Cumartesi Ana! Taş fırın da aldatılmış...

Ana! Taş fırın da aldatılmış...

19.10.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ana! Taş fırın da aldatılmış...

Ana Taş fırın da aldatılmış...



Ana Taş fırın da aldatılmış...


İzlenme rekorları kıran dizideki 'maço erkek' tiplemesiyle biranda herkesin sevgilisi olan Tamer Karadağlı gerçek hayatta da diziyi aratmayacak bir taş fırın erkeği. Hiçbir şekilde ev işi yapmadığını söyleyen oyuncu, " Ben Karslıyım ve yetiştiğim ortam erkek ağırlıklıydı. O yüzden bazı şeyler benim için önemli. Mesela kız arkadaşımın göğsünün çatalı asla görünmeyecek" diyor.
Kız arkadaşının her söylediğini kabul eden erkeklerin kelimenin tam anlamıyla 'light erkekler' olduklarını düşünen Tamer'e göre aldatılan erkeğin hiçbir tepki göstermemesi ise light'lık değil. İlk evliliğinden sonra evlenmeyi kesinlikle düşünmediğini söyleyen Karadağlı "Evlenmekten korkuyorum ama biz bugüne gelene kadar çok kan içtik, çok zorluk çektik. Ben de bu yolda beni hiç yalnız bırakmayan kız arkadaşımla evlenmeye karar verdim" diyor. Bir oyuncunun rol icabı sevişme sahnelerinde de oynaması gerektiğini söyleyen oyuncu, Vitrin için en "Taş fırın" pozlarını verdi...

Modayı takip ediyor musunuz?
Hayır etmiyorum. Lacoste sponsorum ve spor kıyafetlerde onu tercih ediyorum. Giyeceğim kıyafetleri gidip kendim beğeniyorum. Modayı çok takip etmiyorum. Basit bir jean üzerine düz tişörtler giyiyorum. Bakımlı giyerim ama basit giyerim. Trendy bir adam değilim, çok klasik bir adamım.

Alışverişle aranız nasıl?
Alışverişe çok para veriyorum. Özellikle ayakkabı, saat ve gözlüğe çok para veriyorum. Çünkü bir erkeğin çok fazla takısı yok, saatlere ve gözlükleri önemlidir. ona da çok dikkat etmesi gerekir. Düşman ayağa bakmaz, herkes ayakkabıya bakar.

Dizinin bu kadar başarılı olacağını tahmin etmiş miydiniz? Bu kadar ilgiyi neye bağlıyorsunuz?
Başarılı olacağını biliyordum ama bir fenomen haline dönüşeceğini bilmiyordum. Bunun bir formülü yok. Tuttuğu zaman tutuyor. Tabii iyi bir senaryo ilk kural. Ardından oyuncuların doğru seçilmesi ve iyi bir reji de önemli. Zayıf bir halka olmamasına bağlıyorum dizinin başarısını. 'Çocuklar Duymasın' herşeyiyle özgün. O yüsden 'Made in Turkey' damgasını vuruyoruz.

Ankara'dan geldiğinizi biliyoruz. Mesleki kariyerinizin temellerini orada atmış olmanın size farklı birşeyler kattığını düşünüyor musunuz?
Ben Kars'lıyım. Ama doğma büyüme Ankara'lıyım. Biz hakikaten Ankara'da ciddi bir eğitim aldık. Ankara İstanbul'a nazaran daha az piyasadır. Ankara'da öğrenciyken bir yerde oynayamazsınız, Cüneyt Gökçer canınıza okur ama İstanbul'da tiyatro öğrencisiyseniz birçok projede yer alabilirsiniz. Ankaralılar daha disiplinli yetişiyor ama belli fırsatları da kaçırıyorlar. Gelmeleri gereken yere çok sonra geliyorlar.

Karslısınız ve şu anda insanların gözünde taş fırın erkeğisiniz. Peki Tamer Karadağlı için bir erkeğin ligth olması için en yapması gerekir?
"Light mısın taş fırın mısın" diye sorsan, kesinlikle taş fırınım derim. Mesela kız arkadaşımın göğsünün çatalı görünmeyecek. Bu kesindir. Kesinlikle ev işi yapmam. "Yemeği yedikten sonra onu da götür lavaboya bırak" diye birşey yok benim için. Bu birazcık da yetişme tarzıyla ilgilidir. Ben erkeğin yoğun olduğu bir ailede yetiştim, çok güzel yemek yaparım ama etrafı asla toplamam. Yalnız yaşadığım dönemlerde de mutlaka etrafı toplayacak birileri olurdu. Mesela çok küçük bir araba içinde kocaman bir adam. Bence o lightlıktır. Adam olan ona biner mi hiç? Çocuk arabası gibi. Sonuçta araba erkekler için çok önemlidir. Kız arkadaşının herşeyine "okey" diyen erkekler de ligthtır benim için. Kadın birşey istediğinde insiyatifini kullanabilmeli erkek. İstemediği birşeyi yapmamalı erkek.

Özcan Deniz'de Asmalı Konak'ta maço bir erkeği oynuyor siz de kendi dizinizde maço bir aile babasısınız ama bu iki karakterin birbiriyle hiç alakası yok. Bunun sebebi ne sizce?
Asmalı Konak'taki rol için beni düşünmüşlerdi ama Özcan şu anda çok başarılı bence. Benim oynadığım Haluk karakteri kentli bir maço. Bugüne kadar prim yapan maçolar hep kırsal kesim maçolarıydı. Asmalı Konak da Doğu'da geçiyor. Ama Haluk İstanbullu ve eğitimli bir maço. Onun tepkileri içimizde kalan, su yüzüne çıkaramadığımız, utandığımız tepkiler.

K...yla balık tutsa....
Siz pek de Light olmayan bir erkek olarak aldatılsanız tepkiniz ne olurdu?
Ben aldatıldım zaten. Birşey yapmadım, hayatımdan çıkardım. Şimdi gördüğüm zaman yüzüne bakmıyorum. Napabilirsiniz ki? Olmuşsa olmuştur. Çok değer verdiğim bir insandı ama bence en büyük ceza onu bensizliğe mahkum etmektir. Bir daha ağzıyla kuş tutsa değil, kıçıyla balık tutsa da ben olmayacağım hayatında. Bundan başka ne yapayım daha? Gidip vurayım mı?

Peki bir Türk erkeğinin aldatılmaya hiçbir tepki göstermemesi sizce ülkemizde lightlık olarak değerlendirilmiyor mu?
Ben tepkimi çok farklı belli ediyorum. Benim tepkim bence çok acı bir tepki. Yani hayatımdan çıkardım onu. Bir zamanlar birlikte olduğumu bırak, tanıdığımı bile kabul etmiyorum. Bana onu sorduklarında "Dedikodudur, öyle birini tanımıyorum" diyorum. Ayrıca aldatıldığım için şimdiki ilişkim bu kadar sağlam. Bir yerde teşekkür etmem gerekiyor. Çünkü onun sayesinde şimdi birlikte olduğum kadına kavuşmuş oldum.

Peki sizin için affetmek hiç sözkonusu olamaz mı?
Gerek yok ki! Affetsem n'olacak ki! Benim kalbimde cem kırıkları var. Ama bunu kişilik savaşı haline getirip 'Vay ben nasıl aldatıldım' diye düşünmek yanlış. Evet aldatıldım, bize denk geldi. O onun boynunadır, benim boynuma değil ki!

Ana Taş fırın da aldatılmış...
Yaptığınız başarısız evlilikten sonra evlenmeyi kesinlikle düşünmediğinizi söylemiştiniz. Şu anda evlilik kararı almanızın sebebi şöhretin ilişkinizi yıpratmasından korkmanız mı?
Herkes meşhur olunca eşlerini boşayıp başkalarıyla oluyor. Ne güzel ben bu konuda bir örnek teşkil ediyorum. Kız arkadaşımla birlikte o güçlüklere göğüs gerdiysek şu anda evliliğin tam zamanıdır. Evlilik bizim gibi insanların yaşamına daha bir düzen ve disiplin getirir. Çıkan haberler beni zedelemez çünkü ben paparazzi kuşu değilim. Bunlar seçimlerdir, ben güzel giden birlikteliğimi legal hale getiriyorum. Ne mutlu bana!

Sizin de Türkan Şoray Kanunları gibi kanunlarınız var mı?
Oyuncunun kanunu yoktur. Aktörün kanun koyma cüreti de yoktur. O zaman Hollywood'daki starlar oyuncu değil mi? Daha önceden süregelen birşeyleri değiştirme adına söylediğim birşey değil ama Türkan Şoray'ın o zaman koyduğu kurallar koyması gereken kurallardı. Türkan Şoray bugün yeni çıkan bir sanatçı olsaydı daha esnek davranırdı bence. Ama şu anda oyunculuk yaparken ve dışarıya açılmaya çalışırken "Öpüşmem, sevişmem" bana biraz acayip geliyor. O rolü kabul ediyorsanız onun gereklerini yerine getirirsiniz.