Dünya meğer elmas kaynıyormuş!

Sevdiğimiz insanlara kıymetli olduklarını ifade etmenin en keyifli yoludur hediyeler… Hediyenin kıymeti, insanın kalpteki değerini gösterir. Peki nedir bir hediyeyi kıymetli yapan? Kimileri için pahalı olmasıdır... Kimileri içinse parasının hiç önemi yoktur. Hediyenin duygusu ve niyeti, değerini belirler. En kıymetlisi, bir insanı ne kadar iyi anladığınızı ve tanıdığınızı gösterenlerdir... Bir de tabii ki nadir bulunanlar...

Hediye seçmek bir sanat... Elbette göz zevki olanlar bu konuda önde. Peki estetik duygusu iyi olmayanlar ne yapsın? Neyse ki dünya gezegeni bu konuda oldukça bereketli bir yer. Toprağın altında ve üstünde hem nadir bulunan hem de göz alıcı güzellikte nice cevherler saklı… Kıymetli madenlerin en meşhuru elmas yani mücevhere dönüşmüş haliyle pırlanta, binlerce yıldır zenginliğin ve zarafetin sembolü...

Bir madeni kıymetli yapan şey, nadir bulunuşu ve onu işleme marifetidir. Elmas, çok yüksek sıcaklıklarda sıkışmış saf karbondan meydana gelen son derece sert bir maden. Kömürden oluştuğu düşüncesiyse yalnızca bir efsane... Kömürden milyonlarca yıl evvel, gezegenin doğuşu sırasında merkezde sıkışan karbon elementinden oluştuğu düşünülüyor. Elmas, dünya üzerinde yalnızca belirli coğrafyalarda ortaya çıkıyor ve yekpare büyüklüğüne göre değerleniyor. İşlemesi çok zor ve ustalık istediğinden, mücevher haline geldiğinde kıymeti daha da artıyor. Mücevher sektörü, bu ışıltılı taşın sevginin değerini gösterdiği konusunda herkesi ikna etmiş durumda. Siz de böyle düşünüyorsanız, biraz moral bozucu ama heyecanlandıran bir haber verelim: Dünya’nın derinlikleri meğer elmas madeniyle doluymuş!

Amerika’nın en prestijli eğitim kurumları olan MIT, Harvard ve Berkeley üniversitelerinden bilim insanları, yakın zamanda tüm dünyanın değerli madenlere bakışını değiştirecek bir keşif yaptı. Ses dalgaları kullanılarak yapılan tektonik incelemeyle yeryüzünün derin katmanlarında 1 katrilyon ton miktarında elmas olduğu anlaşıldı. 1 katrilyon ton = 1000 trilyon ton, rakamla 1.000.000.000.000.000 kilo anlamına geliyor. Düşünün ki dünyanın en büyük 22 elmasından biri olan ve Topkapı Sarayı’nda sergilenen Kaşıkçı Elması 86 gram ağırlığındadır.

Sismik dalgalarla tespit edildi

Fay hatlarının derinliğini ve depremlerin yapısını anlamak için kullanılan sismik dalgalara hepimiz aşinayız. Ses dalgalarının yer katmanlarında ilerleyişi kayaların yapısını tanımaya yarıyor. Kayanın yoğunluğuna, dokusuna, ısısına ve mineral tiplerine bağlı olarak sesin ilerleyiş hızı değişiyor. Sismik verileri inceleyen bilim insanları bu sayede yeryüzünün içinin neye benzediğini ve hangi madenlerin bulunduğunu saptayabiliyor.

Elmas madeni kraton adı verilen, ters dönmüş dağa benzeyen kaya katmanlarının içinde yer alıyor. Araştırmacılar, yerin 322 kilometre derinliğine kadar yayılan kraton katmanlarının dip kısımlarında, yani köklerinde yüzde 1 ila 2 oranında elmas bulunduğunu tahmin ediyor. Dünyada bulunan kraton miktarı ölçüldüğünde, gezegenin derinliklerinde saklı elmas miktarı da anlaşılmış oluyor. Son yapılan araştırmada ortaya çıkan miktarın bugüne kadar tahmin edilenin bin katından fazla olduğu belirtildi.

Peki bu durum dünyadaki elmasların değerini düşürür mü? Hayır, çünkü en az 145 kilometre derinlikte yatıyorlar ve yeri kazıp onlara ulaşabilecek teknolojimiz bulunmuyor... Yapılan keşif, bir şeyi aslen neyin değerli kıldığını düşündürmesi açısından manidar… Belki de bundan sonra bir elmasa baktığınızda onu değerli yapanın dünyada az bulunması değil, ona bakan gözlerdeki ışıltı olduğunu daha iyi fark edebilirsiniz...