“Amacım algı kırmak”

Yeni dizileri “Şahane Damat”la televizyon ekranlarına döndü Burcu Özberk ve Ali Ersan Duru. İkili bu dizide tanışmış ama enerjileri çok tutmuş. “Bir defa ikimiz de Angara bebesiyiz” diyor, röportaj sırasında da birbirlerine sık sık takılıyorlar. Özberk ve Duru dizilerini, projelerini ve neler yaptıklarını anlattı...

- “Şahane Damat”la ekranlara döndünüz. Projede yer almanızda neler etkili oldu, hangi karakterlerde izleyeceğiz sizi?

Burcu Özberk: Heyecanlanmak çok önemli, senaryoyu okuduğumda heyecanlandım. “Güneşin Kızları”ndaki Nazlı’dan tamamen ayrışıyor olması da önemliydi. Orada daha dramatik, agresif ve duygusal bir karakter oynuyordum. Dizideki karakterim Melike daha eğlenceli ve hiperaktif. Yine de iki karakterle de bağdaşan taraflarım var. Bir noktada karakterim illa ki bana benzemeli. Melike, Ali’nin karakteri Mehmet’le çok farklı ama ikisi de çok merhametli. Buluşacakları ve birbirlerini anlayacakları nokta bu.

Ali Ersan Duru: Karakterim “Şahane Damat”, Mehmet. Estetik cerrah kendisi. Bu iki uç karakteri birleştiren şey de aşk olacak. Projeye dahil olmamdaki en önemli sebep Osman Sınav’dır. Bir de bundan önce dramlarda, sert adam rollerinde olmuştum. Romantik komedide eğlenceli bir adamı canlandırabileceğimi göstermek istedim seyirciye. Algı kırmak
birazcık da amacım.

“Üzerimizde büyük bir sorumluluk var”

- Seyirci “Şahane Damat”ta ne bulacak?

Burcu Ö.: Her yaşa hitap edecek bir dizi, karakterlerimiz çok eğlenceli. Ülkemizin durumu biraz sıkıntılı olduğu için insanlar eğlenmek ve biraz kafa dağıtmak isteyecektir. Bence herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir iş.

Ali E.D.: Büyük sürprizler var. Bizi de oyuncu olarak heyecanlandıran karakterimizle ilgili sürprizler yaşamamız. Melike ile Mehmet’in hikayesi seyircinin seveceği, tadında bir romantik komedi. Diğer karakterlerde de ciddi komedi unsurları var.

- Set ortamınız nasıl? Nükhet Duru, Erhan Yazıcıoğlu gibi isimlerle rol alıyorsunuz...

Ali E.D.: Çok iyi enerjileri bir araya getirdi Osman hoca. Uyumlu olabilecek herkes burada buluşmuş gibi geliyor. Erhan Yazıcıoğlu amcamı oynuyor, deneyimlerinden yararlanmaya çalışıyorum. Köksal Engür var. Bu isimlerle aynı projede olmak heyecanlandırıyor. Yolun çok başındayız, onları sağmak bizim için bir avantaj olacak.

- Şu an dizilerde genelde hep genç, kariyerinin başında isimler başrollerde. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Burcu Ö.: Tabii üzerimizde büyük bir sorumluluk var ama her şey ortak paylaşılıyor setimizde, o yük hafifliyor.

Ali E.D.: Evet, yeni ve genç isimler ön plana çıkıyor. Şu an televizyon izleyen, reytingi toplayan kitle özellikle gençler. Onlar da kendilerinden olan hikayeleri görmek istiyor; gençler arasındaki aşk hikayeleri daha çok ilgilerini çekiyor. O yüzden böyle bir furya başladı. Benim ilk ciddi başrol deneyimim bu, sorumluluğunu taşıyorum
ama bir korku da yaşamıyorum. Beş senedir piyasanın içindeyim ve bu işin benim için mihenk
taşı olabileceğini düşünüyorum.

“Bizi yakıştırmazlarsa ne olur endişesi oluyor”

- Burcu Hanım’ın çok tutkulu bir hayran kitlesi var, nasıl yorumlar geliyor?

Burcu Ö.: Genç kitle bir karakteri sevdiği zaman yeni bir karaktere ve yanında yeni bir partnere alışması aslında zor oluyor. Bir çekincem olmamıştı, oyuncuyum, aynı işte devam edemem. Yine de sevmezlerse, bizi yakıştıramazlarsa ne olur endişesi illa ki oluyor. Ama bizi yakıştırdılar ve enerjimiz de tuttu. Hep güzel şeyler okudum. Onlar mutlu olsun, biz mutlu olalım, daha da mutlu edelim, enerjimizi daha da yükseltsin istiyoruz.

Ali E.D.: Bu kadar kısa sürede bu derece kabul edeceklerini düşünmemiştim ben de. Biz daha çekim yapmadan, fragman bile yokken onlar bizi photoshop’la yan yana getirdiler, yakıştırdılar.

- Tatilleri, kendinize ayırdığınız zamanları
nasıl değerlendiriyorsunuz?

Burcu Ö.: Sakin bir tatil istiyorum. Uzanayım, denize bakayım, arada denize gireyim yeter. Farklı kitaplar okumak ilham veriyor, tiyatro yaptığım için o da beni besliyor. Onun dışında dünyayı gezmek çok istediğim bir şey.

Ali E.D.: Benim için tatil tek bir şeydir, o da kafa dinlemek. Deniz, tekne tatillerini seviyorum. Mümkün olduğunca ailemle, Göcek, Fethiye bölgesinde, denizin ortasında... 17 yaşımdan beri de spor yapıyorum, o benim için normal rutin; yapmamak bir şeyler ters gidiyor demek zaten.

“Kısıtlanmayı sevmiyorum”

- Başroller arasında da sık sık aşk dedikoduları çıkar...

Ali E.D.: Ne yaparsak yapalım o çıkar, o yüzden boşu boşuna kasmanın bir anlamı yok.

Burcu Ö.: Biz Berk’le (Atan) adımızın çıkabileceği hiçbir yere gitmedik. Ama beraberiz hala onlara kalırsa...Kendimi kısıtlamayı sevmiyorum. İstediğim yere gidiyorum.

- Çapkın mısınız?

Ali E.D.: “Karda yürür izini belli etmez” diyelim. Ama hayatımda birisi varken sıfır,
ilişki adamıyımdır.

“Bu sene ney üflemek istiyorum”

- Müzikle ilgileniyor musunuz?

Burcu Ö.: Gittiğim bir Türk sanat musikisi derneği var. Ney üflemek istiyordum bu yıl. Dinlendiriyor, bir de “İnsanların hayatlarında iki büyük travmaları vardır ve ona en iyi gelen ses ney sesidir” diye bir şey biliyorum. Ama henüz başlayamadım.

Ali E.D.: Şarkı söylemeyi severim, bana söyletirler genelde. Ankaralıyız, Türk halk müziği kültürüyle büyüdüm. Neşet Ertaş’lar falan dinleyerek... Evde ben hariç herkes bir enstrüman çalar. Dizide de büyük ihtimalle şarkı söyleyeceğim, bakalım.

- Burcu hanım siz tiyatro da yapıyorsunuz. Yeni oyununuz var mı?

Burcu Ö.: Tatbikat Sahnesi’ndeyim dört yıldır. Yeni sezon için Tatbikat Sahnesi’ne “Aşk Delisi” diye bir oyun yapacağım. Ankara’nın oyunu olacak ama İstanbul’a da turneye geleceğiz.