Cumartesi Amerikalı amcanın mirası

Amerikalı amcanın mirası

24.03.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Amerikalı amcanın mirası

Amerikalı amcanın mirası

Amerikalı amcanın mirası

Tarihe geçmiş üçkağıtçıları anlatırım" diye söz verdim.
Ama önce, geçen haftaki
Sülün Osman yazısında adı geçen üç kahramanı tanıtmalıyım:
- Michael Milken: 1980’lerin sonunda ekonomi basını onu "Wall Street’in altın çocuğu" diye yere göğe sığdıramıyordu. Milken "çürük" denen şirket tahvillerini pazarlayarak halkın
3 milyar dolarını batırdı.
- Victor Schwitz: 1950’li yıllarda Fransız gazetelerine "50 Franga (beş milyon lira) yazı makinesi ve dikiş makinesi satılır" diye ilanlar veriyordu. Para yatırıp sipariş verenlere de bir dolmakalem ya da dikiş iğnesi postalanıyordu.
- Stimson: Fransa’nın Sülün Osman’ı. Eyfel Kulesi’ni kilosu 30 bin liradan Belçikalı bir hurdacıya satmıştı.
***
Evet, gelelim bu haftanın yıldızı Therese Humbert’e.
Cahil, gösterişsiz, fakir bir kadındı ama Paris sosyetesini 100 milyon frank dolandırmayı başardı.
Düzenbazlık Therese’e baba yadigarıydı. Çocukluğu, alacaklılarını
"Şu kutunun içinde Amerika’nın en zengin adamlarından biri olan amcamın vasiyetnamesi var" diye kandıran
babasını izlemekle geçti.
1878’de benzer bir yalanla, fakir ama tanınmış bir aileye gelin olmayı başardı. Kayınbabası Sayıştay savcısı ve senatördü.
Paris’e yerleşen çift, Therese’e Amerikalı bir sanal baba yarattı. Robert-Henri Crawfort gayrimeşru kızı Therese’e 100 milyon dolar bırakmıştı. Paris sosyetesi
bu haberle çalkalandı.
Bu arada kayınbaba da Adalet Bakanı olmaz mı! Bankalar Therese’e kredi vermek için yarışa tutuştular. Genç çift muhteşem
bir villaya yerleşti, borç yiyerek sefahat içinde yaşamaya başladı. Ama miras
bir türlü gelmiyordu.
Bu sefer devreye iki sanal kuzen girdi: Amerikalı Crawfort kardeşler mirastan hak talep ederek yürütmeyi durdurmuşlardı. Sonunda "kuzenlerle anlaştık" diye müjdeledi Therese ve Paris’in en meşhur noterlerinden Dumort’un karşısına geçip Crawfort’larla bir sözleşme imzaladı. Koskoca notere öz kardeşlerini Amerikalı kuzenler diye yutturmayı başarmıştı.
Ama Crawfort’lar (tabii) sözlerini tutmayıp, dolarları vermediler.
Therese ne yaptı dersiniz?
Sanal Crawfort kardeşleri mahkemeye verdi! İşin komiği, bir Fransız mahkemesi de var olmayan iki Amerikalıyı, olmayan bir mirası gecikme faiziyle ödemeye mahkum etti!
Ve sonunda, Therese beklenen müjdeyi verdi: Miras gelmişti.
Evinin salonuna bir çelik kasa yerleştirdi; herkese "dolarlar içinde, mahkemeden kağıt gelsin, paranızı vereceğim" diyordu.
Ama küçük bir dikkatsizlik Therese’in oyununu bozdu.
Borçlu olduğu bir banka iflas etmiş, alacaklıların avukatı da kredi sözleşmelerinde Henri ve Robert Crawfort kardeşlerin adresinin bulunmadığını fark etmişti. Hazırlıksız yakalanan Therese, "Broadway Caddesi No. 1201" diye uydurdu. Adrese gidildi ve kadının foyası meydana çıkıverdi.
Paris birbirine girdi. Meşhur kasa mahkeme kararıyla açıldı. İçinden bir iki eski gazete ve bir tane de... don düğmesi çıktı.
Dava çok ses getirdi ama davacı sayısı azdı. Bankalar tefeci faizi aldıkları ortaya çıkmasın diye şikayetçi olmayınca Therese ve kocası 5 yıl hapisle kurtuldular.





CUMARTESİ



















Yazarlar