Cumartesi Aptal gibi görünmeden doğru şarap sipariş etmenin yolları

Aptal gibi görünmeden doğru şarap sipariş etmenin yolları

24.04.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

Restoranların şarap mönülerindeki alengirli isim ve açıklamalar eğer şarap uzmanı değilseniz kendinizi aptal gibi hissetmenize neden olabilir. İşte karışık şarap mönülerinin üstesinden gelmenizi sağlayacak birkaç ipucu

Aptal gibi görünmeden doğru şarap sipariş etmenin yolları

Restorana gitmeden önce
Eğer aptal durumuna düşmekten çok korkuyorsanız, önceden plan yapın. Artık birçok restoranın mönülerini ve şarap listelerini internet üzerinden bulmak mümkün. Yoksa bile bir gün önceden telefon edip bir bilenden tavsiye isteyin. Hâlâ içiniz rahat etmediyse de siparişinizi önceden telefonda verin. Yurtdışında yaygın bir uygulamadır, burada da şansınızı deneyin. Belki bir çığır açarsınız. Lokantada sipariş verirken de utangaçsanız ya da telaffunuza güvenmiyorsanız mönüde beğendiğiniz şişeyi elinizle gösterip “Buna benzer bir şey istiyorum” deyin.
Şarap ısmarlarken belli bir fiyat aralığı belirtmekte çekinecek bir şey yok. Gerçekten, karşınızdakini etkilemek için mönüdeki en pahalı şarabı sipariş etmenize gerek yok. “100 TL’lik bir şarap istiyorum” demekte anormal bir şey yok. “Utanırım” diyorsanız da mönüden bütçenize uygun bir şişeyi gösterip, parmağınğzğ fiyat bölümüne yaklaştırarak “Benzer birşey istiyorum” deyin. Merak etmeyin, garson mesajı alacaktır.
Her şeyi yemeğe bağlayın. Unutmayın, daha önce içtiğiniz pahalı şarabın tadının o kadar güzel olmasının nedenlerinden biri de yanındaki biftekti. Aynı şarabı kendisi ile uyumlu olmayan birşeyle içerseniz muhtemelen aynı tadı alamazsınız. Balık veya deniz mahsulü yemeyi seçtiyseniz şüphesiz buna en uygunu beyaz şaraptır. Ama kırmızı şarap tercih edenlerdenseniz de neden olmasın? Artık öyle katı kurallar kalktı. İstediğiniz şeyle içebilirsiniz.
Ne istediğiniz konusunda kesin bir tavır sergileyin. Bir şarap dükkanına gidip asla “Şöyle güzel bir kırmızı şarap” istiyorum demeyin. Bu, markete girip “Yiyecek bir şeyler var mı?” demekle aynı şey. Başka bir deyişle fazla genel, fazla ucu açık. Elinizden geldiğince net olun. Someliye ya da dükkanın sahibine ne kadar detay verirseniz sizin için doğru şarabı bulmasını da o kadar kolaylaştırmış olursunuz.

Şarap masaya geldikten sonra
Mantarı koklamayın. Bu hem fazla işe yaramaz hem de züppe gibi görünmenize yol açar. Ama çok eski bir şarap sipariş ettiyseniz mantarı kaldırıp arkasına bakmak kabul edilebilir; böylece şarabın kalitesini etkileyebilecek bir zarara uğrayıp uğramadığını görebilirsiniz.
Şarabı bardağınızda maksimum birkaç
saniye hafifçe çalkalayın. Fazla uzatmayın.
Burada amaç şarabı biraz havalandırmak, etrafa saçmak ve hava atmak değil. Çalkalama işini
fazla abartmayın. Biliyorsunuz, masadaki
yemekle oynamak ayıptır!
Sırf tadını beğenmediniz diye şarabı geri gönderemezsiniz. Şarabı ancak bozuk olduğundan eminseniz geri yollayın. Bozuk şarabı anlamanın kısa yollarına gelince: Mantarı kontrol edin, şişenin hava almadığından ve mantarın ıslanmadığından emin olun. Şarabı koklayın, burnunuza kibrit ve bozuk yumurta kokusu geliyorsa dikkat edin. Şarabın kadehte berrak görünmesine dikkat edin, bulanıksa geri gönderin. Son olarak, eğer şarap gereğinden fazla sıcak bir yerde bekletilmişse ısınır yani pişer. Pişmiş şarabın kahverengiye çalan bir tonu ve karamelize bir kokusu vardır.
Birden fazla şarap sipariş etmekten korkmayın. Bu birkaç şişe de olabilir birkaç bardak da. Özellikle kadeh olarak servis yapan restoranlarda, önce köpüklü veya beyaz şarap istemek, başlangıçlar ve ana yemek için bir kırmızıyı (veya hangisi yemeğe uygunsa) paylaşmak, kapanışı da örneğin tatlı şarapla yapmak hem eğlenceli hem de maliyeti düşüren bir yöntem. (Kara Newman, seriouseats.com)