Cumartesi Arabesk yüzünden müziğe küsmüştüm

Arabesk yüzünden müziğe küsmüştüm

22.03.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

70lerin üretken bestecisi Ali Kocatepenin mutfağı yeniden hareketlendi. O dönemin efsane programı "Tele Pazar"ın 2000ler versiyonuyla popüler dünyaya dönen Kocatepenin yeni albümü de çıkıyor

Arabesk yüzünden müziğe küsmüştüm

Ali Kocatepe: Yeni albümümde düşündürücü sözler yazmaya özen gösterdim 70li yılların, hatırladıkça içimizi titreten, annelerimizin şerefine taze poğaçalar ve çay bisküvileri pişirdiği, biz çocuklarınsa ertesi gün girilecek sınavların bunaltısıyla ama yine de neşeyle seyrettiğimiz; sunucusu Güneş Tecellinin gaflarını bütün hafta konuştuğumuz, diğer sunucusu Tansu Polatkanı (Füsun Önal ile evlenmişti) özel hayatı da merak edilen ilk televizyon yüzü yapmış "Tele Pazar"la önce televizyona döndü Ali Kocatepe. Bir ay içinde de yepyeni şarkılarla oluşturduğu bir albümü çıkıyor.Retro, Türk televizyonculuğunda ve Türk popunda da başladı. Ali Kocatepeye giderken arabada aniden "Bundan böyle düşünerek atın adımlarınızı" diye bir şarkıyı, onun en popüler şarkılarından birini, belki de 25 yıldır söylemediğim bir şarkıyı, bütün sözlerini hatırlayarak söylemeye başladım. Melodi mi sözleri, sözler mi melodiyi hatırlatıyordu, anlamak zordu ama melodi ile sözlerin uyumunun farkındaydım. Ali Kocatepe şarkılarının bir özelliği kabak çekirdeğini, buzlu bademi, yaz piyasalarını çağrıştıran tınılar içermesiyse, bir başka özelliği de sözle müziğin bu uyumudur. Biliyorsunuz, şu sıralar bütün dünyada "retro" akımı başladı; bu akımın takipçileri giyimde, dekorasyonda, müzikte 70li yılların modasını yeniden uyguluyorlar. Sizin de altın çağınız 70lerdi. Sizin için 70ler ne ifade ediyor? 70li yıllar Türkiyede popun geniş kitlelere ulaştığı bir dönem oldu. Gerçi o yıllarda TRT denetim kurulunu kurarak Türk popunu daha doğarken tırpanlamaya başlamış, kontrolü altına almıştı ama dünyadaki gençlik hareketlerinin dinamiğiyle yine de pop müziğimiz patlama yapabildi. Arabesk furyasına kadar da Türk popunun ivme kazanması sürdü. Genç kuşakların da durup durup yeniden o yılların şarkılarına dönmesinin nedeni ne sizce? Buldukları ne; masumiyet mi; samimiyet mi? Aslında o yıllarda stüdyo, enstrüman bulmak zordu. Şimdi ise artık isteyen evini bir stüdyoya dönüştürebiliyor, enstrümanların sesleri bilgisayarlarda kayıtlı. Ama samimiyeti bulmak zor. Bu yüzden bugün genç müzisyenler o makineleri bırakıp yine akustik müzikte bir çıkış arıyor. Bir zamanlar Almanyada "Schlager" denilen bizim popun bir muadili revaçtaydı, pek kalmadı. Fransada şansonlar geri çekildi. Bu ülkelerde rock ve hiphop üretiliyor artık. Ama Türk popüler kültürü Türk popunda diretiyor. Bu ülkeler çok fazla göç aldı üçüncü dünya ülkelerinden. Ve popüler müzik göçmenlerin eline geçti. Almanyada mesela Türk hiphopçular çok başarılı oluyor. Fransada Cezayirliler çok başarılı. "Hıncal eskiden gezmezdi, Mehmetle ben zorlardık" Bir de göçmenler sokak kültürünü çok hareketlendiriyor gittikleri ülkelerde. Türkiyede hâlâ bu kadar güçlü bir sokak kültürü olamadığı için rock ya da hiphop gibi sokak müzikleri gelişmiyor olabilir mi? Evet, bizde bu tür müzikler daha çok reklam ajanslarında reklam müziği olarak kullanılıyor. Bence Türk müzik endüstrisi sokakla da ilişki kurdu ama bunu şehrin çevresinde, çevre yerleşimlerde yaptı ve bu yüzden de sokak müziği arabesk olarak gelişti. Siz kendi müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz? Benim müziğim Akdeniz müziğidir. Çünkü ben İzmirde doğdum, büyüdüm ve oradan beslendim. Şimdi yeni albümümde tangodan swinge, cazdan rape birçok türde şarkı ürettiğim halde Akdeniz tınılarından vazgeçmiyorum. Sezen Aksudan Nükhet Duruya birçok şarkıcı sizin bestelerinizle sükse yaptı. Sonra neden üretiminizi yavaşlattınız? Çünkü 80li yıllarda arabesk nedeniyle ben müziğe küstüm. O dönemde Erkekçe dergisinin yazı işleri müdürlüğüne başladım. Paramı başka işten kazanmaya başlayınca tabii beste yapmam da yavaşladı. 90lı yılların başlangıcında pop yeniden hareketlenmeye başlayınca hemen kolları sıvadım ve prodüktörlükle tekrar müzik üretimine geçtim. Aysun Kocatepeye albüm yaptım. Neden erkek müzisyenler belli bir yaştan sonra beraber oldukları kadınlara müzikal destek vermeyi tercih ediyor ya da en azından deniyorlar? Çünkü karı kocanın evde müziği paylaşması çok güzel bir şey. İnsan tanımadığı bir şarkıcıya destek verirse ondan darbe de yiyebilir. Ama insan karısına destek verirse bu tür bir durum olmaz. Tabii erkek müzisyen karısının yeteneğine, sesine güveniyorsa bunu yapmalı. Ben Aysunun yeteneğine güveniyordum ama aksilikler oldu. "Tele Pazar" yeniden başladı TRTde. Ve siz de yapımcılarındansınız. Aslında bu program da 70li yılların televizyonunun simgelerindendi. Bu programı yeniden yapma fikri nasıl çıktı ortaya? TRT genel müdürü Hıncala (Uluç) teklif etmiş bu programı, o da güvendiği arkadaşlarını dahil etti. "Tele Pazar"da biz şarkıcıları, futbolu kullanıyoruz ama bunlar programı daha çok seyrettirmek için. Nasıl Erkekçeyi çıkartırken kadını vitrin olarak kullanıp Türkiyenin en iyi yazarlarının yazdığı bir dergiyi sattıysak "Tele Pazar"da da asıl amacımız geniş kitlelere diğer televizyonların reyting uğruna harcadığı kültür ve sanat olaylarını duyurmak. Hıncal Uluç, genel yayın yönetmenimiz Mehmet Yılmaz ve siz bir dönem, bekarken ev arkadaşıymışsınız. Nasıl bir evdi eviniz? Hıncal eşinden ayrılmıştı, ben ilk eşimden ayrılmıştım, Mehmet de bekardı. Çok güzel anlaşıyorduk. Hıncal şimdi çok geziyor geceleri ama o zaman gezmezdi, erkenden yatardı. Mehmet ile ben çok zorlanırdık Hıncalı eğlence yerlerine götürmekte. Ve şimdi de çıkacak albümünüzü anlatın. Bir tango yazdım önce. Herkes çok beğendi. Bunun üzerine başka şarkılar yapmaya başladım. Düşündürücü sözler yazmaya özen gösterdim. İyi bir albüm oldu.