Gündem Çöpsüz denizler için el ele verin

Çöpsüz denizler için el ele verin

29.08.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Marmara Denizi ekosistemi kirlilik ve avcılığın tehdidi altında. Diğer canlıların yaşam kalitelerini artıran mercanlar günden güne azalırken, İstanbul Boğazı ve çevresindeki balık türü sayısı da yıllar içinde 65’ten 10’a düştü

Çöpsüz denizler  için el ele verin

Milliyet işbirliğiyle Almanya Çevre Vakfı (DBU) ile IZOP Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen “Çevrecilikle Kurulan Köprüler: Türkiye ve Almanya” projesi kapsamında Kabataş Erkek Lisesi öğrencileri, uzmanlarca yapılan paneller ve araştırma gezileriyle çevrecilik kapsamında eski Almanya’da av ve avcılığın önemi ile ormanlardaki değişimde avcıların etkisini inceledi. Öğrenciler ayrıca İstanbul’da deniz temizliği ekibine katıldı. İşte öğrencilerin Almanya ve Türkiye’deki izlenimleri:
MARLISCO Projesi, Avrupa Birliği (AB) tarafından tasarlanmış ve hayata geçirilmiş, denizlerdeki kirliliği uzun vadede azaltmayı amaçlayan bir proje ve toplumsal bilinç kazandırmayı hedefliyor. MARLISCO’nun açılımı Türkçe’ye ‘Avrupa Denizlerindeki Liman Çöpleri Sosyal Sorumluluk ve Bilinç’ olarak çevrilebilir. Bu proje 3 yıl (2012-2015) sürmüş ve projenin Türkiye ortağı TÜDAV’dır.

Ekosistem değişiyor

İç sular dahil bütün sularda avlanmaları ve toplanmaları yasak olan mercanlar Marmara Denizi’nde büyük tehlike altında. Yassıada’nın imara açılmasından sonra yapılan inşaatlar sonucu mercanların popülasyonu Ağustos 2015 itibarıyla azalmaya başladı. Usülsüz avlanma ve denize bırakılan ağların, canlıların yaşamını tehlikeye atması da işin cabası. Marmara’da bulunan mercan toplulukları olan gorgonlar normalde başka denizlerde 50 metreden sonra görülür fakat Marmara’da 20 metreden itibaren görülmektedir. Marmara Denizi’nde bulunan her canlı günden güne azalıyor, dolayısıyla Marmara Denizi canlı çeşitliliği bakımından çok büyük tehlike altında.

Sevgi faktörü gerekli

Kabataş Erkek Lisesi öğrencileri MEKE-Grup ve TÜDAV’dan (Türk Deniz Araştırmaları Vakfı) gelen yetkililer tarafından yapılan panellerle denizlerdeki kirlilik, deniz ekosistemi ve çöplerin toplanması hakkında okullarında bilgilendirildi. Ülkemizde birçok önemli çalışmaya imza atan MEKE-Grup, deniz ve iç sularımızı günlük olarak temizliyor.
Başta İstanbul Boğazı olmak üzere Türkiye’nin boğaz ve denizlerini temizleme amacı güden şirketler arasında önde gelen MEKE-Grup Genel Direktörü Müdürü Kerem Kemerli, “Kurulduğumuzdan beri bu sektörde birçok rakiple karşılaştık. Lakin birçoğu kar için girdiği bu işte tutunamadı. Çünkü bu işi yaparken için unuttukları bir deniz sevgisi ve çevrecilik faktörü vardı” dedi.

Haberin Devamı

‘İşimiz asla bitmez’

MEKE Grup genel müdür yardımcısı Hakan Çiner sunumdan sonra sorularımızı cevapladı.

- Sizi deniz temizliği ve atık temizleme alanına yönelten asıl neden neydi?
Aslında basamak basamak bu noktaya geldik. Bir iş koluna girince, başka bir konudaki açıklığı görüp oraya yöneldik. Gemilerden atık alımıyla başladık. Sonrasında ufak bir petrol döküntüsünün toplanmasıyla ekibimizi kurmuş olduk.

- Çevreyi korumaya yönelik teşvik çalışmaları nasıl olmalıdır?
Bakanlığın biraz daha kendi insiyatifini kullanması gerekiyor. Yüksek paralar kazanan kurumlar ve kuruluşlar var, bunlardan bir takım fonlar yaratılabilir. Bir jenerasyonu sıfırdan çevre bilinciyle yetiştirmek ise en büyük, belki de tek umudumuzdur.

- İşe alımda nelere dikkat ediyorsunuz?
İki farklı nokta var. Bunlardan birincisi gemi işletme bilgisi olan insanlar. Bu tür bilgilere sahip insanları gemilerimizde çalıştırmak zorundayız. Bir de acil müdahale planları hazırlamak için çalışan mühendislerimiz var. Bunların dışında ilgisi olan birçok yeni mezun ve öğrenci bize yardımcı oluyor.

Balık türü 10’a düştü

Eğer bir ülkede düzgün bir çevre mevzuatı yoksa ve kontrol yapılmıyorsa birçok fabrika kolay yolu seçerek atıklarını en yakınındaki dereye boşaltıyor. Buna bir de evsel atıklar, kanalizasyonlar ve büyük nehirlerin taşıdığı atıklar eklenince
balık türleri bu durumdan olumsuz etkileniyor ve besin döngüsü yoluyla bizi de etkiliyor. Ayrıca, günde 2 tona yakın çöp çıkarılan İstanbul Boğazı’ndaki balık türü sayısı yıllar içinde 65’ten 10’a düştü.

Haberin Devamı

Atık tesisleri artırılacak

Su yüzeyinde 1 litresi, bir futbol sahası kadar alana yayılan petrol, bir yandan buharlaşırken, bir yandan da su ve tuzla ağırlaşarak kütleler halinde dibe batıyor ve çöktüğü alanı tamamen öldürüyor. Toplanamayan çökmüş petrol, denizin kendini temizlemesini de zorlaştırıyor. Geçmişte petrol kazalarının kurbanı olmuş İstanbul Boğazı için tehlike sürüyor. Bunun başlıca sebepleri ise Süveyş Kanalı’nın dahi 3 katı olan gemi trafiği ve boğazın keskin kıvrımları. Gemiler atık depoları dolduğunda, ülkemiz limanlarda MARPOL tesislerini bu gemilere açmazsa atıklar yine Türkiye denizlerine boşaltılıyor. Ülkemizde gemilerin atıklarını bırakabilecekleri tesis sayısı ise yalnızca 5. Bu sayının AB çalışmalarıyla artırılması planlanıyor.

Haberin Devamı

‘Avlanmak güç göstergesiydi’

16. yüzyılda inşa edilen Kranichstein Avcılık Sarayı, günümüzde kültürel amaçlı müze ve 4 yıldızlı otel olarak hizmet veriyor. Darmstadt’ın kuzeyinde bulunan saray, çevresinde birçok sulak ormanlık alana ve çayıra sahip.
Sarayın fikir babası olan VIII. Ludwig bu saraya tüm hayatını adamış. O zamanlarda kralın ne kadar geyik avladığı tam bir statü göstergesi. Sarayın içine baktığımızda duvarların hayvan kelleleri ve avcılılıkla ilgili resimlerle donatıldığını gözlemledik. VIII. Ludwig gösterişe çok önem veriyordu. Öyle ki avlarını sergilediği odada kocaman bir yatağı vardı.

Kritik 3 ilkesi var

Kralın avcılıkta önem verdiği 3 ilkesi vardı: Kiminle, ne zaman ve nerede avladığı. Ava güç gösterisi amaçlı çok kişi gidiliyordu. Lakin sadece kral veya varsa kralın misafiri avı öldürme yetkisine sahipti.

Haberin Devamı

Evrenin içinde biyo-evren

Bioversum-Kranichstein Müzesi, Darmstadt şehrinin Kranichstein bölgesinde bulunuyor ve Alman Çevre Vakfı tarafından finanse ediliyor. Müzenin amaçlarını; biyo-evren ve biyolojik çeşitlilik hakkında olabildiğince yeni bilgilere ulaşmak, çocuklara çevre bilinci aşılamak ve Hessen eyaletinin biyolojik çeşitliliğini korumak oluşturuyor. Müzeyi ziyaret eden ortaokul ve lise öğrencileri de bulunmakla birlikte, müzenin ulaşmayı hedeflediği yaş grubu genellikle anaokulu ve ilkokul çocukları. Uzmanlar, bunun sebebini küçük yaştaki çocukların kalıcı öğrenmeye daha yatkın olmalarına bağlıyor. Böylelikle bilinçli ve sorumlu bireyler gelecekteki küresel tehlikelere karşı hazır duruma geliyor.

Çöpsüz denizler  için el ele verin


Doğayı yansıtıyor

Etkileşim ile öğrenme anlamına gelen bu yöntemle çocuklar, onlar için hazırlanmış doğayı yansıtan oyun istasyonlarında deneyerek ve gözlemleyerek yeni bilgiler ediniyorlar. İnteraktif eğitim kapsamında çocukların eğlenme ve öğrenme süreçleri birbirine paralel giderken bu yöntem etkili, kalıcı ve çevre bilinci oluşturmaya daha eğilimli bir öğrenme sağlıyor. Biyo-evrenin gelecekle ilgili dikkat çekmek istediği konulardan bir diğeri de küresel ısınmanın tüm ekolojik dengeleri altüst ediyor olması.
Dengelerin bozulması, bazı durumları da beraberinde getiriyor. Sıcaklığın artması sonucu, normalde yetişmesi için uygun ortam bulunmayan bölgelerde sıcağı seven bitkiler yetişmeye başlıyor. Bunu öngören ülkeler ise kendilerini geleceğe hazırlamak için sıcak iklim bitkilerini şimdiden ekiyor. Bu durum yine de doğaya verilen zararların olumlu sonuçlar verdiği anlamına gelmiyor.

Haberin Devamı

Kabataş Erkek Lisesi öğrencileri:

Buğra Güneysu, Ata Toprak Acar, Ceren Kaner, Ekin Karacan, Ceren Barış, İpek Aslan, Oğuz Arıkan, Baran Kırkgöz, Mert Haktanır, Yağmur Dilara Yiğit.