Cumartesi Âdetsiz bir yaşam mümkün mü?

Âdetsiz bir yaşam mümkün mü?

27.05.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Doğum konrol ilaçlarının bazı kadınlarca âdet döngüsünü engellemek için kullanılması tartışma yarattı. Kimi âdet görmeyi gereksiz bulurken, Türk doktorlar bunun tersini düşünüyor

Âdetsiz bir yaşam mümkün mü

"Opsiyonel âdet görme", Amerika'da son ayların en çok tartışılan konularından biri. Seasonale, Ortho Evra, Depo-Provera ve onay bekleyen Lybrel ile Implanon gibi uzun süreli etki eden doğum kontrol ilaçları, âdet görmek istemeyen kadınların da tercihi haline geldi. Adı Stephanie Sardinha. 22 yaşında ve 17 yaşından beri âdet görmüyor. "Kesinlikle yaptığım en iyi şeylerden biri" diyen Sardinha, Nuvaring isimli doğum kontrol aracını kullanıyor. Spirali üç haftada bir çıkarması ve âdet görmesi gereken Sardinha, bunun yerine üç haftanın sonunda yenisini takarak âdet görmüyor. Washington Üniversitesi doktorlarından Leslie Miller "Doğum kontrolü uyguladıktan sonra âdet görmenin de bir lüzumu yok" diyor ve kurduğu www.noperiod.com sitesinde günümüz kadınlarının hayat şartları yüzünden, annelerine göre çok daha fazla âdet gördüğünü anlatıyor. "Is Mensturation Obsolete" ("Reglin Modası Geçti mi?") kitabının yazarı Dr. Sheldon Segal da âdet görmenin önünün kesilmesi halinde kadınların âdet öncesi sendromları yaşamayacağını iddia ediyor.Peki âdet görmek kadın fizyolojisi için yararlı değil mi? Âdet görülmemesi halinde kadınlarda farklı sıkıntılar ortaya çıkmaz mı? Türk kadınları bu yeni gelişen ilaçlar ve yöntemlere ne kadar sıcak bakıyor? Uzmanlar ilk kez 1960'ta geliştirildikten sonra düğün, spor etkinlikleri, seyahat gibi dönemlerde âdet görmemek için de başvurulan doğum kontrol ilaçlarının kullanımındaki bu yeni eğilimi değerlendirdi... Uzmanlar değerlendirdi "Bizim kültürümüzde yaygınlaşmaz" Âdet görmemek, psikolojik olarak PMS'ye (Âdet öncesi sendromu) iyi gelebilir. Âdet görmemenin şu ana kadar bilinen bir zararı yok ama teorik olarak şöyle zararlar olabilir: Meme kanserinde östrojenin rolü kesin. Bu ilaçlar da progesteron içeriyor. Ama son yıllarda progesteronun da kansere etki edebileceği, miyomları büyütebileceği gibi şüpheler doğdu. Benzer uzun vadeli doğum kontrol ilaçları Türkiye'de kullanılıyor. Depo-Provera'yı, doğum kontrolü için üç aylık iğne olarak veriyor ve "Her iki kadından biri bu iğneyle âdet görmüyor" diye uyarıyoruz. Hastalarımızın yüzde 90'ı da bunu duyunca ilacı istemiyor. Depo-Provera, bilhassa emziren anneler ve Türkiye için iyi bir korunma yöntemi olsa bile insanlar bu ilaçtan huzursuzluk duyuyor. Anladığım kadarıyla Amerikan kültüründe âdet görmemek, bizim toplumuzda ise âdet görmek iyi. Amerikalılar kariyerleriyle daha ilgili olduğu için onları engelliyor diye düşünüyorum. Ama âdet görmeyi engelleyen ilaçların bizim toplumumuzda yaygınlaşması zor. En azından, "Pis kanın vücutta birikmesi" gibi yanlış bir inanış var. "Uzun vadeli sonuçları beklenmeli" Halihazırda kullanılan doğum kontrol hapları âdet miktarını zaten azaltır, hatta bazılarında bir-iki gün âdet görülür. Bu ilaçlar küçük dozlarda östrojen ve progesteron hormonları içerdikleri için, kesildiklerinde belli belirsiz bir âdet görmek doğaldır. Depo-Provera gibi ilaçlar kullanıldıkları zaman rahim duvarını oldukça inceltiyorlar. Tamamen progesteron hormonu içerdikleri için ince bir tabaka oluşturarak âdeti kesiyorlar. Tabakanın kalınlaşması için gereken östrojen bunlarda yok. Amerikalı kadınlar benzeri uzun dönemli doğum kontrollerini konforlu buluyor olabilir ama bunun sağlık üzerinde olumlu bir etkisi yok. Çünkü her ay yumurtlama olması, âdet düzeninin muntazamlığı oldukça faydalı. Dolayısıyla üç-dört ayda bir suni şekilde âdetlerin geciktirilmesini tasvip etmiyoruz. Bir kadının fizyolojisine, normal hormon salınım düzenine aykırı bir uygulama yapılıyor. Diğer hormonları bastırarak, hormon sisteminin doğal çalışma düzenini bozuyorsunuz. Yani beyinden itibaren tüm mekanizmaları olumsuz etkiliyorsunuz. O yüzden âdet düzeninin bu şekilde bozulmasını tasvip etmiyoruz. Bunları kestikten sonra hasta düzenli âdet görmeye devam edecek mi, yumurtlama normale dönecek mi? Bunların vücut üzerindeki uzun vadeli sonuçlarını beklemek, görmek gerek. "İlaç kullanımı isteğe göre olmaz" Enjeksiyonlar, cilt altına takılan aletlerle uzun süreli doğum kontrolü yıllardır yapılıyor. Bunların âdet sancılarını kesmesi, kansere eğilimli gruplarda kanseri önleme gibi faydalarının yanı sıra sivilcelerin artması, cilt yağlanmaları ve düzensiz âdet gibi istenmeyen etkileri de olabiliyor. Bu ilaçlar azaltılmış dozdadır ve şu andaki doğum kontrol haplarının uygun kişilerde kullanıldığında yan etkileri çok azdır. Uzun süre kullanıldığında yumurtlama problemleri ve âdet düzensizliklerine neden olabilir. Özellikle ailesinde meme kanseri olanlar, rahminde ur olanlar, karaciğer, böbrek hastalıkları ve pıhtılaşma problemleri olanlar doğum kontrol haplarını uzun süre kullanmamalı.Uzun süreli doğum kontrol ilaçlarının âdet ağrısı gibi nedenler için kullanılmasını uygun bulmuyoruz. İlaç kullanımı kişilerin isteğiyle değil, bilimsel veri ve gerçeklere göre olacaktır. Türkiye'de veya dünyada bunu ağrılar için kullanan kadınların oranı yüzde üçtür. Ve şu anda âdeti keyfen engellemek gibi bir gidişat da yok. Kadın cinsi tabiat tarafından âdet görmek üzere organize edilmiştir. Bunun bir gereği vardır. Normal giden bir şeyi gereksiz bir nedenle ortadan kaldırmak tıbbi yönden desteklenmez. Ancak faydalıysa, doktor takibinde uygulanabilir.