Cumartesi Aman Tanrım, yoksa çocuğum Fenerbahçe'ye kötü şans mı getirdi?

Aman Tanrım, yoksa çocuğum Fenerbahçe'ye kötü şans mı getirdi?

20.05.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Geçen yıl anne karnında, Bağdat Caddesi'ndeki şampiyonluk kutlamalarına katılmıştı, bu yıl ise kös kös evde oturduk. Oysa uğurlu tişörtü bile üstündeydi

Aman Tanrım, yoksa çocuğum Fenerbahçeye kötü şans mı getirdi

igursoy@milliyet.com.tr Oğlumu yakınlarımızda görmekten hoşlansak da, son haftalarda gol sonrası böğürtülerimizde adam gözle görülür biçimde ürktüğü için kendisine bir maç saha kapatma cezası verip Emin Eller'in yanına yollamayı uygun bulduk. Orada daha huzurlu olacaktı. Evet, biliyorum, Anneler Günü de vardı ama kabul edin ki bu ülkenin geçen pazar günkü gündemi Fenerbahçe-Galatasaray maçıydı. Zaten Anneler Günü'nde ne yaptığımı da yan tarafta anlatacağım. Şimdi Kadıköy'e bağlanayım. Biz de son haftalarda kurduğumuz ev kadrosuyla yine maça hazırdık. Galibiyetten emin, şen gençlerdik. Batu da her zaman olduğu gibi formanın göz alıcı sarı ve lacivertlerini tespit için üzerime tırmanıyordu. Maç başladı; dakikalar ilerliyor ama işler yolunda gitmiyordu. Ben de maça bir türlü konsantre olamıyordum çünkü Batu yürüteciyle masaların altında geziyordu. Devre arasında, Fenerbahçeli oyuncular soyunma odasında Daum'dan yeni taktikleri alırken (ya da en azından biz öyle zannederken) ben de kendi çapımda ikinci yarı için direktiflerimi veriyordum: İşi "yukarıdan" halledelim Son üç maçta 11 gol atılırken adamın üzerinde o tişört vardı, ne yapayım? Bizim gibi şezlong taraftarlarının elinden gelen bu kadardır. Sahadakileri etkileme şansına sahip olmadığımıza göre daha büyük oynayıp kaderin yolunu çevirmeye çalışırız. Maçın geri kalanını Batu'ya yanımıza gelme izni vererek izledik. Maalesef bütün bu girişimler kâr etmedi, sonuç iyi olmadı. Fenerbahçe sezonu kupasız kapamıştı. Arkadaşlar gidip de evde baş başa kalınca Batu'nun yanına gidip şöyle dedim (Malum bu bir aile meselesi, ne kadar yakın olsak da kendi kendimize yaşamalıyız): "Yoksa Fenerbahçe'ye kötü şans mı getirdin?"Geçen yıl şampiyon olduğumuzda Batu daha annesinin karnındaydı; görmeden, sadece etraftan gelen sesleri duyarak şampiyonluk turu bile atmıştı. Pazar akşamı için de benzer şeyler planlamıştım. "Batu'nun Alex tişörtünü giydirin!" Benim bu suçlayıcı tavrıma oğlum "Dö" diye cevap verdi. Ben de "Kendin kaybedersin, bu takımın Bağdat Caddesi'ndeki şampiyonluk kutlamaları eğlenceli olur" dedim. Baba olarak son sözü söyleme hakkı benimdi ne de olsa. "Kaybeden sen olursun" Batu ilk Anneler Günü'nü bol ziyaret yaparak geçirdi. Ben de ideal koca, hayırlı evlat ve örnek damat olarak kendisinin ulaşımını üstlendim. Anne sıfatıyla geçirdiği ilk Anneler Günü'nde çalışan karım Begüm'e yaptığımız sürpriz ziyaret, altı çizilecek şıklıktaydı bence. Ne kadar övünsem az.Batu da yapması gerektiği biçimde, yolda uyuyup ziyaretler sırasında dinç ve ayakta kalarak bu hareketli tempoya ayak uydurmasını bildi. Sıcak ve yorgunluğun etkisiyle ben bile akşamüstü saatlerinde sızdım ama o, kitlesini eğlendirmekten geri kalmadı.Bakalım Babalar Günü'nde ne yapacak? İlk Anneler Günü'nü kutladı