rağmen, Du­çetka (1899), Köpekli Kadın ve Gelin (1899) gibi ünlü yapıtlarını bu dönemde kaleme aldı. Vanya Dayı (1897), Üç Kız Kardeş (1900), Vişne Bahçesi (1903) gibi büyük oyunlarını hayatının son yıllarında yarattı. 1904 yılında, eşi ve ünlü tiyatro oyuncusu Olga Knipper’le gittiği Badanweiler’de ölen Çehov, çarlık dönemindeki siyasî çıkmazları, basit insan yaşantılarını büyüteç altına almaktaki ustalığı, Tolstoy’u hayran bırakan yalın ve ölçülü biçemi, gelenekselliği aşan anlatım biçimiyle dünya edebiyatının ustaları arasına katıldı.