Cumartesi 40 gün 40 gece aşk

40 gün 40 gece aşk

12.02.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

"40 Gün 40 Gece Aşk"ta ünlü isimlerin aşkı ifade eden fotoğraf, tablo, yazı, elbise gibi ürünlerinin yanı sıra kullandıkları eşyalar da var

40 gün 40 gece aşk

Passage Markiz Halkla İlişkiler Sorumlusu Selda Eremsoy ile bernaylafem iletişim ve marka yönetimi şirketinin sahipleri Berna Sağlam ve Fem Güçlütürkün bir muhabbet sırasında ortaya çıkardığı bu sergi projesine 62 ünlü katıldı. Mesela Haşmet Babaoğlu, Pakize Suda ve Serdar Turgut gibi isimler sergide aşkla ilgili yazılarıyla yer alacak. Pastacı Senem Betil karasevdanın tarifini verdi. Yılmaz Erdoğan sergiye bir şiiriyle gazeteci Hıncal Uluç ise evindeki kalpli yastıkla katıldı. Biz bu yazıyı hazırlarken Cem Yılmazın ne vereceği hâlâ bir sürprizdi. Kedisever Ajda Pekkan sergi için evindeki kedili bir yastığı seçti, kedili ressam olarak tanınan Sedef Yılmabaşar ise birbirine sarılarak uyuyan iki kedinin tablosunu verdi. Dice Kayekten Ece Ege ise bu sergiye özel olarak bir Aşk Ağacı tasarladı. 23 Marta kadar 40 gün 40 gece sürecek olan sergiyi haftanın yedi günü 10.00-22.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. 40 Gün 40 Gece Aşk" sanatçılardan gazetecilere, tasarımcılardan iş dünyasının temsilcilerine tanınmış isimlerin "Sizin için aşkı en iyi ifade eden şey ne?" sorusuna verdikleri cevapları içeren bir sergi. Yarın Passage Markizde açılacak sergide sanatçıların hazırladığı tablolar, fotoğraflar, yazılar, şiirler, elbiseler ve tasarımlar yer alıyor. "Aşkın bir hastalık olduğunu düşündüğüm için elbisemin yanına antibiyotik şişesi de koydum" Bu elbise Fallen Angels adındaki koleksiyonumdan. Aşkı bizi bir anlık boşluğumuzdan yararlanarak yakalayan bir hastalık olarak görüyorum. Bazen hayal kırıklıklarına hatta intiharlara bile sebep olan bir şey aşk. Aşkın bir hastalık olduğunu düşündüğüm için elbisenin yanına 12 saatte bir alınması gereken antibiyotik şişelerini de yerleştirdim. Ümit Ünal (Modacı) "Elbisem kadının aşık olduğu sırada yaşadığı heyecan patlamasını gösteriyor" Tasarladığım elbisenin adı "AŞK; etekleri tutuşmaktır"... Sergi için esprili bir şeyler yapmak istedim ve aşktan etekleri tutuşmuş bir kadının elbisesi nasıl olur diye düşündüm. Aşkın heyecanını barındıran kırmızı, mor ve yeşil gibi renkleri kullandım. İpek ve tülden yaptığım elbisem kadının aşık olduğu sırada yaşadığı heyecan patlamasını anlatıyor. Alev Ciliv (Modacı) Yüzde 100 aşktan imal edilen tulum Aşkla ilgili mesajım aslında çok basit. İkizlerim yeni doğdular ve şu sıralar benim için aşk demek çocuklarım demek. Tasarladığım çocuk tulumunun üzerinde İngilizce olarak yüzde 100 aşkla imal edilmiştir yazıyor. Arzu Kaprol (Modacı) "Aşk kediler gibi sarılıp uyumaktır" İki kedinin sarılıp uyuduğu bir tablomu verdim sergiye. Bu çalışmam Hakan Akdoğana satılmıştı ancak sergiye çok uygun olduğunu düşündüğüm için sahibinden ödünç aldım. Tablomun ismi "Sarılıp Uyumaktır Aşk". Bana göre de sadece aşık olduğun insana sarılıp uyuyabilirsin. Aynı tablodaki kediler gibi... Sedef Yılmabaşar (Ressam) "Fotoğraftaki kadının bakışlarıyla aşkı anlattım" Yıllar önce çektiğim bir fotoğrafı verdim sergi için. Fotoğrafın altında da Amy Grossun aşk üzerine yazılan bir metni yer alacak. Fotoğrafı çektikten sonra bu fotoğrafın tam da o metni anlattığını fark ettim. O kare bir anlamda aşkı anlatan o metnin tarifi gibi. Aşkın tarifini fotoğraftaki kadının bakışlarıyla anlattım. Sıtkı Kösemen (Fotoğrafçı) "Karasevdanın tarifini veriyorum" Hazırladığım karasevda tarifinde çikolatalı bir pasta reçetesi veriyorum. Bu tarif afrodizyak etki de yaptığı için tam sevgililere göre. Konu aşk olduğu için o pasta tarifini yazarken içindeki malzemelerin isimlerini değiştirerek bir pasta tarifinin nasıl da bir karasevda tarifine dönüştüğünü göstermek istedim. Tarifte kullanılan un, şeker, süt, yumurta gibi malzemelerin isimlerini duygu isimleriyle değiştirdim. Tarifin yer aldığı panoya kırmızı güller yerleştirdim bir de. Sergiyi gezenler tarifi not edip Sevgililer Gününde uygulayabilirler. Senem Betil (Pastacı) "Beş çifti üzerinde aşk yazan yorgana sarıp fotoğrafladık" Dilara Akay ile birlikte yaptığımız Aşk Yorganı adlı çalışmanın fotoğrafları Ahmet Ağaoğluna ait. Birliktelikleri farklı uzunluklarda olan beş çifti üzerinde love (aşk) yazan ve eskiciden aldığımız yorgana sarılmış olarak fotoğrafladık. Bu fotoğraflara bakanlar aşkın çeşitli evrelerini görecekler. Fotoğrafladığımız en son çift 55 yıldır birlikteydi ve hâlâ birbirlerine aşıktı. Zeynep Tunuslu (Modacı) "Aşk hâlâ mektuplarda yaşamayı sürdürüyor" Artık insanlar e-posta ile, telefon mesajıyla iletişim kurduğu için aşk mektubu denen kavramın yok olduğunu düşünüyordum. Ancak köşeme gelen mektuplardan sonra gördüm ki insanlar özenerek özel mektup kağıtları ve zarflar alarak bunları postaya veriyorlar. Mektup yazmayı sevenler gerçekten aşık olan insanlar. Aşk hâlâ o mektuplarda yaşamayı sürdürüyor. Sergi için seçtiğim tüm mektuplar güllü, dallı veya kalpli mektup kağıtlarına yazılmış. Bu mektuplar aşkı anlattığım yazımla birlikte bir kolaj halinde sergilenecek. Mehmet Coşkundeniz (Gazeteci) "Aynanın aşkla bağlantısını anlatacağım" Sergi için bir ayna tasarladım. Aynanın yanında taze çiçekler, ruj ve aşkı yorumlayan bir yazı da yer alacak. Yazdığım yazıda bu aynanın aşkla ilgili bağlantısını anlatacağım. Mahmut Anlar (Mimar) "Eski filmlerdeki gibi aşkı en iyi mektuplar anlatıyor" Sergi başlığı "Aşkı en iyi temsil eden şey nedir?"di. Ben de bunun mektup olduğunu anlatan bir yazıyla katılıyorum sergiye. Yazımın yanına bir de eski bir mektup iliştirdim. Görgün Taner (İKSV Genel Müdürü) Benim için aşkı en iyi temsil eden şey mektuptur. Hani şimdilerde yerini bıraktı ya SMSe veya e-maile...Hep bir beklenti, bir sürpriz, bir heyecan, terleme yaratır. Eskiden güne yayılmış uzun süreli bir beklemeydi bu, şimdi daha anlık. Eskiden yazardınız sevgilinize ve bilirdiniz ki en azından bir hafta sonra cevap gelir, şimdi ise anında cevap mümkün; eskiden ağdalı cümleler kurup uzun uzun düşünmeye zaman vardı, şimdi ise pratiklik, hazır cevaplık revaçta ve tutkulu aşklar uzun sürerdi eskiden. Şimdi ise her şeyden çabuk sıkılan bir kuşak var. Yine de aşk mektubu aşkın ifade edildiği bir zemin olmayı terk etmedi, artık ancak eski filmlerden hatırlasak bile... Görgün Tanerin yazısı