Cumartesi Bihter’le Behlül’ün ateşli aşkında onun da payı var

Bihter’le Behlül’ün ateşli aşkında onun da payı var

24.10.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:

“Bir İstanbul Masalı”ndan beri “zengin dizi ailelerine” yatak odası kıyafeti hazırlayan Sevinç Ürkmez’in telefonunu artık “Dün gece Bihter’in giydiği gecelikten karıma almak istiyorum” diyen müşteriler çaldırıyor

Bihter’le Behlül’ün ateşli aşkında onun da payı var

Aşk-ı Memnu”nun karakterleri kadar ne giydikleri, saçlarını nasıl yaptırdıkları da artık yakın takipte. Dizide, yatak odası sahneleri attıkça, gecelikler, sabahlıklar da ön plana çıkmaya başladı. Bihter’in dekolte gecelikleri, Firdevs’in gece kıyafetini andıran takımları, Adnan beyin pijamaları, ropdöşambırları...
İzmirli modacı Sevinç Ürkmez bu sahneler arttıkça, İstanbul’a kostüm yetiştirmeye çalışanlardan. “Aşk-ı Memnu”nun gecelik, sabahlık, pijama gibi iç giyim kostümlerini hazırlıyor. “Bir İstanbul Masalı” ile başlayan, “Yabancı Damat” hızlanan televizyon dizilerine koleksiyon hazırlama macerasını, İzmir / Alsancak’ta dün açılan mağazasında konuştuk.
Sevinç Ürkmez’in iç giyim tasarımları o kadar süslü ve göz alıcı ki müşterileri “gece kıyafeti” gibi dedikçe, abiye de tasarlamaya başlamış. Bu şekilde belki de ilk kez sadece abiye ve iç giyim, bir mağazada aynı anda bir arada satılacak. Ürkmez’in müşterileri arasında dizilerin yanı sıra ünlüler hatta muhafazakarlığıyla tanıdığımız pek çok isim de yer alıyor...


Dizilerle çalışmaya nasıl başladınız? Talep onlardan mı geldi?
Aslında benden diyebiliriz. Doğan Grubu’ndan tanıdığım bir yönetici vasıtasıyla Kanal D’ye ulaştım. Arkası geldi. “Bir İstanbul Masalı”yla başlamıştım. Adını beğenmediğim için “Aliye”ye göndermemiştim örneğin. Ama bir baktım sonra dizi tuttu. “Yabancı Damat”a da gönderiyordum. Orada da “Ejder Pijama” dediğimiz takımlar çok ilgi gördü. Niko’nun giydiği pijamalardı... “Papatyam”, “Omuz Omuza”, “Sıla” gibi daha birçok dizi var. Sıla’nın “Sevişmeden Uyumayalım” klibindeki siyah gecelik de benim tasarımım.

“Adnan beyin pijamaları bitti, yenisini gönderin”

“Aşk-ı Memnu”ya nasıl geçtiniz?
Zamanla artık oturdu. Yapımcı firmalar bana ulaşmaya başladı. “Aşk-ı Memnu” da öyle oldu. Benim tasarımlarım biraz şık ve gösterişli olduğu için daha çok zengin karakterlerin olduğu diziler beni arıyor. Yalıda yaşayan, zengin, şık karakterler giyiyor. “Aşk-ı Memnu” karakterleri gibi.

Size sahnelerle ilgili önceden bilgi mi veriyorlar? Nasıl çalışıyorsunuz?
Karakterleri ve sahneleri önceden gönderiyorlar. Sahneye ve karaktere göre tasarım yapıyorum. Karakterin hem fizik hem de kişilik yapısına göre tasarımlar gönderiyorum. Kimi karaktere çok dekolte, daha açık bir şeyler yapmak gerekiyor. Kimi karakterler için de daha kapalı şeyler... Sahneye göre de değişiyor.

Bihter ve Firdevs için neye dikkat ediyorsunuz?
Bazı sahneler için gerçekten çok dekolte gönderiyorum. Bihter ve Firdevs’i düşündüğünüzde birbirinden çok ayrı tasarımlar hazırlanıyor. Adnan beye seçtiğimiz takımlar da onun kişilik yapısına, yaşına uygun şeyler. Onunkileri birkaç tane bir arada gönderiyoruz. Kostüm sorumlusu arıyor, “Adnan
beyin pijamaları bitti. Biraz daha gönderir misiniz?’ diye...

Dizi karakterlerinde gördüğünü isteyenler müşteriler oluyor mu?
İlginç şeyler yaşamaya başladık. Bir gün Antep’ten bir müşteri aradı. Araştırmış ve sonunda bulmuş bizi. “Dün gece Bihter’in giydiği gecelikten karıma almak istiyorum” dedi. Bunun gibi durumlar çok yaşıyoruz. “Yabancı Damat”tan sonra da benzer bir telefon almıştım. “Son bölümde giydikleri takımları eşimle birlikte giymek istiyoruz” demişti.

Bihter’le Behlül’ün ateşli aşkında onun da payı var


“Bülent Ersoy kocasına Niko’nun pijamasından aldı”
Magazin, siyaset dünyasından arayan ünlüler de var mı?
Bir müşterimden Bülent Ersoy’un eşi Armağan’a , “Yabancı Damat” dizisinde Niko’nun giydiği Ejder pijama takımlarından aldığını duymuştum.
Ama diğerlerini mahremiyet olduğu için açıklamak doğru olmaz.

Kapalı, tesettürlü çok müşteriniz var mı? Onların da bu tür talepleri oluyor mu?
İç giyim bütün kadınların ilgisini çekiyor. Kapalı, açık fark etmiyor. Ayrıca iç giyimde tesettüre göre ayrı model de olmuyor. Yani iç giyimin tesettürü yok. Müşterilerimden alışveriş yapan tesettürlü hanımlar da var. Onlar genelde evlerine servis alıyorlarmış.


“Ne kadar süslersen o kadar ilgi görüyor”
Moda, tasarım... Bunlar hep ilgi alanınızda mıydı?
Ortaokuldan itibaren, güzel sanatlar galerisinde resim dersi aldım. Önce resime ilgiliydim. 1982’de Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda Tasarımı Bölümü’nü bitirdim. Okulu bitirdikten sonra tekstil sektörüne girdim. 1990’dan itibaren de Sevinç Ürkmez markasıyla trikolar ve penyeler yapmaya başladım.

Nelere dikkat ediyorsunuz?
Detay, ayrıntı ve kalite çok önemli benim için. Tüm kumaşlarım İtalya’dan. Yüzde yüz ipek ve saten kumaşlar kullanıyorum.
n Başladığınızdan bu yana iç giyim var mı yoksa sonradan mı karar verdiniz?
1999’da tamamen iç giyime yöneldim. Antep, Malatya gibi şehirlerde tek mağazada satış yapılıyor. Ama İstanbul, Ankara gibi birkaç şehirde iki-üç noktada satılıyor.

Tasarımlarınız abiye gibi... Sanki bir davete gidilecekmiş gibi.
Normal gecelik formunda değil benim tasarımlarım. Ne kadar çok süslerseniz o kadar da çok ilgi görüyor. Bizde çeyiz kültürü olduğu için, çeyiz ağırlıklı çalışıyoruz. Antep, Kayseri, Adana, Malatya gibi şehirlerde daha çok süslü, işli, renkli iç giyim ilgi görüyor. İstanbul, İzmir’de daha sade olanlar tercih ediliyor. Ancak birkaç noktada satış yaptığımız yerlerde semtler arasında bile farklılık oluyor. İstanbul’da Nişantaşı’ndaki mağaza ile Kadıköy arasında müşteri tercihi konusunda fark var. Müşterilerim, “Abiye gibi” demeye başlayınca abiye de tasarlamaya başladım. Yeni açtığımız mağazada hem abiye hem de iç giyim bir arada satılacak. Kızım Sena abiye bölümümüzle ilgilenecek.