Cumartesi "Bülent Ersoy, Huysuz Virjin'in yeni versiyonu"

"Bülent Ersoy, Huysuz Virjin'in yeni versiyonu"

21.04.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ünlü modacı Canan Yaka: "Bülent Ersoy bugüne kadarki sanatçılar arasında giyimi en iyi bilenlerden biriydi. Bu konuda seyirciye saygı duyar ama herhalde çok yanlış yönlendiriliyor"

Bülent Ersoy, Huysuz Virjinin yeni versiyonu

axcum011.jpg Canan Yaka 57 yaşında ama göstermiyor. "Bu iş hayatı beni ayakta tutuyor" diyor. O da az uyuyanlardan, gecede üç saat. Beş dakika bulmaca çözer, beş dakika uyurmuş. Eşi Ergin Tanca'nın da bir ayakkabı butiği var. Ergin bey tanıştıkları günün ertesinde ona şu sözlerle evlenme teklif etmiş: "Sen flört edilecek ve bunu kabul edebilecek bir kadın değilsin. Evlenelim. Mutlu olmazsan ayrılırız, seni üzmem." Canan hanıma bu mantıklı gelmiş, tanışmalarının üçüncü gününde Ergin beyle evlenmişler. 16 yıldır evliler. Zevkleri birbirine çok uyuyormuş. Birlikte alışverişe çıkar, ayakları şişene kadar dolaşır, birbirlerine yemek yapar, sofra süslerlermiş.Canan Yaka'nın atölyesi ev ortamı gibi: "Atölyeme gelen kendini evine gelmiş gibi hisseder, çok iyi ağırlanır. Diktirsin ya da diktirmesin, hiç önemli değil. Mühim olan orayı ziyaret etmiş olması. Muhabbet güzeldir, saygı sonsuzdur." En eski elemanı 57, en yenisi ise 29 yıllık. Anlayacağınız çalışanların memnuniyeti maksimum seviyede. Yaka'nın mağazasını kızı Aslı Ural yönetiyor. Ondan bayrağı ne zaman devralacağını sorduğumda "Annem çok genç ruhlu bir kadın. Daha çok var" dedi. Buradan anlaşılan daha Canan Yaka'nın ismini çok duyacağız. Canan Yaka ile sabah saatlerinde dükkanında buluştuk. Köpeği Tin Tin'le girdi içeri ve mağazadaki personel Canan hanımı unutup köpeğe tezahürat yapmaya başladı. Sonra sahibi onu kucağına alıp sevmeye başladı: "Benim bir tane yavrum. İyi ki doğurmuş annesi onu." Tin Tin'in penye elbisesi üzerine bol geliyormuş, hemen içeri götürüldü ve kırmızı Gucci elbisesiyle geri geldi. Evet, ismim Nazlı Cenan. Cenan ceninin çoğulu. Daha çok erkek ismi. Babam benim erkek olmamı istediği için adımı Cenan koymuş. Ama çok nadir bir ad olduğu için kimse Cenan demiyor. Akşama kadar da 100 kişiye "Öyle değil, böyle" demektense Canan'ı kabul ettim. İsminizi Canan olarak bilmemize rağmen aslında isminiz Cenan, değil mi? Ben onun kadar olamam ama politik düzeydeki kişilerin hepsiyle dostluğum var. Her çevreden dostum var. Kendi saygınlığımı koruduğum müddetçe onlar da beni sayıyor. Oturduğum, kalktığım yere, görüştüğüm insanlara, yaşamıma, konuştuğum lafa çok dikkat ederim. Bunları da kendimi çok zorlayarak yapmıyorum. Zaten öyle bir aileden geldiğim için bu bizim hayatımızda çok normal olmuş. Prensipli yaşıyorum. Onun için de o dengeler bozulmuyor. Cemiyetteki, politik düzeydeki ahbaplarımın benimle paylaştıkları önemli şeyler varsa onlar benimle mezara kadar gider. Anneniz terzi Mualla Türkiye'deki siyasetçilerden yeraltı dünyasına kadar herkesle ilişkisi olan devlet gibi bir kadınmış. Bu miras size kaldı. Siz bu ilişkileri nasıl dengede tutuyorsunuz? Kötü gün dostuyumdur. İyi günde yokumdur. Hastalıktı, ölümdü, zor durumdu... İlk kapıda beni görürler. Dostlarım da benim işim. Onlara yardım edebilmek beni çok mutlu ediyor. Peki neden başkalarıyla değil de hayatlarını sizinle paylaşıyorlar? Atölyesi Mısır Apartmanı'ndaydı. İlk taşındığında bütün önemli kürkçüler ve atölyeler oradaymış. "İki yıl asansörün benim katımda durmasını bekledim. İki yıl sonra hep benim katımda duruyordu asansör, başka katta durmuyordu" derdi. Bizim atölyeye geldiğin zaman Türkiye'nin önde gelen insanlarını tanıyabiliyor, dostluklar kurabiliyordun. Oraya gelmek özellikle sahne sanatçıları için çok önemliydi. Annemin beğendiği ve "Bu bir şey olacak" dediği kişiler de muhakkak sanatta en üst seviyeye gelmiştir.Uzun seneler orada çalıştı. Sonra Beyoğlu yozlaştı, müşterinin gelip gitmesi zorlaştı. Benim ısrarımla Nişantaşı'na taşındık. Ondan sonra da zaten annem pek çalışmak istemedi. Belki de çok verici olduğundan dostlarına küsmüştü. Annemle benim bir hatamız var; biz tüccar değiliz, sanatçıyız. Annem hayatı boyunca paraya hiç değer vermedi. Annenizin atölyesinde nasıl bir ortam vardı? "Artık eskisi kadar çok sanatçılarla çalışmıyorum" Çok zor. Pek ayarlayamıyoruz onu. Dostundan para talep etmek çok zor. Ama dostum olan müşterilerimin yüzde 70'i de beni hiç üzmemiştir. Karşılıklı bir anlayış bu. Para işini nasıl çözüyorsunuz? Müşterilerinizin çoğu artık eşiniz dostunuz olmuştur. Artık eskisi kadar çok sanatçılarla çalışmıyorum. Bakış açıları değişti. Eskiden sanatçılar daha zor bir yerlere geliyordu. Kendini ispat etmesi, iyi bir gazinoya girmesi bu kadar kolay değildi. Onları beğenenlere çok saygı duyuyorlardı. Saçlarıyla, kıyafetleriyle, makyajıyla o insanlara saygılarını gösteriyorlardı. Şimdiki gençlik ne giyimine ne saçına başına bakıyor. Kendilerine göre bir imaj tutturuyor, ikinci şarkıda kayboluyorlar.Bugünkü sanatçılarla çok uğraşmamaya çalışıyorum. O zamanlarda "Eti senin kemiği benim" denirdi, birini sıfırdan alıp yetiştiriyordun. Şimdikiler zaten laf dinlemiyor. Parası olan ya da bir yerden para bulan hemen albüm yapıyor, oradan buradan üç-beş elbise buluyor. Yıllarca birçok sanatçıyı siz giydirdiniz. Bu devam ediyor mu? "Kıyafeti giyenin oturacağını düşünerek yapmak lazım" Çok abartılı. Ondan hoşlanıyor ama Huysuz Virjin'in yeni versiyonu gibi oldu. Bülent Ersoy sanatçılar arasında giyimi en iyi bilenlerden biriydi. Herhalde çok yanlış yönlendiriliyor. İnsanların oturdukları bir ortamda giyeceği kıyafetler farklıdır. Balenli, içi sıkı korsajlar giyiyor. Bu tip şeylerle oturduğunuzda göğüsler yukarı çıkar, vücudunun proporsiyonu bozulur. O kıyafeti giyenin saatlerce oturacağını düşünerek yapmak lazım. Bülent Ersoy'un "Popstar Alaturka" programındaki kıyafetleriyle ilgili ne düşünüyorsunuz? Evet. Kız arkadaşlarım da var ama erkekler daha çok. Kendime kadın arkadaş bulurken daha seçici olurum, erkeklerden korkmam. Kadınlardan korkarım. Kadınlar belli bir yarış içinde. Erkek hiçbir zaman seninle sürtüşmeye girmez. "Kadınların birbirine daha çok kötülük getireceğine inanırım. Bir kadın eğer ben çok mutluysam kıskanır, hüzünlüysem sevinir. Giyimimi de kıskanır. Kıskanır da kıskanır" demişsiniz. Erkeklerle aranız daha mı iyi? "Nükhet Duru ve Hülya Avşar'ın ucuz şey giyme merakı var" Gülben Ergen'i çıktığı günden beri giydiriyorum. Artık kızım gibi. Muazzez Ersoy'u giydiriyorum. Dostluğu çok sağlam. Geçmişte Bülent Ersoy'dan tutun Nükhet Duru, Seda Sayan, Emel Sayın, Sibel Can ve Muazzez Abacı'ya kadar giydirmediğim sanatçı yok. Sosyeteden Şahenkleri, Çarmıklıları, Türkiye'nin en elit tabakasını giydiriyorum. Müşterilerim genelde Museviler ve onlara hizmet vermekten çok keyif alırım çünkü onlar kaliteyi ve emeği çok iyi bilir. Şu sıralar kimleri giydiriyorsunuz? "Ajda çok kötü giyiniyor" Çok kötü giyiniyor. Sahne kıyafetleri felaket. O senelerce Türkiye'deki kadınların idolü olmuştur. Demek ki Ajda Pekkan zamanında giydiklerine yalnız başına karar vermemiş. Onu birileri o kaliteye getiriyormuş. Sanatçıların yüzde 90'ı meşhur olup kitleyi arkalarından sürükledikten sonra "Ben ne yapsam herkes kabul eder" diye düşünüyor ama Türk halkı aptal değil. Ajda'nın böyle yapması beni üzüyor. Ne saçı güzel ne başı güzel ne giydiği güzel. Yıllarca Ajda Pekkan'ı giydirdiniz ama son dönemde... Emine hanımı hiç takip etmedim. Giydikleri hiç dikkatimi çekmedi. Nükhet Duru'nun kendi tarzı bu. Dedim ya, ucuz etin yahnisi yavan olur. Bu işlerin ucuzu olmaz. Hem Hülya hanımın hem de Nükhet hanımın ucuz şey giyme merakı var. Türkiye'nin en kötü giyinen kadınları olarak Hülya Avşar, Nükhet Duru ve Emine Erdoğan işaret ediliyor. Sizce de öyle mi? "Kadının çok çıplak giyinmesi hoşuma gitmiyor" Tutuculuğumdan değil ama kadının çok çıplak giyinmesi hoşuma gitmiyor. Göğüs ya da sırt dekoltesi olsun ama kuyruk sokumuna kadar açılmış ya da göğüsleri top gibi dışarıya fora olmuş şekilde giyinen işadamlarının eşlerini tasvip etmiyorum. Bizde her şey abartılı, her şeyi yozlaştırarak yapıyoruz. Dekolte dikmeyi seviyor musunuz? Spor abiye giyimi seviyorum. Biz artık özel günlere hitap eden atölyeler olduk. Ben sade tuvaletleri tercih ediyorum. Genelde yaptığım bir kıyafeti gören "Bunu Canan dikti" diyebiliyor. Kendime has bir stilim var. Ne tarz kıyafetleri beğeniyorsunuz?