Cumartesi "Babam 'Oğlum çok güzel böğürüyorsun' diyor"

"Babam 'Oğlum çok güzel böğürüyorsun' diyor"

17.06.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Hayko Cepkin: "10 yıl önce bu müziğin geleceği yok, aç kalacaksın diyen babam şimdi metalcileri sahiplendi. Eurovision'u bizimkiler kazandı diye seviniyor"

Babam Oğlum çok güzel böğürüyorsun diyor

Şimdilerde ekimde vizyona girecek korku filmi "Araf"ın müziklerini yapıyor. Rock'n Coke Festivali'nde gerçekleştireceği sahne şovunu planlıyor. Cepkin "Siyah saçlarım ve yeni şarkılarım bu festivalde görücüye çıkacak" diyor. Hayko Cepkin rock müziğinin yeni gözdesi. Ev yapımı albümü "Sakin Olmam Lazım"ı çıkaralı neredeyse bir yıl olacak. O, bu sürede rock, barok ve elektronik altyapılı müziği ve dillere destan sahne performansı ile hayran kitlesini giderek genişletti. Kral TV Müzik Ödülleri'nden eli boş dönmedi, En İyi Erkek Rock Şarkıcısı ödülünü aldı. Üçüncü klibi "Fırtınam"ı çekti. Rahmetli halam da ut çalardı. Ama ailede kimse bu işi profesyonelce yapmadı. Evimizde tuşlu, büyük bir çalgı vardı: Dedemin akordeonu. Babamın bana hediye ettiği orgla dedemin çaldıklarını taklit etmeye başladım. Derken kilise korosuna girdim. Dokuz yıl koroda şarkı söyledim. Dedeniz akordeoncu, babanız eski davulcu. Hayatınıza müzik onlar sayesinde mi girdi? Sanırım ufak yaşta beste yapmanın tadına vardım. Bir şeyler yaratmış olmak mutluluk verdi ve devamı geldi. Sonraları profesyonelleşmek gerektiğine karar verdim. Eğitimden nefret ederim ama müziğin eğitiminin alınması gerektiğine inanıyorum. Hemen hemen tüm erkek çocuklarına org alınır. Çocukların hevesi geçince de odalarındaki gardıropların üstüne kalkar o orglar. Siz nasıl vazgeçemediniz çalmaktan? "Ben sinirli adamım, dövmecilik yapamadım" Okulu bitirmek zordu. Bitirsem de bazı kurumların kadro sınavları altı yılda bir açılıyor. O zaman da iki kişiyi falan ancak alıyorlar. Koroya girsem üç kuruş paraya lo, looo diye bağıracaktım. Geçimimi sağlamak için evde öğrencilere piyano ve şan dersleri vermeye başlayacaktım. Böyle bir hayat istemiyordum. Bu yüzden okuldan ayrıldım. Timur Selçuk'un Çağdaş Müzik Merkezi'ne girdim. Bitince Akademi İstanbul'da bir yıl piyano eğitimi aldım. Bu dönemde barlarda DJ'lik yapıyordum. Bir de dövme ustası Ruhsel'in yanında çalışıyordum. Yine de okuduğunuz Mimar Sinan Konservatuvarı Opera Şan Bölümü'ne iki yıl devam edebilmişsiniz. Yok yapamadım. Sinirli adamım ben. Usta makineyi bir kere verdi, baktı sinirden ellerim, kollarım titriyor. "Bırak makineyi, sen sterilizasyona devam et" dedi. Ruhsel'in yanında küçük çekirge olarak dört-beş yıl kaldım. Dövmelerim de onun eseri. Çalışıyordum derken... Siz de dövme yapıyor muydunuz? 1997'de Öztürk'le Alt Kemancı'da. Ardından Ogün Sanlısoy, Aylin Aslım, Koray Candemir, Demir Demirkan'nın klavyecisi oldum. Remiksler ve albüm düzenlemeleri geldi sonra. Sahnede klavye çalmaya ne zaman başladınız? Vallahi baktım yaş kemale eriyor. Demir'e, Aylin'e, Koray'a çalarken grupta en genç hep bendim. Ama aynı işe devam edersem yeni çıkan rock gruplarının içinde eski kaşar olacaktım. "Hayatımı sürdürmek için daha ne kadar klavye çalabilirim ki?" diyerek evde yaptığım kaydı EMI firmasına getirdim. "Bunlar demo. Sizden kayıt imkanı istiyorum" dedim. Ancak "Bu hali güzel" dediler ve hemen bastılar albümü. Albüm yapma fikri nasıl ortaya çıktı? Ben değil de şirket çok pişman oldu. Şarkıların konser versiyonunu gördükten sonra "Keşke böyle bir kayıt yapsaydık" dediler. "Sakin Olmam Lazım"ı evde kaydettiğim için komşular rahatsız olmasın diye adam gibi söyleyemedim, bağıramadım, çağıramadım. İstediğim gitarlar, vokaller yok. İkinci albüm bunları ekleyince tam istediğim gibi olacak. "Stüdyoya girseydim daha iyi bir albüm olurdu" gibi bir pişmanlığınız var mı? "Ortaya karışık bir şeyler" Ortaya karışık bir şeyler yaptım. Klasik müzik eğitimim nedeniyle altyapı barok. Rock'çı kültürden geliyor olmamdan kelli üzerine rock eklendi. Elektronik var çünkü klavye çalıyorum. Türkiye ve Ermenistan'ın halk türküleri sayesinde albümde ağıt da var. Şarkılarımın içinde black metal kalıpları bile bulunuyor. Yaptığınız müziği nasıl tanımlıyorsunuz? İçinde barok müziği de rock da var. Babam 10 yıl önce bu müziğin geleceği yok, aç kalacaksın diye söylenirken şimdi metalcileri, rock'çıları sahiplendi. "Eurovision'u bizimkiler kazandı" diyor. 10 yıl sonra bile olsa "Baba bak gördün mü? İstediğim gibi bir albüm yaptım ve tuttu" diyebilmek güzel. Babam geçenlerde konserime geldi şöyle dedi: "Oğlum çok güzel böğürüyorsun." Aileniz okulu bırakmanızdan ve barlarda çalmanızdan pek hoşnut değilmiş. Albüm çıkarmanızı nasıl karşıladılar? Hoşlarına gitti mi? Şarkılar hazır. Kasımda çıkacak. Bu defa enstrümanlarla adam gibi kaydedilecek. Şirketim "Aman kendi başına bir şey yapma, bu sefer stüdyoyu ayarlıyoruz" diyor zaten. Ama yüzde 70'i yine evde hazırlanacak. Yeni albümünüz ne zaman çıkıyor? "Hatunlara şarkı yaptığımda ortaya berbat şeyler çıktı" Savaştaymışım gibi hissediyorum. Tüm hırsım sahnede ortaya çıkıyor. "Sakin Olmam Lazım" ilk çıktığında parçalarımı aşk şarkıları sandılar. Oysa hiçbiri değildi. Pek çok kimse onların aşk şarkısı olmadığını ancak konserlerimde anladı. Hayatımda bir kez bile bir kadına şarkı yapmadım. Konserinize gidenler sahnede "süper" olduğunuzdan bahsediyor. Orada kendinizi nasıl hissediyorsunuz da bu kadar havaya giriyorsunuz? Yok, ondan değil. Hatun üzerinden yola çıkıp şarkı yapmaya çalıştığım zaman ortaya berbat şeyler çıktı. İlk bestelerim genelde böyleydi. Kötü ve samimiyetsiz. Sonra baktım ki aslında sorun bende. Kendime söylemem gerekenleri şarkı yaptım. Birine çok tutulmadınız diye mi aşk şarkısı çıkmadı sizden? Cepkin "Yeni albümün konsepti korku üzerine. Saçlarımı da konsepte uygun olarak siyaha dönüştüreceğim. Ve uzatacağım" diyor. "Saçlarım siyah olacak"