Cumartesi “Aramızda çok Bezgin Bekir var”

“Aramızda çok Bezgin Bekir var”

31.12.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Kadıköy Belediyesi Karikatür Evi’nin bahçesine yerleştirilen Bezgin Bekir heykeli üzerine hem çizgi karakterin yaratıcısı Tuncay Akgün hem de heykel sanatçısı Yunus Tonkuş ile konuştuk. Akgün “Benden de çok fazla parça var Bezgin Bekir’de. Bir yandan çize çize de ona benzedim” diyor

“Aramızda çok Bezgin Bekir var”

özleri hep yarı açık, üzerinde kedilerle yatan, bilinen en üşengeç çizgi karakterlerden biri... Evet, Bezgin Bekir... Bu yıl 30. yaşını kutlayan efsane karakter Bezgin Bekir’in artık bir heykeli var. Yunus Tonkuş’un imzasını taşıyan heykel geçtiğimiz hafta Kadıköy Belediyesi Karikatür Evi’nin bahçesine yerleştirildi. Turhan Selçuk’un çizgi roman kahramanı Abdülcanbaz’ın da heykeline ev sahipliği yapan Karikatür Evi’nde böylece heykel sayısı ikiye çıktı. Devamı da geliyor...

Haberin Devamı

Son 30 yılda Türkiye’nin yaşadığı her şeye tanıklık eden karakterin yaratıcısı Tuncay Akgün, Bezgin Bekir heykelini gördüğü an neler hissettiğini anlattı: “Yunus Tonkuş’un heykel üzerine çalıştığını biliyordum ama heykelin bittiğinden yeni haberdar oldum. Neye benzeyeceğini de bilmiyordum. Sadece yatan bir figür olabileceğini çıtlatmışlardı. Görünce farklı duygular yaşadım. Malzemenin bronz haliyle kalıcı olması da beni çok duygulandırdı.”

“Aramızda çok Bezgin Bekir var”

“Limon’un ilk sayısında yayımlandı”

Bezgin Bekir’in ilk olarak Limon dergisinin ilk sayısında yayımlandığını hatırlatan Akgün, karakterin ilk gününden itibaren çok sevildiğini söylüyor. Belki de bunun nedeni hepimizin Bekir’de kendimizden parçalar bulması. Akgün de aynı fikirde... Üstelik bunun örneklerini de yaşamış. Akgün “Aramızda çok Bezgin Bekir var. Çok duyduğum bir şey bu: ‘Bizim evde de var’ diyorlar. Ya da ‘Ben de öyleyim’, ‘Babam, en yakın arkadaşım aynı öyle’ diye anlatıyorlar” diyor ve devam ediyor: “Benden de çok fazla parça var Bezgin Bekir’de. Bir yandan çize çize de ona benzedim.”

Haberin Devamı

Heykelin yaratıcısı Yunus Tonkuş ise “Tuncay beyle ben aşağı yukarı aynı yaştayız. Karikatürlerin en önemli çağını yaşadım ben de” diye başlıyor sözlerine. Bu yüzden Bezgin Bekir’e özel bir yakınlık hissettiğini anlatıyor. “Fakat” diyor: “Karikatürün heykele dönüşmesi zor olur hep. Sevecenliği ve espriyi yakalamak lazım. O çizgi karakteri bilmeyen bir insan bile onun bir karikatür karakterinin heykeli olduğunu anlamalı.”

Yunus Tonkuş heykelleri Tonkuş Atölyesi olarak hazırladıklarını da özellikle belirtiyor; “Arkadaşlarıma haksızlık etmek istemem. Beraber çalışıyoruz. Sadece son karar bana ait” diyerek. Bezgin Bekir heykelinin bütünün bir parçası olduğunu söyleyen Tonkuş bir sonraki heykelin Avanak Avni’ye ait olacağını söyleyerek karakterin hayranlarına müjde veriyor.

“Avanak Avni de geliyor”

Tonkuş’a göre bir heykelin başarılı sayılması için iki önemli şey var. Birincisi, malzemesinin kalıcı olması. İkincisi, insanla sanat arasındaki mesafeyi ortadan kaldırması. “Kamusal alanlara insana yakın eserler konmalı. Bu insanları sanata yaklaştırır. Sanatın uzanılabilecek, dokunulabilecek uzaklıkta olması gerekiyor. İnsanların selfie çektireceği bir heykel olmalı bence. Bu sanatla insanların arasındaki mesafeyi ortadan kaldırır” diyor Tonkuş.

Haberin Devamı

Akgün ise kamusal alanda sanat meselesinin Türkiye’de sıkıntılı olduğunu anlatıyor: “Ben bir güzel sanatlar öğrencisiydim. O zamandan beri takip ediyorum. Hem politik nedenlerden ötürü hem de sadece vandalizmle alakalı tahripler yaşandı. Oysa heykeller en güzel şehir mobilyasıdır. İlhan Koman’ın ‘Akdeniz’ heykeli bile, ki bir başyapıttır, tahrip edildi. Bir taraftan da kamusal alanlara heykel yerleştirmek hem sanatçı hem de onu destekleyen kurumlar için zor. Çünkü ciddi bir yatırım istiyor ve korumak da zor. Bu ciddi bir sorun.”