Cumartesi Dünya estetikçileri ilk iki sıraya Türk doktorları koydu

Dünya estetikçileri ilk iki sıraya Türk doktorları koydu

22.03.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Uluslararası Estetik ve Plastik Cerrahi Derneği iki yılda bir dünya kongresi düzenliyor. Geçen ayki kongreden iki Türk cerrah ödülle döndü. Elektronik bildiri dalında birinciliği Doç. Dr. Reha Yavuzer, ikinciliği Op. Dr. Tunç Tiryaki kazandı

Dünya estetikçileri ilk iki sıraya Türk doktorları koydu

Geçen ay düzenlenen Uluslararası Estetik ve Plastik Cerrahi Derneği’nin 19’uncu Dünya Kongresi‘ne yüzlerce estetik cerrah katıldı. Doç. Dr. Reha Yavuzer ve Op. Dr. Tunç Tiryaki bu kongreden ödülle dönen Türk cerrahlar oldu. Avustralya’nın Melbourne şehrinde gerçekleştirilen kongrede, 350 elektronik bildiri arasında birincilik ödülünü Yavuzer, ikincilik ödülünü ise Tiryaki aldı. Ödüller kongreye katılan 1200 katılımcının ve bilimsel bir heyetin oylarına göre verildi.
Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrah Dr. Yavuzer, Gazi Üniversitesi’nde görevli. En iyi bildiri ödüllerinden birinciliği ona “Türkiye’deki Estetik Cerrahi Hastalarının Bireysel ve Sosyal Motivasyonları” isimli çalışma kazandırdı. Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. Tiryaki ise ikinciliği “endolift” üzerine yazdığı bildiri ile aldı.

Haberin Devamı

“Cuma günü ameliyatı yapıyoruz. Hasta pazartesi günü işe yeni burnuyla gidiyor”

Size ikincilik ödülünü getiren bildiri endolift üzerineydi. Endolift nedir?

Yüz germede önceden deriyi keserek açıyor, dokuları yukarı doğru çekiyor ve kemiğe dikiyorduk. Mekik dediğimiz bir iğneyle yapılan endoliftte ise deriyi kesmeden küçük bir delikten giriyoruz. Dokuları yukarı doğru çekiyoruz. 

Siz bu tekniğe nasıl bir yenilik getirdiniz?

Tekniği ben bulmadım ama gelişmesine katkıda bulundum. Cihazı geliştirdik. Memede, dudakta ve popoda kullanmak üzere farklı boylarda cihazlar ürettik. Ayrıca kullanım alanını genişlettik: Popo ve burun. Dünyada endolift yöntemiyle burun kaldıran tek kişi benim.
Kemiğinin yapısı düzgün olan hastalarda artık kemiğin kırılmasına gerek kalmıyor. Deriyi hiç kesmeden, burnun ucundaki kıkırdağı yukarıya, burun kemiğinin zarına asıyoruz, yani dikiyoruz. Burnun ucu yukarıya doğru kalkıyor ve daralıyor. 10 dakikalık bir operasyon bu. Hasta iki gün burnuna flaster koyuyor, üçüncü gün çıkarıyor. Cuma günü ameliyatı yapıyoruz. Hasta pazartesi günü işe yeni burnuyla gidiyor. 

Haberin Devamı

Etkisi ne kadar sürüyor?

İki ile dört yıl arasında değişiyor.

“Kanserli hastalara kök hücreden yeni meme yapılıyor”

Endoliftin başarı oranı hangi bölgelerde daha yüksek?

Burun, yanak ve boyunda mükemmel sonuçlar alıyoruz. Kaş ve alında hâlâ mükemmeli yakalayamadık. Kaş ve alın için botoksu tercih ediyorum. 

Endolift hangi yaştaki hastalar için daha uygun bir yöntem?

İki yıl öncesine kadar 40 yaşında bir hasta geldiğinde, “Sen yeteri kadar sarkmamışsın. Bir beş yıl sark, öyle gel” diyorduk. Bu yöntem problemleri yeni başlamış, önceden cerrahi müdahale yapamadığımız hastalar için çok ideal. Ayrıca çok doğal görünüyor, hastanın yüzü estetik yaptırdım diye bağırmıyor. 

Dezavantajı var mı?

Var. Yüz germe ile karşılaştırıldığında o kadar etkili değil. Yüz gerdiren bir hastayı 10-15 yıl öncesine götürebilirken endoliftte altı-sekiz yılla sınırlı kalıyoruz. 

Kök hücre yöntemi konusunda çalışan dünyadaki 10 klinikten biri olduğunuzu söylüyorsunuz. Bu yöntem özellikle hangi hastalarda kullanılıyor?

Haberin Devamı

Kök hücre en çok iki organda var: Kemik iliği ve yağ. Yağdaki kök hücre sayısı kemik iliğinin 500 katı. Yeni teknoloji ile ince bir iğneyle girip yağ alıyorsunuz. Kök hücreleri ayırdıktan sonra yüzde yağ dokusu eksilmiş olan kişilere naklediyoruz. Japonlar memesi alınmış kanserli hastalara kök hücre sayesinde tekrar meme yaptılar ve çok başarılı oldular. Çok yakın gelecekte meme problemlerinde biz de kliniğimiz Cellest’te bu yöntemi kullanmayı planlıyoruz.

“Erkekler yakışıklılık değil, dinamik ve genç bir imaj istiyor”

 Makalenize adını veren araştırmayı yaparken amacınız neydi?

Bu, Gazi Üniversitesi Plastik Cerrahi Bölümü ve Bilkent Üniversitesi İşletme Bölümü’nün ortak bir çalışmasıydı. Bilkent Üniversitesi’nde doktora yapan Berna Tarı ile birlikte hasta davranış biçimleri üzerine araştırmalar yürütüyoruz.
Estetik ameliyat olmak için bana gelen hastaların motivasyonunu öğrenmek istedik. Acaba neden burnunu ya da memesini yaptırmak istiyor? Amacı kendini güzelleştirmek mi, bir ünlüye benzemek mi yoksa yeni görüntüsüyle işinde terfi etmek mi?   

Haberin Devamı

Çalışma ne kadar süreyi ve hastayı kapsıyor?

Yaklaşık iki yıldır süren bir çalışma. Veriler 800-900 hastanın gözlemine, 250 hastanın iki saatlik mülakatına dayanıyor. Araştırma 18-85 yaş arasındaki hastaları kapsıyor. 

Araştırmanın sonunda nasıl veriler elde ettiniz?

Estetik cerrahi ameliyatlarına başvuranlar başvuru nedenlerine göre dört gruba ayrılıyor. Birinci grup hasta ideal bir görünüme sahip olmak istiyor. Kafalarında ideal bir figürü yakalamayı hedefliyorlar.

“Herkes Angelina Jolie ve Brad Pitt’e benzemeye çabalıyor”

 “Onun gibi” olmak istedikleri kişiler kimler?

Benzemek istedikleri kişiler Amerikalılar veya Avrupalılar. Kalkıp da “Japona veya Araplara benzemek istiyorum” diye gelen çıkmadı. Medyanın pompaladığı Batı toplumu ünlülerine benzemek istiyorlar. Erkekler Brad Pitt, kadınlar Angelina Jolie gibi olmak istiyor. Bu gruptaki hastalar dönemin seks simgesi kimse ona benzeme amacıyla geliyor.

Haberin Devamı

 Diğer gruptakiler neden estetik cerrahların kapısını çalıyor?

İkinci gruptaki hastalar normal olmak istiyor. “Kazma gibi bir burnum var” ya da “Hiç göğsüm yok” gibi şikayetleri oluyor. Üçüncü gruptakiler 40 yaşın üstünde. Yıllar içerisinde kaybettiklerini geri istiyorlar. “20’lerimde göğüslerim füze gibiydi, tekrar öyle olmak istiyorum” diyorlar. Dördüncü gruptakiler ise her şeyi kontrol etmek isteyenler. Amaçları vücutlarındaki değişiklikleri düzeltmek. 

“Haute couture hizmet sunmalıyız”

Estetik ameliyat olanları kategorilere ayırmanız neyi fark etmenizi sağladı?

Hekim-hasta iletişiminin önemini. Karşı tarafı dinlemeden, arzularını, beklentilerini analiz etmeden ameliyat yapmamak gerektiğini gördük. Estetik cerrahların hastanın isteğine göre spesifik, haute couture bir hizmet sunması gerekiyor. Siz teknik olarak mükemmel bir ameliyat yapsanız da sonuç hastayı memnun etmeyebiliyor. “Elimde bir şablon var, bunu Ayşe’ye de, Fatma’ya da Ahmet’e de uygulayayım” demekle olmuyor. 
Mesela sadece normal görünmek isteyen birini Angelina Jolie’ye benzetirseniz ameliyattan memnun kalmıyor. Ya da tam tersi Angelina Jolie olmak isteyen birini normal yaptığınızda hoşuna gitmiyor.  

 Erkeklerle ilgili sonuçlar neyi gösterdi?

Araştırma yaptığımız grubun yüzde 10-15’i erkekti. Erkek hastalar genellikle sosyokültürel açıdan üst düzeyde. Yöneticiler, müdürler, bürokratlar... Yakışıklı olmak derdinde değiller. Genç görünmek istiyorlar. Karşı taraf üzerinde dinamik bir imaj bırakmak için bize geliyorlar.