Cumartesi ‘Dil sınavı yapmak yerine keşke İstiklal Marşı’nı söyletseler’

‘Dil sınavı yapmak yerine keşke İstiklal Marşı’nı söyletseler’

14.01.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

İngiliz müzik grubu deyince aklınıza The Smiths, Depeche Mode, Coldplay falan geliyor olabilir ama Ölüdenizli Yarenler’i de yabana atmamak gerek. David Groom, Stuart James, Jenny Lewington, Shirley Vaughan ve Margaret McAloon “ikinci vatanımız” dedikleri Ölüdeniz’e sakin bir yaşam özlemiyle geldiler.

‘Dil sınavı yapmak yerine keşke İstiklal Marşı’nı söyletseler’

Onlara her zaman çok içten davranan komşularıyla daha iyi anlaşabilmek için Türkçe öğrenmeye karar verdiler. İşte ne olduysa bundan sonra oldu. Ölüdeniz Belediyesi Sanatevi Müdürü Coşkun Karabulut’la tanıştılar ve
o gün bugündür sahnedeler. Şimdi yerleştikleri ülkenin kültüründe önemli bir yer tutan türküleri büyük bir hevesle seslendiren grup üyeleri ayrıntı vermeseler de şimdilerde İbrahim Tatlıses’e küçük bir sürpriz hazırlığında olduklarının müjdeliyorlar.

Haberin Devamı

* Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

David Groom: Hepimiz emekliyiz. Ben dinler tarihi öğretmenliği yaptım. Stuart kuaförlükten emekli oldu. Genny yüksek mahkemede memurdu. Shirley banka emeklisi. Biz dördümüz İngiliziz. Margaret İskoç. O da bir dergide editörlük yapıyordu. Kendi ülkemizde yıllarca çalışıp emekli olduktan sonra sakin bir hayat yaşamak için Türkiye’ye yerleşmeye karar verdik. Ölüdeniz’e daha önce tatil amacıyla gelip beğenmiştik. Çok yoğun çalışma hayatından sonra sakinliği seçmiştik ama ülkemizde sıradan insanlarken burada kendimizi televizyon programlarında bulduk.

* Repertuvarınızdakiler içinde en çok sevdiğiniz türkü-marş hangisi?

Margaret McAloon: Bütün türküleri severek seslendiriyoruz ama İstiklal Marşı’nı söylerken çok heyecanlanıyoruz.
David G.: Türk vatandaşı olmak için müracaat etmiştik. Bizi dil sınavına alacaklar. Ama dil sınavı yerine marş söyletirlerse sınavı kesin geçeriz.

* Hangi oyunu öğrenmek en zoruydu?

Stuart James: Çökertme oynamak zor oldu bizim için. Çöküp kalkmak zor oluyor. Bazen çöktüğümüzde kalkamayacağız diye endişeleniyoruz.
Shirley Vaughan: Bir ara Coşkun beye kanıp kolbastı oynamıştık. Neredeyse kalpten gidecektik.

* Yakınlarınız böyle bir grupta performans sergiliyor oluşunuzu nasıl karşılıyorlar?

Shirley V.: Bu yaşta oynayıp zıplayarak türkü söylediğimizi televizyonda gören torunlarım çıldırmış olduğumu düşünmüşler.

Haberin Devamı

Coşkun Karabulut: “Bir şarkıyı yaklaşık 10 günde söylemeyi başarıyorlar”

* Ölüdenizli Yarenler grubunu kurmaya ne zaman, nasıl karar verdiniz?

2006’da bölgede yaşayan yabancılar için Türkçe ve halk oyunları kursları açmıştık. Kısa zamanda Çayda Çıra, Çökertme gibi oyunları öğrendiler. Ben de “Kiziroğlu” ve “Deli Kız Sinin Geliyor” türkülerini öğrettim. Gösterileri çok beğenildi. Televizyon kanallarının da ilgisini çekmiştik. TRT Haber Anadolu program yapımcısı Cevdet Cantürk grubun ismini Ölüdenizli Yarenler koydu.

* Şarkıları nasıl öğreniyorlar?

Yaklaşık altı yıldır grubun yöneticiliğini yaptığım için hangi türkünün İngiliz aksanına göre daha rahat söylenebileceğini tahmin ederek çok sayıda türkü içinden seçmeler yapıyorum. Bir ön çalışma yapıyorlar. Saz ekibimiz olmamasına rağmen hepsinde çok iyi müzik kulağı olduğu için bir şarkıyı 10 günde falan söylemeyi başarıyorlar. Aralarında 77 yaşında olanlar var. Canla başla türkülerimizi söyleyerek, oyunlarımızı oynayarak yaşama sevinci buluyorlar.

Yazarlar